Bölüm 20

8.9K 428 96
                                    

Barış, taksiden indi ve önündeki binaya baktı. Sonra telefonundaki konumu bir kez daha kontrol etti. Gelmesi gereken yerde olmasına rağmen, nedense daha iyi bir bina ile karşılaşacağını düşündüğünden, kendini doğru yerde olduğuna ikna edememişti. Kafasını kaldırıp eski, dökük binaya baktı. İkinci katın penceresinin altında tabelayı gören gözleri sonunda doğru yerde olduğuna ikna olmuştu.

Avukat Melis Deveci...

Kapıya yöneldi. Kapı kapalıydı. Mecburen zile basacaktı. Parmağının ucunu, isimliklerde gezdirdi ve basacağı isme geldiğinde durdu ve zili çaldı.

Binanın eskiliğine tezat olarak, görüntülü diafon olması Barış' ı güldürdü. O gülerken, üzerindeki küçük led ışıklarıyla yüzünü aydınlatan kameraya baktı. Gelen sesle irkildi.

"Buyurun?"

Ses, Melis' e ait değildi. Kim olduğunu merak etmedi.

"Barış Sönmez, Melis Hanım' la görüşmek istiyorum." deyince kapı açıldı.

Asansöre hiç güvenemediğinden merdivenlerden çıktı. Bu bina, sonradan iş merkezine çevrilmiş bir aile apartmanı hissi veriyordu.

Ulaştığı katta açık kapıya yöneldi. Kısa boylu, orta yaşlı bir kadın onu ciddi yüz ifadesiyle karşıladı.

"Merhaba, Melis Hanım burada mı? Telefonla ulaşamadım da..." dedi gülümseyerek.

Kadın yüzündeki ciddi ifadeyi daha da ciddileştirerek sordu.

"Neden ulaşmak istediniz Melis Hanım' a?"

Barış, müşteri olabilme ihtimali varken bile bu kadar sert konuşan kadının tavrına anlam veremedi ama yine de samimiyetle cevapladı kadını.

"B-ben arkadaşıyım..." dedi ama içinden yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu anlayabiliyordu.

Kadın, duyduklarını kuşku ile tarttıktan sonra kapıyı açıp girmesine izin verdi. Barış, içeri girerken yine de tedirgindi. Arkasındaki kadına dönüp, az önce sormasına rağmen cevabını alamadığı soruyu tekrarladı.

"Melis burada mı?"

Kadın oturması için koltuk gösterdi Barış' a. Barış, büyümeye devam eden merakını bir an önce gidermek için gösterilen koltuğa çöktü.

"Nereden arkadaşsınız Melis Hanım' la?" diye sordu.

"Eski mahalleden... Küçükken bizim mahallede yaşıyorlarmış. Abim ile abisi arkadaş, biz de oradan tanışıyoruz.... Da siz beni neden sorguya çekiyorsunuz?" diye sordu dayanamayıp.

Kadın şimdi yüzünün ifadesini yumuşattı. Açıklamaya başladı.

"Melis Hanım, bakmakta olduğu bir dava nedeniyle iki gün önce ofiste tartaklandı. Endişe etmeyin ama..." demeye kalmadan Barış ayağa kalkmıştı bile.

"Ne demek tartaklandı?! Bir şeyi var mı? Nerede şimdi?"

Soruları arka arkaya sıralaması kadının cevaplamasına engel oluyordu. Sustu.

"Sakin olun, bir sorun yok, ben çıktıktan sonra gelmişler, biraz etrafı dağıtıp korkutmak istemişler. Adamlar dava dosyalarını dağıtınca Melis de adamlara diklenmiş, itiş kakış olmuş ama iyi. Evde dinleniyor, annesi yanında." dedi.

Kadın anlatırken, marketteki odadan çıkarken Melis' in onları uyarması geldi aklına.

Korkarak sordu.

"Hangi dava?"

Kadın, anlam veremeyen gözlerle baktı Barış' a.

"Davalarını biliyor musunuz ki? Otopark davası, iki aydır devam ediyor." deyince, sonucu değiştirmese de kendi davalarıyla alakalı olmaması bir şekilde vicdanına nefes aldırmıştı.

Yangınım [TAMAMLANDI] Where stories live. Discover now