Bölüm 34

6.8K 376 71
                                    

Kapının gürültüyle çalınması ile yataktan fırladı Eda. Kalbi ağzından çıkacak gibi atıyordu. Hızla kapıyı açtı. Karşısındaki kızgın bir boğa nam-ı diğer Ateş' ti.

"Hayır olsun?" dedi Eda.

Ateş hızla kafasını salladı.

"Hayır, hayır merak etme." dedi ve uzanıp elini tuttuğu gibi, saçı başı dağınık kızı salona götürdü. Ayşe Hanım ve Barış' ın yüzlerindeki ifadeyi gören Eda, Ateş' in "hayır" derken kinaye yaptığını anladı.

Ateş, Eda' yı televizyonun karşısına güzelce yerleştirdikten sonra elini bıraktı ve televizyona bakması için iki saniye kadar fırsat tanıdıktan sonra tüm öfkesi ile konuştu.

"Bak! Bak ne oldu? Ne dedim ben sana, "yapma, adama acıyıp röportaj verilmez" demedim mi? "Melis' e danışmadan iş yapma" demedim mi? Al işte!" dedikten sonra televizyona döndü.

Televizyonda gündüz kuşağı magazin programında, herhangi bir davete hasbelkader girmeyi başarabilirlerse, tüm gece Eda' ya yalakalık yapacak iki kadın ve bir adam, onu eleştiriyorlardı.

Kadınlardan biri konuştu.

"Yani ben bunu hiç anlamadım. Adil Bey, rahmetli, çok güçlü bir medya patronuydu, hepimiz onu çok severdik de, bu Eda' nın yaptığı da, babası yeni ölmüş, üstelik onun yüzünden öldü şimdi kimse içinden geçeni söylemez ama ben dobra bir kadınım söylerim. Hepimiz onun yüzünden öldüğünü düşünüyoruz. Çıkmış röportaj veriyor bir de yani babası iki hafta önce ölmemiş, ölümüyle hiç ilgisi yokmuş gibi aşktan falan konuşuyor, çok ilginç!"

Eda, gözleri kocaman açılırken, ellerini otomatik olarak ağzına götürdü. Ağzından çıkabilecek her türlü küfrü tutmak ister gibiydi.

Ekrandaki üçlüden erkek olanı konuşmaya katıldı.

"Yok ama şimdi Eda hanıma da haksızlık etmek gibi oluyor böyle, konuyu aşka getiren o değil yalnız, muhabir... Neydi adamın adı? Hah, Bülent Tezcan. O getiriyor konuyu aşka..." dedi.

Diğer kadın nefessiz cevap verdi.

"Aman bu da! Hep böyle kadınların tarafını tutar. Adam, babanızdan saklanırken neredeydiniz diye soruyor, Eda, cennetteydim diyor! Ne demek bu? Birisiyle berabermiş işte..."

İlk konuşan kadın sözü tekrar alıyordu.

"Röportajın sonuna kadar izlediyseniz, rejiden rica edelim, o bölümü ekrana versinler, adam zaten sonda görünüyor!"

Ateş' in yüzü ekranda görülüyordu şimdi. Eda' nın Ateş ile göz göze gelmeye cesareti yoktu ama Ateş' in neden bu kadar kızgın olduğunu anlayabiliyordu.

Adam konuştu.

"Şimdi yanılıyorsam beni düzeltin, Eda Hanım, Erkan Balaban ile nişanlı değil mi?"

Kadınlardan birinden sahte bir kahkaha çıkıyordu mide bulandırıcı.

"Ayy sen de âlemsin şekerim, baksana ayol, Erkan Balaban mı kalmış? Adamı resmen... şimdi söylenmez de televizyonda..."

Kameraya dönüp konuşmaya devam etti kadın.

"Tabi ki, biz röportaj üzerinden yorum yapıyoruz. Konuştuğumuz herkes yayına bağlanıp konuşma hakkını kullanabilir. Erkan Bey, çok değerli bir iş insanı. Eda Hanım da..."

Eda, hızlıca düşündü. Bunu düzeltmeliydi.

"Telefon." dedi. Ateş' le konuşmaya cesareti olmadığından Barış' a döndü.

Yangınım [TAMAMLANDI] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin