Bölüm 11

11.2K 527 210
                                    

Eda, tedirginlikle baktı Ateş' in yüzüne. Ona güveniyordu ama haftalardır Ateş'ten başka insan yüzü görmemişti. Şimdi Barış ve Nazım ile tanışmak onu çok tedirgin ediyordu.

Ateş, telefonunu çıkarttı. Eda' nın sıkıntılı olduğunun farkındaydı ama Barış ve Nazım' ın yardımı olmadan bu kadar büyük bir olayın altından kalkabileceğini düşünmüyordu. Hatta ikinci aşamada, Uygar' ı da dahil etmeyi planlamıştı ama bunu henüz Eda' ya söyleyip onu daha da tedirgin etmeye gerek görmedi.

Nazım' ı aradı.

"Kardeşim, Barış' ı da alıp karşıya gelin." dedi.

Nazım ile son konuşmalarından ve Nazım' ın beklenmedik itirafına kendi itirafı ile karşılık verdikten sonra, hiç konuşmamışlardı. Beril' in babasına yarın istemeye geleceklerini söylediğini de söyleyememişti henüz Nazım' a. Ama Beril konusunun, bu evin dışında kalması gerekiyordu. Sonra konuşacaktı. Yarın.

Kapı tıklandı. Eda yerinden aniden kalktı. Ateş, elini kaldırarak onu durdurdu ve kapıyı açmaya gitti. Nazım ve Barış' ı hızlıca içeri alıp kapıyı kapattı. Oturma odasına girdiler. Eda, ne yapacağına karar veremiyormuş gibi olduğu yerde sallanıyordu.

Ateş konuştu.

"Eda, Nazım, en yakın arkadaşım.." dedi. Nazım elini uzattı. Eda da hemen uzatılan ele karşılık verdi.

"Memnun oldum." dedi Nazım. Eda gergince gülümsemekle yetindi.

"Bu da Barış, kardeşim." dedi.

Eda, bakış açısını, Nazım'dan Barış'a çevirdiğinde karşısında ağzı açık şapşal suratıyla Barış, büyülenmiş gibi Eda' ya bakıyordu.

"Ohaa, televizyondakinden daha güzelsin..." dedi. Ateş, küçük bir yumruk ile Barış' ı kendine getirmeye çalışırken, "yemin ederim gerizekalı bu çocuk.." diye mırıldanıyordu.

Eda kıkırdadı. Uzun zamandır içinde bulunduğu cehennemden kısa bir süre de olsa çıkıp, böyle güzel şeyler duymak hoşuna gitmişti.

"Teşekkür ederim. Fotojenik olmadığımı söylerler." dedi.

Barış, abisinden böğrüne gelen yumruğun da etkisiyle kendine gelmiş, durumu toparlamaya çalışıyordu.

"Ablam olarak yani demek istedim. Hatta yenge falan tarzında..." gibi daha da batırıcı açıklamalar yaparken, Eda, kaçmaya karar verdi.

"Ben hemen size kahve yapayım, herkes içer yani, içersiniz, neyse ben gidi..." diyerek telaşla odadan mutfağa attı kendini.

Ateş, Barış' ın üzerine yürürken Nazım aralarına girdi.

"Oğlum, sen gerizekalı mısın? Ne yengesi, ne diyorsun şimdi, derdimiz bu mu?". Kısık sesle bağırıyordu Ateş.

"Abi valla, yanlış anlamasın diye toparlamak istedim de, ağzımdan öyle çıktı, ama çok da şey yapmadı yaa? Yapmadı değil mi Nazım abi?" diyerek Nazım' dan destek bulmaya çalıştı.

Nazım, ikisini de yakasından tutup, "Oturun lan! Evde kavga edersiniz." diyerek oturmalarını sağladı.

Eda, kahveleri getirip herkese servis yaptı. Kendi kahvesini alıp oturduğunda sakarlık yapıp kendisini rezil etmediği için sevindi.

Eda ve Ateş birbirlerine baktılar. Toplanma nedenleri belliydi. Sosyal bir ortam beklenmiyordu. Konuya girmesi için Ateş' e sessizce izin verdi Eda. Ateş de bunu anlayarak konuya girdi.

"Sizleri buraya Eda' nın durumu için çağırdım. Eda, evinden zor şartlarda çıkmak zorunda kalmış ve şu anda burada saklanıyor. Ben... ona yardım edeceğim ama karşı karşıya olduğumuz insanlar... kaynakları yüksek kişiler, kalabalıklar. Onun için sizin yardımınıza ihtiyaç duyacağız."

Yangınım [TAMAMLANDI] Where stories live. Discover now