Bölüm 15

10.2K 513 59
                                    

Havanın soğuğu, arabanın içindeki üç gergin adamın vücut sıcaklığı ile birleşince, arabanın camları buhar yapmıştı. Sessiz süren yolculuğun gerginliğini almak Nazım' a düştü.

Gülerek homurdandı.

"Ulan..."

Ateş, omzunun üzerinden dönerken Barış dikiz aynasından baktı.

"Hayrola?" dedi Ateş.

"Tuğkan geldi aklıma..." deyip gülmeye başladı. Ateş de gülmede ona eşlik etti ama Barış duruma Fransız kalmıştı.

"Tuğkan kim yaa? Ben bilmiyorum." diye açıklama bekledi.

Nazım gülmeye ara verip Barış' ın dikiz aynasındaki yansımasına bakarak anlatmaya başladı.

"Bizim bir arkadaş vardı Tuğkan, zengin bebesi, aynı böyle Eda' nın babası gibi zengin babası vardı ama Tuğkan tam bir it yani öyle bir manyak." Ara verip güldü. "Bir gün içmişiz böyle burnumuzun ucunu göremiyoruz, Tuğkan harika bir fikir sundu, dedi bizim evi soyalım..."

Barış güldü.

"Manyağa bak, kendi evini mi soymak istiyor?" diye sordu.

Ateş cevap verdi.

"Özel üniversiteye yazdırmıştı babası. Tuğkan hiçbir derse girmeyince babasına haber vermişler. Babası altındaki arabayı, elindeki kartları, her şeyini almış. Beş parasız kalmış salak. Ondan hırslandı, babasına ceza kesecek kendince, biz de bulaşacak yer arıyoruz yaa..."

Barış, anlatılacak olaylara merakından "Eee sonra?" dedi.

Nazım devraldı anlatma işini.

"Sarhoşuz, mal gibiyiz. Plan yaptık ama ne plan. Böyle Eda'nın evi gibi yüksek duvarlar falan, biz de kendimizi "Görevimiz Tehlike" filmindeki Tom Cruise gibi hissediyoruz. Neyse... Atladık, zıpladık, eve girdik. Biz sanıyoruz ki, tüy gibi hafif, sessiziz. Hayvan gibi gürültü yapmışız, babası dahil evdeki herkes uyanmış. Tuğkan korkudan odasına kaçtı. Biz kaldık abinle piç gibi salonun ortasında."

"Neeee?" diyerek gülmeye başladı Barış.

"Yaaa, salaklığın sonu işte. Polis çağırdılar, nezarete attılar mı bizi?"

"Eee Tuğkan ne yaptı?" diye sordu Barış.

Bu sefer konuşan Ateş' ti.

"Ne yapsın, biz nezarette it gibi titrerken, sabah kalkmış, güzel kahvaltıya oturmuş. Babası demiş adamlar suçüstü yakalandı, en az beş yıl yerler, bizi sevdiğinden değil haa, beş yıl yalnız kalırım diye ağlaya ağlaya itiraf etmiş babasına."

Barış da Nazım da gülüyordu şimdi. Nazım durulunca sözü aldı Ateş' ten.

"Piç herif yakacaktı bizi, neyse babası zaten anlamış bizim onun arkadaşları olduğumuzu da, oğluna ders vermek için yapmış."

"Sonuç?" dedi Barış.

"Sonuç... Biz çıktıktan sonra Tuğkan' ı hayatımızdan sildik, o da okuluna gitti, şimdi arada kahvedeki gazetelerin sosyete sayfalarında fotoğrafını görüyoruz, ama hala aynı mal Tuğkan." dedi gülerek.

Tuğkan sayesinde gergin hava dağılmıştı. Bu arada da evin arkasına gelmişlerdi. Barış, arabayı görünmeyecek şekilde ormanlık tarafa park etti. Ateş, direksiyondaki Barış' a son bir uyarı yapmayı uygun buldu.

"Ne duyarsan duy, kesinlikle ama kesinlikle arabadan ayrılmayacaksın. Eğer arabaya yaklaşan biri olursa asla diyaloga girme ve hemen hareket edip başka tarafa geç, dikkat çekme. Biz çıktığımızda kapıları kilitle, anladın mı?" diyerek kaşlarını kaldırdı. Her bir kelimesinin Barış' ın beynine işlemesini istiyordu.

Yangınım [TAMAMLANDI] Donde viven las historias. Descúbrelo ahora