Bölüm 30

7.6K 418 82
                                    

Canım kızım, güzel Eda'm,

Sana anlatmak istediğim o kadar çok şey var ki...

Öncelikle şunu bil ki, ölümüm sadece ve sadece kendi tercihimdi, senin asla sorumluluğun yok bunda.

Ben... Sana asla iyi bir baba olamadım güzel kızım. Ben baba sevgisi görmemiş bir çocuktum ve senin de bir seferinde bana dediğin gibi "sevgi öğrenilen bir duygudur." Ben baba sevgisini öğrenmediğim için de sana vermeyi bir türlü beceremedim. Annen hayattayken bana talimatlar verir, yönlendirirdi ama o gittikten sonra, kayboldum babalıkta ve sonra da işin içinden hiç çıkamadım. Seni üzdüm, incittim, örseledim. Benden aldığına her zaman içten içe övündüğüm zekanı, zamanla bana karşı kullanınca seni şiddetle durdurmaya çalıştım. Oysa bir zaman sonra anlamıştım, seninle herşeyi açık açık konuşsam bunların hiçbiri olmayacaktı. Ama geç kaldım...

Ben zor bir hayat yaşadım kızım. Hayatta kalmak için verdiğim mücadele, bir süre sonra hırsa dönüştü ve her ne yolla olursa olsun, zirvede olmak, başarılı olmak, zengin olmak tek amacım oldu. Şimdi sen bunun okulunu okuduğun için teşhis koyabilirsin ama ben o kadar kendimle dopdoluydum ki, kendimi dinlemedim, yaptıklarımı sorgulamadım, ahlaki bir yanlış bulmadım yaptıklarımda ama yanlış olan çok şey yaptım. Bir kere anneni, Zeynep' i asla istediği gibi sevemedim. Benim için o, zenginliğime açılan kapıydı. O beni deliler gibi severken, ben onu sadece bir basamak olarak gördüm. Bunu anladıkça, bana hırsı ve kızgınlığı hep arttı. Kavgalar evden eksik olmamaya başladı. Oysa Zeynep'in tek istediği benim tarafımdan sevilmekti. O hırçınlaştıkça ben başka kadınlara gittim, o daha da hırslandı

Sana borcumu güzel gözlerine bakarak ödemeye cesaretim olmadığından, şimdi yazarak anlatacağım sana annenin ölümünü.

Sosyeteden başka kadınlarla birlikte olmaya başladıktan sonra bir kadında asla uzun süre kalmadım, annenden korktuğumdan değil. Boşanmak isterse işime gelirdi çünkü. Hiçbir kadını kendime musallat etmek istemediğimden. Ama birinde diğerlerinden uzun kaldım, o kadın beni benden alıyordu. Annen, günü birlik ilişkilerimi bildiği halde hiç yakalayamamıştı ama bu kadını tanıyordu ve onunla aramda birşeyler olup olmadığını bana sormaya başladı. Ben asla yok demedim ama var da demedim. Cevap alamadıkça sorgular arttı. Ev çekilmez bir hale geldi. O gün, yani annenin öldüğü gün, sabah gözlerini açar açmaz, yine kavgaya girişti. Ben daha fazla dayanamayacağımı söyledim ve bir süre evden gitmemin doğru olacağına karar verdim. Ya tamamen bitecekti bu evlilik ya da annen durulunca geri dönecektim. Ama annen delirdi. Asla girmeme izin vermeyeceğini söyleyerek bana saldırdı. Kendimi korumak için ona vurdum, gurur duymuyorum. Sonra bavulumu hazırladım. Çocuk gibi, ben bavula bir şeyler koydukça o bavuldan alıp dolaba koyuyordu. Sinirlendim kapının önüne çıkardım ve kapıyı kilitledim. Bavulumu hazırlayıp kapıyı açana kadar o kadar hırslanmıştı ki, kapıyı açar açmaz saldırdı bana. Gidersen kendimi öldürürüm gibi tehditlerde bulundu. Bende onu dinlemeyerek uzaklaşmaya çalıştım. Tam merdivenin başında elimdeki bavulu almaya çalışınca onu pervaza doğru yatırdım ve artık bana engel olmaya çalışmamasını söyledim. O ise benden kurtulup bavulu almaya çalışıyordu, parmaklarını gözlerime bastırınca acı ile onu bıraktım. Nasıl olduğunu bilmiyorum ama ben gözlerini ovalarken, annenin çığlığını duydum ve gözlerimi açtığımda merdivenlerden aşağı yuvarlanıyordu. Onu durdurabilmek için hemen atıldım ama tutamadım. Aşağı koştuğumda annen çoktan ölmüştü. Gözleri açık ama ışıksızdı. Telaşa kapıldım, benim üzerime kalacağını düşündüğümden anneni arkadaki ormanlık alana götürdüm ve senin bulmanı sağladım. Tek düşündüğüm kendimi kurtarmaktı. Ben asla bir baba gibi düşünmediğinden, senin yaşayacağın travmayı hiç hesaba katmadım. Sen ilerleyen yıllarda sormaya başlayınca telaşlandım, telaşım sinire dönüştü, sinirim fiziksel saldırıya. Sana vurduktan sonra hep pişman oldum kızım ama ben hiç başka türlüsünü bilmedim, hep kendimi kurtarmak üzerine kurdum hayatımı. Davayı yeniden açtıklarında biliyordum ki, bunun sonu hapis olacaktı. Polis, o merdivenin başına, anneni ve beni yerleştirdiğinde, kendisi düştü ben itmedim dememin bir faydası olmayacağını biliyordum çünkü ormana onu ben yerleştirmiştim. 

Yangınım [TAMAMLANDI] Where stories live. Discover now