Bölüm 4

15.5K 716 159
                                    

Ateş, tentürdiyot sürdüğü pamuğu yaraya bastırırken Zeliha' nın canının yanacağımı biliyordu ama yara uzun zamandır bakımsız kalmış ve iltihaplanmaya başlamıştı. Ne kadar dikkatli ve hafif yapmaya çalışırsa çalışsın sonucunda canı yanacaktı. Elinden gelen tek şey, seri hareket edip bir an önce işini bitirmekti.

"Zeliha, canın yanacak, üzgünüm. Ama hazırlıklı ol." dediğinde Zeliha metanetle başını salladı. Belki daha önce bundan çok daha kötülerini yaşamıştır diye düşündü Ateş. Zeliha' dan aldığı baş onayı ile temizlemeyi bitirdiği yarayı dikmek üzere iğneyi steril bir hale gelirdi ve ipi geçirdi. Yarayı olabildiğince yüzeysel dikmeye çalışacaktı. Nazım' ın eşek derisini dikmeye benzemiyordu bu narin deriyi dikmek. Elleri şimdiden ter içinde kalmıştı ve fark etmişti ki, Zeliha da korkudan titriyordu. Bu da Ateş' in gerginliğini bir kat daha arttırıyordu.

Elindeki iğne ile etrafına bakındı Ateş. Zeliha ne aradığını anlamaya çalışır gibi Ateş' in baktığı yerlere bakıyor ama ne aradığını anlayamıyordu. Ateş, en sonunda, hafifçe yana uzanarak diğer koltuktaki yastığı aldı ve Zeliha' ya uzattı.

"Yastığın ucunu ağzına sok." dedi. Zeliha anlamsız bir ifadeyle Ateş' e bakmaya devam edince, "acıdan ısırman gerekebilir, dişlerin kırılmasın diye." dedi. Bunun, Zeliha' yı korkutacağının farkındaydı ama söylemesi gerekiyordu.

Zeliha yastığı alırken yerinde huysuzca kıpırdandı.

"Acaba başka bir şekilde mi yapsak?" dedi son çare. Ateş, korkusunu anladığı için fikirlerini duymak istiyordu.

"Nasıl yapalım?" derken elindeki iğneyi aşağıya indirdi.

Zeliha düşündü, etrafa bakındı. Sonra birden gözlerinde şimşekler çıkartarak Ateş' e baktı.

"Eczaneden daha güçlü bir uyuşturucu alabilir miyiz? O zaman hiçbir şey hissetmem, ne dersin?"

Ateş, Zeliha' nın masum fikrine tebessümle karşılık verdi ama bu mümkün değildi.

"Daha güçlü şeyleri sadece doktorlara verirler Zeliha, biz alamayız. Daha önce Nazım' la bir eczaneden almaya çalıştığımızda polis çağırmışlardı, bir gece nezarette yattık o yüzden."

Zeliha' nın yüzü düştü. "Nazım kim?" diye sordu küskün sesiyle.

"Nazım benim en yakın dostum. Yokuşun yukarısında, bizim markete yakın kahvesi var. Çok güvenilir insandır, aklında bulunsun. İhtiyacın olursa Ateş' in arkadaşıyım de, her türlü yardım eder." dedi Ateş.

Zeliha kafasını salladı. Gözlerini Ateş' in gözlerine dikti. Biliyordu ki bekledikçe hem ağrı kesicilerin etkisi azalacak hem de korkusu artacaktı. Acı için hazırdı.

"Tamam o zaman, başlayalım." dedi iç hesaplaşması biter bitmez.

Ateş, kafasıyla onaylayıp az önce indirdiği elini tekrar kaldırdı. İğneyi sıkıca tuttu ve diğer eliyle yaranın iki yanını birleştirdi. Usulca nefesini verirken, "gözlerini kapat ve yastığı ısır." dedi. Şu an, Zeliha' nın yüzüne bakarsa motivasyonunu kaybedeceğini bildiğinden kafasını hiç kaldırmadan iğneyi deriye geçirdi ve Zeliha' nın boğuk feryadına aldırmadan diğer taraftan çıkarttı. Zeliha' nın feryadı geçmeden ikinci kez deriye batırdı iğneyi, biliyordu ki durursa ne o devam edebilirdi ne de Zeliha devam etmesine izin verirdi. Zeliha' nın azalan feryadı bir kez daha yükseldi. Gırtlağından dökülen boğuk çığlığın dışarıdan duyulmamasını diliyordu Ateş. Bir kez daha deriye girdiğinde telefonunun sesini, Zeliha' nın kesif çığlığına rağmen duyabilmişti. Ama duramazdı. Diğer taraftan iğneyi çıkarttığında, üçüncü dikişi bitirmişti. Dördüncü için hazırdı ama Zeliha' nın bağırmaya gücü kalmamıştı. Yarı baygındı. Aslında böylesi daha iyiydi onun için. Tekrar batırdı iğneyi ve kısa sürede dördüncü dikişi de bitirmişti. Az önce kesilen telefon araması şimdi tekrar başlamıştı ama Ateş' in cevap verebilecek durumu yoktu. Bir kez daha deriye yöneldiğinde, artık Zeliha' dan can çekişen bir ses geliyordu. Durmak istedi. Nefes alsın istedi ama duramazdı. İki dikiş daha atarsa bu iş bitecekti. Son bir gayretle ve yine Zeliha' ya bakmadan altıncı ve yedinci dikişi bitirdi. İpi kendi içinden geçirerek ustalıkla düğüm attı. İpi kestiğinde ancak Zeliha' ya bakacak cesareti bulmuştu. Üzerindeki çarşafın yüzünü örten kısmı terden sırılsıklam olmuştu. Gözleri yarı aralık şekilde Ateş' e bakıyordu. Ateş, gözlerini Zeliha' dan çekmeden ayakları üzerinde doğruldu. Eczane poşetinin içinden sargı bezini ve bandı çıkararak yarayı kapattı. Her hareketinde Zeliha' yı gözleriyle kontrol ediyordu. Bayılmamıştı oysa bayılacağını düşünmüştü

Yangınım [TAMAMLANDI] Where stories live. Discover now