19//Olası İsyanın Kıvılcımı

7.9K 1.2K 318
                                    

İyi öğlenler👋🏼👋🏼

Başım o kadar ağrıyor ki, zor getirdim bölüm sonunu... Siz bunu okurken ben gidip yatacağım😣

Neyse umarım beğenirsiniz, iyi okumalar dilerim~~~

...................

Taehyung

Sabah pencereden odaya sızan güneş ışıkları yüzünden gözlerimi kırpıştırarak araladığımda, göğsümde şimdiye kadar tecrübe etmediğim bir ağırlık vardı. Öyle ki, gözlerimi açıp görüş açıma ilk olarak tavan girdiğinde, birkaç saniye nefes alma kabiliyetimi sınırlandıran bu ağırlık yüzünden panik bile olmuştum. Ancak daha sonra hatırladım ve bu sayede başımı yastıktan yavaşça kaldırıp hissettiğim ağırlığın sebebini öğrenmek için içimde büyük bir istek oluştu.

Daha önce hiç yanımda biriyle uykuya dalmamıştım. Saraydan ayrıldıktan sonra elbette Jeongguk ile yan yana uyuduğumuz zamanlar olmuştu ama aynı şey değildi. Birbirimize sırtımızı dönüp olabildiğince araya mesafe koyduğumuz zaman, benim için birlikte uyumuş sayılmazdık.

Birlikte uyumak, gözlerini sabah uyandığından yanında ve kollarında olacak kişiye son bir kez baktıktan sonra huzurla kapatmak nefes kesiciydi. Bazen saray kütüphanesinde nadiren bulunan kısa halk hikayelerinden okurdum ve o hikayelerin yazarları iki köylü arasında geçen aşkı anlattıklarında, mest olduğumu hissederdim. Aşkın nasıl bir duygu olduğunu merak ederdim çünkü kendimin hiç tecrübe edemeyeceğini biliyordum.

Annem gerçek bir alfa gibi davranmamı istemekten öte, sarayda boş boş dolaştığımı düşündüğü için evlenmemi de istiyordu. Bir omeganın varlığının kurdumu daha aktif yapacağına inanıyordu Defalarca kez karşıma ya haremden ya da başka krallıklardan seçtiği gelin adaylarıyla çıkmıştı. Bir gün eninde sonunda bir adayı kabul etmek zorunda kalacağımı biliyordum. Bahanelerim tükenecek ve arzularıma ulaşamadan resmi olarak görüştüğüm bir omegayla mühürlenecektim.

Ancak bu yaşanmadan önce, kendimi saraydan kaçarken bulmuştum. O saraydan kaçarken ardımda olabildiğince rahat hayatımla birlikte annemin baskıcı tutumunu da bırakmıştım. Her gün abimin emri altındaki biri tarafından öldürülme korkusu yaşasam bile, kısacık bir süre için bile olsa özgür olabildiğim için sevinmeden de edemiyordum.

Doyumsuz bir şekilde aşkı arzuladığım zamanlar pek uzağımda değildi. İnsan canının derdine düştüğünde okuduğu peri masallarını hatırlamaya pek fırsat bulamıyor ve duygularına bir ad veremiyordu. Ama başımı kaldırdığımda gördüğüm manzara, kendi sınırlara tabi zihnimde duygularıma bir isim koymak zorunda olmadığımı fısıldamıştı bana.

Daha önce pek çok omegayla birlikte olmuştum. Bir yönden çocuktan farkım olmadığı için sarayda yapacak bir şey bulamadığımda kendime değişiklik arardım ve bunun en olur yolu da hareme giden o uzun koridormuş gibi gelirdi. Saraydaki neredeyse her omegayla iki kelam etmiştim ve bazılarıyla daha da çok yakınlaşmıştım ama hiçbiriyle, hiçbiriyle başı göğsümdeyken sabahı karşılamamıştım.

Saçlarının birkaç tutamı yüzüne, geri kalanları ise kulağının arkasından göğsüme doğru dökülüyordu. Büyük ihtimalle gece bu pozisyona gelmeden önce istemsiz yaptığımız hareketler yüzünden kayarak çıplak tenimi açıkta bırakan yakası geniş kıyafete yasladığı yanağı olduğundan çok daha şişkindi. Belki birazcık da yüzü ve dudakları da şişmişti ama sorun değildi, onda çok güzel duruyordu.

Dirseğimi başımı üstünden zorlukla kaldırdığım yastığı yaslamak ve onu daha uzun süre sessizce izlemek istiyordum ama ufacık kıpırdandığım anda bile kaşlarını çatıp başını göğsüme sürtmüştü. Daha fazla dik tutmaya gücümün olmadığı başımı aldığım nefesi geri vererek yeniden yastığın üstüne yasladım ve belime sarılı elin üstümdeki kıyafetin kumaşını sıkıştırmasını hissettim.

contrarian omega and the prince alpha Where stories live. Discover now