contrarian omega and the prince alpha

5//Aykırı Omega İçin İdeal Eş

   Günaydın sıkıcı fizik dersinden bildiriyorum kznxksnfjd

İyi okumalar dilerim hepinize~~

Ha bir de oylar azıcık düşük önceki bölümlere göre oy verebilir misiniz diye soracaktım👉👈

.............

      Karşımdaki alfaya bakıyordum. Oturduğumuz zaman belimizin biraz üstüne ancak gelen bir masada karşı karşıya oturuyorduk. Önümüzde ona servis yapmam için konulmuş porselen bir çaydanlık ve bardaklar, çevremizde ise odanın çevresinde yakılmış tütsülerin kokusu vardı. Öyle ki, tütsülerin kokusu alfanın çam ağacı kokan feramonlarını bile bastırmıştı. Odayı ortadan ikiye bölen, arkasında yanan mumların yarattığı gölge oyunlarıyla henüz başlamadığımız konuşmamızı dinlemek üzere toplanmış birkaç omegayı ele veren perdedeki gölgeler an be an hareketlerini sürdürüyorlardı.

Gölgesini göz ucuyla gördüğüm omegalar arasında alfayı bana bulan çöpçatan, bu görüşme için olabildiğince heyecanlı olan annem ve gelirken hesaba katmadığım, görüşme sırasındaki hareketlerimi ve tavrımı kasabadaki omegalara yayacak bir de haberci vardı. Habercinin varlığı, yaptığım en ufak bir yanlış hareketin bile tüm kasabaya yayılacağı, ailemizi utandıracağı anlamına geliyordu. İki gündür kafamda kurduğum tüm kendimden soğutma planları böylece suya düşmüştü.

Özünde, gece yatmadan önce Viola ile yaptığımız plana sadık kalacak ve alfayla yalnız başımıza konuştuğumuz sırada onu kendimizden soğutmak için türlü türlü yalan uyduracaktık. Ancak daha önce bu tip bir görüşmede bulunmamış olduğum gerçeği ve görüşmede yalnız olacağımızı sanarak ettiğim aptallık, işleri tamamen çıkmaza sokmuştu.

Şimdi ise kendimi bu alfaya beğendirmek zorundaydım aksi halde annem bir daha sokağa bile çıkamayacaktı. Bir omeganın alfalara nasıl bir tavır alacağını öğrenememiş olması tamamen ailesine bağlanırdı ve adam öldürsek karşılaşmayacağınız bir tavırla karşılanırdı.

Görüşmeden önce annemin bin bir tembihine uyarak hazırladığım feramonlarım gibi vanilya aromalı olan çay alfanın soluk ince dudakları arasında akıp giderken, üstümdeki çöpçatanın yanına gittiğim zamandakinden bile daha süslü olan elbisenin beni boğduğunu hissettim. Bu sefer yakamı bile açık bırakamamıştım çünkü mühürlenmemiş bir omega olarak alfalara tenimi göstermem ahlaksızlık yerine geçiyordu. Üstümde kat kat giydiğim içlikler, tüm bedenimi gizleyen büyük ve oturduğum için etrafa salınan etekleriyle alfanın bakışlarını üstüme çeken ipek bir kıyafet vardı.

Yüzüm bağlı saçlarıma tutturulan bir tül ile yarı yarıya gizlenmişti ve alfanın yüzünü ancak tülün ardından görebiliyordum. Aynısı onun için de geçerliydi. Ancak anlaşılan, o benim aksime bu ikili görüşmeler konusunda çok daha tecrübeliydi zira ben başımı masadan kaldırıp onu incelemeye cesaret bulamazken onun kısık gözleri tüm bedenimi geldiğinden beri beşinci defa süzüyordu. Yüzümü yarım da olsa gizleyen tüle ve bedenimi kat kat saran kumaşlara rağmen bakışları altında çırılçıplak hissediyordum ve bu o kadar rahatsız ediciydi ki...

Viola o çayı içmeye başladığından beri konuşup duruyordu. Bu yüzden olsa gerek gözlerim bir an bile kahverengiye dönmüyordu ve alfanın bunu gördüğünde verdiği tepki korkmak ya da garipsemek olmaktan çok memnun bir tavırla gülümsemek olmuştu. Tavırları daha da korkmama sebep olmaktan başka bir halta yaramıyordu. Beni beğenmeyeceğini düşünmüştüm, hiçbir alfa benim gibi eksik bir omega istemezdi ama o hiçte kasabadaki alfalar gibi bakmıyordu. Yoklukta falan olabilir miydi?

Gerçi, benimki de soruydu. Göz ucuyla görebildiğim kadarıyla çekici bir yüzü yoktu. Feramonları baskından çok gereksiz ferahtı ve gözlerimi yaşartıyordu. Ben böyle hissediyorsam diğer omegalar da benzer şeyler hissetmiş olmalıydı. Ayağa kalkıp dakikalardır kurmaya çalıştığım hanım hanımcık omega imajını yerle bir ederek çöpçatanın boğazına sarılma ve suratına bana evde kalmış bir alfayı layık gördüğünü haykırma isteği içimde çok baskındı ve anlaşılan bunu isteyen yalnızca ben değildim.