38//Alfanın Kıskançlığı

6.7K 1K 636
                                    

Günaydın👋🏻👋🏻

Başlıktan da anlaşıldığı üzere kıskanç Taehyung'a merhaba demeliyiz dkxmskjf

İyi okumalar dilerim hepinize~~

...............

   Taehyung 

   Bir sonraki sabah uyandığımda, gecenin aksine Jeongguk yanımda değildi. İlk defa birlikte uyuduğumuz bir gecede benden önce kalkıyordu, bu yüzden olduğum yerde doğrulup elimin tersiyle ağzımı kapatıp esnerken, biraz kederli hissediyordum. Ancak anlaşılan, eşimin yanında uyanamamamdan daha büyük bir sorunum vardı çünkü esnemeyi bırakıp etrafıma bakmaya karar verdiğimde, yatağımın yanında diz çökmüş bir alfayı fark etmiştim.

Ah, demek uyanmamın sebebi oydu. Bende neden omzum deliniyormuş gibi hissettiğimi merak ediyordum. 

Uyandığımdan ve tamamen ayıldığımdan emin olduktan sonra beni sarstığı elini üstümden çeken alfa dudakları gerilirken sırıttı. "Günaydın çaylak. Bir an öğlene kadar uyuyacaksın sanmıştık." O çoğul eki kullandığında, gözlerimi kırpıştırdığım sırada onunla birlikte başımda dikilen üç kişinin daha olduğunu fark etmiştim. Aralarında Jeongguk yoktu. Jeongguk neredeydi?

"O kadar geç oldu mu?" Elimle yüzümü ovuşturup boğuk bir tonla sorarken, aklımda yalnızca Jeongguk'un nerede olabileceğine dair fikirler dolanıyordu. Onu görmek istiyordum. Madem benden önce uyanmıştı, neden beni de uyandırmamıştı ki? "Evet, çok geç kaldın. Çaylakların daha özverili olmalarını beklerdim." Yataklarımızın başında bulunan kalın direğe yasladığı omzuyla elindeki bıçağı inceleyen neredeyse iki katım olan alfaydı konuşan. Yüzünü görebilmem için oturduğum yatağımda başımı kaldırmam gerekmişti. 

Dün gece, bir an önce Jeongguk'a sarılmak ve onunla uyumak için çokta detaylı incelemediğim bu dört adamın isimlerini bile hatırlamıyordum. Sanırım ilk gün için pek iyi bir başlangıç yapmamıştım. 

"Sen ona bakma. Güneş daha yeni doğdu. Henüz çoğumuz antrenmana başlamadı bile." En arkada duran diğerlerine göre birazcık daha kısa olan alfa ellerini beline yerleştirmişken konuştuğunda, başımı sallayarak onu onayladım ve ufak bir teşekkür mırıldandıktan sonra parmak uçlarımla kavradığım yorganı üstümden attım. Bu sırada, onlar konuşmayı henüz sonlandırmamışlardı. 

İçlerinden şimdiye kadar hiç konuşmamış olan kızıla çalan kısa saçlara sahip alfa, az önceki arkadaşının dediğini kalın bir mırıldanmayla onayladı ve, "Evet, bizim uyuşukların doğru düzgün pozisyon almalarına bile daha çok var. Ama o çelimsiz alfa, onu gerçekten takdir ediyorum. Aranızda en erken kalkan benim fakat ben dışarı çıktığımda o çoktan antrenmana başlamıştı bile." demişti gözleri hayranlıkla parıldarken. 

Elimi yere yaslayıp ayaklanacağım sırada duyduğum cümleler, duraksamama ve diğer alfalar konuşanı onaylarken kaşlarımı çatmama sebep olmuştu. "Kimden bahsediyorsunuz?" Bakışlar yeniden üstüme döndü. Beni uyandıran alfa yere çöktüğü ayaklarından destek alarak hızlıca ayaklandı ve bana elini uzatırken cevap verdi. "Arkadaşından. Seni bilemem ama Namjoon onu orduya katmayı teklif etmekle kesinlikle en iyisini yapmış. Resmen sabah sabah herkese örnek oluyor." Tabi ya... Jeongguk benden erken uyanmışsa onu yanımdan kaldırabilecek tek bir sebep olabilirdi. Ben kahvaltı hazırlarken yapmaktan asla vazgeçmediği günlük antrenmanı...

Bana elini uzatan alfanın eline tutunup ayaklandım ve içimde oluşan huzursuzluğu görmezden gelmeye çalışırken, "Ya, öyledir o. Asla aksatmaz antrenmanlarını." diye mırıldandım. Sanırım karşımdaki alfalar ve ordunun geri kalanı Jeongguk'u takdir ettiği içindi içime çöreklenen bu his. Saçmalıktan başka bir şey değildi ama ondaki cevheri benden başkasının görmesini istemiyordum. 

contrarian omega and the prince alpha Where stories live. Discover now