34//Kontrolü Kaybetmek

8K 1.1K 354
                                    

Tünaydın👋🏻👋🏻

Araya kahvaltı girdiği için bu kadar geç attım kusura bakmayın djxnkxnd

Bir de, mühürlenmelerini çok isteyenlerden özür dilemek istiyorum👉🏻👈🏻 Tıpkı ilk öpücükleri gibi, bunun içinde hoş planlarım var çünkü🤭

Neyse, yine başları soft, sonları biraz aşırıya kaçmış bir bölümle geldim. Umarım beğenirsiniz. Bu sefer nasıl ve kime yardım edeceklerini sonraki bölüm öğreneceğiz👐🏻

İyi okumalar dilerim~~

................

    Taehyung

    Dışarıya açılan küçük bir pencereye benzer açıklığa sahip mağara odasında, zemine serilmiş çeşit çeşit hayvan postunun üzerinde uzanırken, altımdaki adamın boynuna onun memnuniyetle gülümsediğinin bilincinde olarak dudaklarımı bir kez daha bastırdım. Ardından ise aramızda artık bir oyun haline gelmiş o soruyu sordum kulağına neredeyse fısıldayarak. 

"Affettin mi?" 

Kollarını boynuma dolayıp üstünde yükselmeme izin vermeden yeniden başımı boynuna doğru çekiştirdi ve olumsuz bir mırıltı çıkardı. Böylece bende verdiğim küçük nefesle boynuna doğru gülmüş ve kollarımı kaldırdığım beline biraz daha sıkıca sarmıştım. Dudak içlerim yeniden boynundaki yumuşacık deriyle buluşup, bu sefer yalnızca öpmekle yetinmeyip hafifçe emdiğimde, genzinden hoşnut mırıltılar yükselmiş, bacaklarını belime sarmıştı. 

Bu sefer bıraktığım öpücüğün çok daha uzun olduğunun bilinciyle son bir defa tenini emip, dilimle ıslattığım bölgeye dudaklarımı bastırıp çok az da olsa geri çekilip yeniden kulağına yöneldim. "Peki ya şimdi?" Sıcak nefesimin kızarmış kulağına vurması onu rahatsız etmiş olsa gerekti. Başını istemsizce omzuna doğru eğdi. Omzu ve boynu arasındaki bölgeye onun kolları arasında hapsedilmiş olmama rağmen, hiç bozuntuya vermeden dudaklarımı bu seferde kulağına bastırdım.

"Taehyung..." Nefes nefese duyulan mırıltısı, beni durdurmaya yetmedi. Bu seferde dilimle kulağına hafifçe dokundum ve bu sefer ismimi mırıldanmakta kalmamış, beni çıldırtacak şekilde resmen inlemişti. 

Onlara yardım etmeyi kabul ettiğimizi söylediğimizde, Jeongguk'un küçüklük hocası olan ve bu küçük sürüyü de yöneten alfa, bize çıkışa yakın bir yerlerde oda vermiş, küçük yer altı şehirlerinin her bir noktasını gezdirmişti. 

Bulunduğumuz yer bir çeşit madene benziyordu ancak değerli taşlar çıkartmak için değildi. Özenle kazılmış koridorlar ve herkese yetecek kadar çok olan küçük odacıklar, hayranlık uyandırıcıydı. Açıkçası, tüm o güzellikleri gördükten sonra kaçırmasalar da onlara katılabileceğimi düşünmüştüm. 

Bizi yalnızca dikkatimizi çekebilmek için kaçırdıklarını itiraf etmiş ve özür dilemişlerdi. Jeongguk'un o adamın eski hocası olduğunu öğrendikten sonra buna takıldığı çok söylenemezdi ama ben kollarımı göğsümde bağlayıp söylenmeden edememiştim. Gerçi, bu tepkim bir yere kadar devam etmişti çünkü sevgili eşim kolumu dürtüp koca gözlerini belerterek bana baktığında, pes etmekten başka çarem yoktu. 

Bizi kaçıran bu insanlarla aramızdaki soruların çözülmesinden sonra, kendi aramızdaki sorunları çözmek üzere onlardan izin istemiştik. Hem bize, hem de hala bu kaçırma ve yardım isteme işinden pekte memnun olmayan Yoongi'ye bir oda vermişlerdi. Jeongguk için dışarıya açılan bir yeri olan bir oda istediğimde, bana her ne kadar tavır alacak olsa da, gülümsediğini görmüştüm. Bu da beni rahatlatmıştı. 

Kehanetten ona bahsetmemiştim şimdiye kadar. İkimizi de ilgilendiren bir şeyi ondan saklamam pek hoş değildi, bunu kabul ediyordum. Ama aramızdaki ilişki adım adım gelişirken ve o bana yaklaşırken bir anda, her şeyin sebebinin saçma sapan bir kehanet olduğunu söyleyemezdim. Yanlış düşüncelere kapılabilirdi, benden uzaklaşabilirdi, daha da kötüsü hayal kırıklığına uğrayabilirdi, bunların hiçbirini aklından geçirmesini istemiyordum. 

contrarian omega and the prince alpha Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin