27//İlk Defa Yalnız Geçmeyen Dolunay

7.5K 1.1K 788
                                    

Günaydın👋🏻👋🏻

Çok heyecanlıyım bu bölüm için kdnckdndk Umarım siz de beğenirsiniz...

Bir de, iki bölümdür yazacağım ama hep unutuyorum🤦🏻‍♀️ Özünde bu hikayenin bir yan shipi yok. Yalnızca akış sırasında Bts üyelerini birkaç bölümlüğüne dahil etmeyi planladım.(Tıpkı Jimin aşkım da olduğu gibi :3)
Ama eğer çok istediğiniz bir ship olursa söyleyebilirsiniz araya eklerim onu👉🏻👈🏻

Evet, bu kadardı. İyi okumalar dilerim~~

................

Jeongguk

Mağaramızın içinde yediğimiz akşam yemeğinden sonra, ay ışığı yer yüzünü henüz aydınlatmaya başladığında dışarı çıkmıştık. Son birkaç gündür hava karardıktan sonra dışarıya çıkmamaya çok daha büyük bir özen gösterdiğim için, başımı mağaranın girişinden uzatmak benim için gerçekten zordu.

Hem de böyle bir gecede, bunu yapmak gerçekten zordu.

Jeongguk! Çok sıkıldım! Ne zaman dönüşebileceğim?

Viola'nın heyecandan yerinde duramadığını kanıtlayan ses tonu, sırtımı yasladığım ağaca başımı da yaslarken derin bir nefes almama sebep oldu. "Biraz daha bekle, lütfen. Uğraşacağına söz verdin." Ağacın benim yaslandığım tarafın arkasında üstünü çıkartan bedenin duymaması için neredeyse fısıldayarak söylemiştim bu cümleyi. Her ne kadar nehirde yıkandığı zamanlarda ne yapıp ne edip ona dönmeme sebep olsa da, Taehyung Hyung da ben de mahremiyete önem veriyorduk.

Bu yüzden bulduğumuz gövdesi kalın bir ağacın iki karşıt tarafına geçmiş, üstümüzü çıkartmıştık. Ben alışık olduğum, hatta Viola sürekli baskı yaptığı için ondan çok daha aceleciydim bu konuda. Çabucak kıyafetlerimden kurtulmuş, çimenlerin dokusu tenimi rahatsız ederken onu beklemeye başlamıştım.

Akşam yemeğinde, bu dönüşme mevzusu hakkında biraz daha konuşmuştuk. Benim aksime o kurdunu hiç hissedemiyordu. Hem de hiç. Gözlerinin kırmızıya döndüğünden bahsettiğimde bile dehşete düşmüştü. Bundan bile haberdar olmaması beni de epey şaşırtmıştı gerçi. Bu konuda onunla empati yapamadığım bir gerçekti.

Planımız, Viola'nın alfayla konuşması ve onu ikna etmesinden oluşuyordu. Taehyung Hyung her ne kadar gerçekten ümitli olsa da, tereddütlü bakmıyor da değildi yemekteyken yüzüme. Ona hak veriyordum, sonuçta Viola'yı tanımıyordu. Onun benden bile daha inatçı olduğundan haberi yoktu. Eğer işin ucunda dönüşmesine izin vermem varsa, Viola bırakın alfanın dönüşmesini sağlamayı onu baştan bile çıkartırdı.

Ona daha hızlı olmasını söyler misin?! Her dakika mükemmel gecemden çalıyor şu anda!

Birkaç dakikanın ardından yeniden duyduğum isyankar serzenişi dudaklarımı birbirine bastırıp gülüşümü durdurmaya çalışmama sebep oldu. Kurt formundayken bensiz ne yaptığını bilmiyordum ama her ne yapıyorsa, gerçekten çok eğleniyor olmalıydı. Her dolunayda bitmek bilmeyen bir heyecan duyması şaşırtıcıydı.

"Hyung, daha ne kadar sürecek? Hayır, o kadar çok üst üste de giyinmiyorsun oysaki." Ağacın arkasından gelen hışırtı sesleri bir anlığına duraksadı. Daha sonra ise duymak istediğim ses tahmin ettiğimden daha endişeli bir tavırla, "Üzgünüm, sadece çok panik yaptım. Neden bilmiyorum." demişti.

Oturduğum yerde dizlerimi kendime çekip yan döndüm hafifçe. Gözlerimi görüş açım içindeki nehrin üstüne ay ışığının yansıdığı suyundan ayırmadan elimi ağacın arkasına doğru uzattım ardından. "Gergin olman işimizi zorlaştırmaktan başka bir şeye yaramıyor. Elimi tutmaya ne dersin? Belki sakinleşmene yardımcı olabilir." Bir süre ses vermedi. Hatta, gayrı ihtiyari çıkardığı tüm o hışırtılar bile bıçak gibi kesildi ancak en sonunda, arkaya uzattığım elime temas eden parmak uçlarını hissetmiştim.

contrarian omega and the prince alpha Where stories live. Discover now