Trouble 18.Bölüm

3.7K 206 59
                                    

(JUSTIN'İN GÖZÜNDEN)

Haberi diğerlerine de vermek için ertesi güne kadar bekledik.O sırada değişimin kıyısında olan hayatımızı düşünüp dehşete düşmekle,geleceği hayal edip karışık duygular yaşamakla meşguldük.

Ben evlenmenin yapabileceğim en büyük delilik olduğunu düşünürken şimdi yanıldığımı farkediyordum.Baba olmak delilikti.Yaşadığımız hayatın bazı duygularımızı körelttiği doğruydu ama sevgiyi yok edecek kadar güçlü birşey yoktu.Belki derinlere çekilip berbat bir kişiliği dışa vurdurabilirdi ama o duyguyu çekip çıkaracak biri mutlaka çıkardı.Ruby benim için bu işi halletmişti.Hayatıma girip beni değiştirmişti.Başta bunun büyük bir anormallik olduğunu düşünsemde şimdi ne kadar büyük bir mucize olduğunu iliklerime kadar hissedebiliyordum.

Ruby beni iyileştirmişti ve onu seviyordum.Onunla birlikte bana vereceği herşeyede aşıktım.

'Hadi gel.Bizi bekliyorlar.' Kafamı kaldırıp kapının önünde beni bekleyen Ruby'e baktım.Ufak bir oyuncak ayı gibi giyinmişti.Ayaklarını sıcak tutacak ev botları,bana ait kalın bir ceket ve bacaklarına sıkıca saran bir tayt giymişti.Ellerinde eldiven vardı.Yumuşak bi atkıyıda burnunu örtecek şekilde sarmıştı.Sırıtıp yerimden kalktım.Yanına gidip elinden tuttum.Kapıdan çıkıp diğerlerinin kaldığı eve doğru yürümeye başladık.Ruby aceleci adımlarla beni çekiştiriyordu.

'Hava çok soğuk ve sen oyalanıyorsun.Üstelik üzerinde ince bir tişört dışında hiçbir şey yok.' Hızlı adımlarına ayak uydurup onu takip ettim.Birlikte bahçedeki yeşil çalıların arasından geçtik.Artık bahçedeki hiçbir renk kalmamış,hepsi beyaz bir örtünün altına gizlenmişti.

'Bebeğim böyle dengesiz adımlarla yürürsen düşeceksin.' Aldırış etmeden yürümeye devam etti.Kapının önüne gelince saçıma düşen birkaç kar tanesini eliyle silkti.

'Ve sende beni yakalarsın.' Saçımla oynamaya devam ederken ona izin verdim.Parmakları tutamlar arasında gezinip tarak görevi görüyordu.Biz birbirimize bakarken kapı açıldı.

'İçerisi soğumadan kıçınızı kaldırın.' Talbot geriye çekilip bize geçeceğimiz kadar yol açtı.Ayağımızı içeri attığımız an kapı kapandı.

'Birkaç saniye kapı açık kalsa ölmezsin prenses.' Her zaman oturduğumuz tekli koltuğa oturup Ruby'i kucağıma çektim.Bacaklarını kolçaktan aşağı sarkıtıp elini enseme oradanda saçlarıma götürdü.

'Bizimle ne konuşacaksınız?' Adrian bile saklandığı delikten çıkıp aramıza katılmıştı.Gina,Maria ve Dean bir koltuğa yerleşmişlerdi.Talbot yerde bir mindere oturmuştu.O sırada Gabriel koridordan gelip boştaki mindere oturdu.Hunter tekli koltukta oturmuş bira içiyordu.Salonun en uzak köşesinde Victoria vardı.Duvara yaslanmış bekliyordu.

Bir an için nereden konuya girsem diye düşündüm ama Ruby benim yerime cevap verdi.

'Bizim bir bebeğimiz olacak.' Tam o anda ufak şaşkınlık nidaları duyuldu ve Hunter evleneceğimizi duyduğundaki gibi ağzındakini püskürttü.Bira çenesinden akarken şişeyi kenara bıraktı.

'Eğer bunu birkez daha yaparsanız canınızı yakacağım.' Gina ayağıyla Hunter'ı dürttü.

'Bu pisliği sen temizleyeceksin.Herneyse,' Koca bir gülümsemeyle bize döndü.Onların bu olanları bildiğinden şüpheleniyordum.

'Yani Justin bunu kabul etti.' Herkes Maria ve Gina'ya baktı.Dean yastığıyla Maria'ya vurdu.

'Siz biliyor muydunuz?' Kızlar gülüp birbirlerine baktılar.Maria'da kendi yastığıyla Dean'e vurunca güldüler.Bir an aralarında olan ufak etkileşimi farkettim ama Victoria dikkatimi dağıttı.

Trouble (Crime-II)Where stories live. Discover now