Trouble 25.Bölüm

2.8K 172 33
                                    

(RUBY'NİN GÖZÜNDEN)

"Evden çıkacaksın."              Sesinin tonu herhangi bir itiraz kabul etmeyeceğini belli ediyordu. Yine de herhangi bir çekince duymadan kollarımı göğsümde birleştirip ona meydan okudum.

"Hayır."              Bana yanımda biri olmadan dışarı çıkmamamı söylemişti. Bende dediği şeyi yapacaktım. Tam olarak kastettiği şeyin bu olmadığını biliyordum ve kuralları zorluyordum ama en azından direniş gösterip şansımı deneyecektim. Yan evden birini çağırabilirdi ama Adrian gelmediği sürece yeni bir ev bakmaya başlamamız gerekirdi. Gabriel ve Talbot çoktan eve dönmek için yola çıkmışlardı ve birkaç dakika içinde herkes üzerimize gelen bir bomba olduğunu öğrenecekti.

"Burada kalıp yapacağın birşey yok. Sen gittikten sonra herkesi evden çıkarıp bende geleceğim."             Gitmek için bir girişimde bulunmadım. Aksine koltuğa oturup ayaklarımı uzattım. Justin beni omzuna atıp dışarı çıkaracak gibi bakıyordu ama diğer herkes evdeyken kaçamazdı. Aynı zaman Chris açık bir savaş ilanıyla üzerimize gelirken kaçmak istemiyordu.

"Adrian'ın buraya geri dönmesi en az yarım saat sürer. Elinde bombayı halledebilecek benden başka kimse yok. Risklerin farkındayım ama bunu ilk kez yapmıyorum."              İkna olacak gibi durmuyordu. Tam bana birşey söylemek için ağzını açtığında kapı yumruklandı. Justin'in çenesi kasıldı. Kapıyla arama geçip salondan çıkmam için işaret etti.

"Kapıyı aç. Chris ve arkadaşı bu kadar çabuk gelemezler. Ayrıca bombayı koymak için kapıyı çalmalarını beklemiyorsun herhalde."              Justin tereddütle kapıya gitti ve kenardaki camın perdesini çekip gelenlere baktı. Yüzündeki gergin ifade biraz olsun yumuşayınca haklı olduğumu anladım. Kapıyı açtığında bir saat önce giden herkes eve tekrar doluştu.

"Planı olan var mı?"              Kimse oturmuyordu. Belki biraz fazla rahat davranıyordum ama ayakta dikilmekte bana birşey kazandırmayacaktı. Bombayı koymak için ya geceyi bekleyeceklerdi ya da bugünlük vazgeçeceklerdi. Biz evdeyken yapmalarının imkanı yoktu.

"Bence hepiniz birer bira kapıp bir film açın. Evde 7 kişiyiz ve 3 kişi daha buraya gelecek. Bombayı koyacaklar ve hiçbirimiz farketmeden patlacaklar mı yani? Eğer o kadar dikkatsizsek zaten ölmemiz gerekiyordur."             Omuzlarındaki kasılmanın düzeldiğini gördüm ama kimse oturmadı. Bende yerimden kalkıp onlara katıldım.

"Biriniz Ruby'i buradan çıkarsın."               Justin'in sözü üstüne Hunter ve Dean bana doğru bir adım attılar. Kızların beni dışarı çıkarmaya güçleri yetmezdi. Bende onlarla birlikte bir adım geri gidip aradaki mesafeyi korudum.           "İşi zorlaştırma lütfen. Bende bombayı hemen patlatmayacaklarını biliyorum ama seni önlerine atmayacağım. Sen bombayı durdurmaya çalışırken uzaktan patlatmayacaklarını nereden biliyorsun?"              Bakışlarını Dean'e çevirip beni işaret etti.

"O zaman işiniz çok daha zor olacak. Halledemeyecekseniz siz neden evde kalıyorsunuz?"           Dean kolumu yakaladığında ondan kurtulmak için debelenmeye başladım. Maria'da Dean'e yardım etmek için diğer kolumu yakalayınca Justin'e baktım. Gerçekten beni buradan sürüklemelerine izin vereceğine inanamıyordum.

"Bombayı koymalarına fırsat vermeyeceğiz. Herşey birkaç dakika içinde hallolacak. "             O kadar rahat anlattı ki itiraz etmeye çalıştım.           "Yine de burada durmayacaksın."

Bakışlarını Maria ve Dean'e çevirdi.

"Arabaya binip buradan uzaklaşın otele ya da halk arasında olacağınız bir yere gitmeyin. Yalnız olup olmadıklarını bilmiyoruz. Peşinize birini takarlarsa yalnız kaldığınızda atış serbest."            Bana bakma zahmetine bile girmeden arkasını döndü. Kollarımdaki ellerden kaçmak için uğraşmayı bıraktım çünkü yediklerim geri çıkmak üzereydi. Birgün içinde ikinci kez kusmak istemiyordum. Diğerleri evde kalırken Dean beni arka koltuğa oturttu. Maria sürücü koltuğuna geçince Dean yan tarafa bindi.

Trouble (Crime-II)Where stories live. Discover now