Trouble 27.Bölüm

2.2K 147 16
                                    

Mavi gözler Justin ve benim aramda gidip geldi. Ne yapacağımı bilemediğimden sessizce kenarda bekledim. Justin annesinin bir tepki vermesini bekliyordu. Tedirgin bakışları cevabın ne olacağı hakkında bir fikri olmadığını belli ediyordu. İkimizinde korkusu kadının kapıyı kapatması ya da bağırıp çağırmasıydı. Öyle birşey yapacak birine benzemiyordu ama aradan uzun bir süre geçtiği belliydi.

Destek olmak için Justin'in elini tutacakken ufak kadın kollarını Justin'in boynuna doladı. Justin'in elleri bir an afallamayla iki yanında durdu ama ardından o da kollarını kadının beline dolayıp yüzünü omzuna gömdü. Justin'in annesi parmaklarını Justin'in saçları arasında gezinirken yüzümde hafif bir gülümseme oluştu.

Justin'in bunu yalnız yapmaya gücü var mı bilmiyordum ama onları bir süre yalnız bırakmak istediğim için kaçacak yer aradım. Ben kendime bir yer bulamadan Justin annesine beni işaret etti.

"Bu Ruby,nişanlım. Yani ona evlenme teklifi ettim. Nişanlı sayılıyoruz sanırım." Kadının yüzündeki şaşkınlığı farketmemek mümkün değildi. Başkası olsa Justin'e, bu kadar ani konuştuğu için küfrederdim ama buranın pek uygun olduğunu düşünmüyordum. Kadın üst üste yaşadığı şoklarla biraz afallamış gibiydi ama sakinliğini korumayı iyi beceriyordu.

Bana doğru uzanan nazik eli tutup gülümsedim.

"Anlaşılan Justin hala aceleci. Ben Pattie." Pattie kapıyı daha da açıp içeri girdi. "Hadi, içeri gelin." Justin çantaları alıp elimi tuttu. Birlikte bize gösterilen yoldan salona gittik. Justin'in dediği gibi evde yiyecek birşeyler olduğunu içerideki yemek kokusundan anladım. Ev fazla büyük durmuyordu ve şirin bir hali vardı. Özellikle yemek kokusu içerideki havayı ısıtmıştı, daha da ev gibi hissettiriyordu.

"Yalnız mısın?" Justin bunu söylerken biraz üzgün gibiydi. Elindeki çantaları bırakıp koltuğa oturunca bende yanına oturdum. Pattie karşımızdaki tekli koltuğa oturunca gözlerimi mobilyalarda ve duvarlardaki resimlerde gezdirme fırsatı buldum. Salonda 3 koltuk dışında ufak bir kütüphane, minik bir şömine ve camın önüne yerleştirilmiş bir sehpa vardı. Sehpanın iki tarafına rahat görünen sandalyeler koyulmuştu. Krem rengi ve kahve tonları içeriye hakimdi.

"Jeremy ve çocuklar akşam yemeği için gelecekler." Jeremy'nin Justin'in babası olduğunu biliyordum. Çocuklar Jazymn ve Jaxon olmalıydı. Tanışmayı hiç kafamda canlandırmadığım için ne yapmam gerektiğini bilmiyordum ama bir anda herkesle tanışma fikri beni korkutuyordu. "Sizde kalacak mısınız?"

Sesindeki tereddütten kalmama ihimalimizi duymak istemediği anlaşılıyordu. Justin benimle tanıştığı süre boyunca annesine uğramamıştı. Ondan önceki ayrı kaldıkları süreyi tahmin edemiyordum ama uzun bir zaman olduğu kesindi.

Justin'in de kalmak istediğini tahmin edebiliyordum. Hemen geri döneceğimiz bir yolculuk için çanta hazırlama gereği duymazdı.

"Eğer senin için sorun değilse? Seninle konuşmak istediğim şeyler var. Çok uzun zaman oldu." Pattie hafifçe gülümsedi. Gülüşündeki hafif kırgınlığı farketmemek mümkün değildi. Her geçen saniye üzerimdeki gerginlik yok oluyordu.O an aklıma gelen şeyle midem burkuldu. Pattie'ye hamile olduğumu nasıl söyleyecektik?

Muhtemelen çok genç olduğumu düşünecekti. 20 yaş erkendi. Hayır, kesinlikle çok genç olduğumu düşünecekti. Beni sevip sevmeyeceğini bile bilmiyordum.

"Sorun ne?" Justin parmaklarımı sıkıp düşüncelerden sıyrılmama neden oldu. Kendime geldiğimde karşımdaki koltuk boşalmıştı. Telaşla Justin'e dönüp hızlı ve sessizce konuşmaya başladım.

Trouble (Crime-II)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin