Trouble 20.Bölüm

3.3K 180 54
                                    

(RUBY'NİN GÖZÜNDEN)

Gözümü açtığımda ilk gördüğüm şey açık renk tavandı.Görüntü ortadan yanlara doğru genişleyip netleşti.

'Uyandı.'            Tepki vermeme fırsat olmadan üzerime bir ağırlık çöktü ve ince bir beden bana sarıldı.Sarılmaya bayılan bir insan değildim.Sadece bir anda sarılmak isteyince gidip Justin'e sarılırdım ama şuan sarılmak istediğim anlardan biri değildi.Özellikle kaburgalarıma baskı yapan bir ağırlığa hiç ihtiyacım yoktu.

'Kalk üstümden.'            Gina kollarını çözüp geriye çekildi.Maria onu omuzlarından tutup yanına doğru çekti.Odada sadece ikisi vardı.Ardından arkalarında kalan koltukta oturan Dean'i farkettim.

'Kendini nasıl hissediyorsun?'          Kafamı yastıktan kaldırıp dirseklerimden destek aldım.Oda hafifçe döndü.Endişeli gözler büyürken kaşlarımı çattım.

'Siktir!...Justin nerede?'             Kimse birşey söyleyecek gibi durmuyordu.Yumruk atma isteği yaratan saçma bakışları bana döndü.Başkasından yarar gelmeyeceğini anlayınca ayaklarımı yatağın kenarından sarkıtıp kalkmak için harekete geçtim.Maria ve Gina omuzlarıma yüklendi.Seslice nefesimi verip isyan ettim.

'Beni durdurmaya çalışmanızı anlıyorum ama bunu üzerime yük vermeden yaparsanız memnun olurum.'            Kendi bedenimi bile ayakta tutmakta zorlanıyordum.Üzerime yüklenen başka bir yüke ihtiyacım yoktu.Elleri gevşesede beni bırakmadılar.Maria tereddütle bakıp parmaklarını omzumdan çekti.Gina hala omzumu tutuyordu.Üzerimde bol,siyah bir tişört vardı.Bir kolu omzumun oradan kesilmişti ve açıkta kalan bütün kolum beyaz bir sargıyla sarılıydı.

Gina'nın elini itip sargılı kolumu kaldırdım.

'Bu kadarı gerekli miydi?'             Cevap vermelerine izin vermeden yerimden kalkıp ağır ağır kapıya doğru yürüdüm.

'Hey bekle!'           Bana söyleneni yapmayıp odadan çıktım ve nefesimi verip boynumu kütlettim.Evin içi camdan giren ışıkla aydınlanıyordu ama ses yoktu.Salona doğru yürüyüp etrafa bakındım.Kimse yoktu.Bir süre durup etraftan bir ses bekledim.Bağırışlar bodrum kapısının arkasından geliyordu.

'Ruby, bence şuan Justin'in yanına gitmemelisin.'           Dean araya girip yolumu kapattı.Gözlerimiz birleştiğinde yorgun bakışlarım onu endişelendirdi.

'İzin ver.Lütfen!'         Başını eğip önümden çekildi.Ayaklarımı sürüyerek bodrum kapısına  doğru gittim.Kapının önüne gelince kum torbasına inen yumrukların sesini duydum.Elimi kapı koluna koyup kendimi cesaretlendirdikten sonra içeri girdim.

Justin arkası dönük halde kum torbasını yumruklamaya devam ediyordu.Sırtı ve saçları terden ıslanmıştı.Tavandaki lamba bodrumun ortasını aydınlatmaya yetiyordu ama ben karanlıkta kalıyordum.

'Size Ruby'nin yanından ayrılmayın dedim.'          Sert bir yumruk daha atıp kapıya döndü.Benimle göz göze gelince çenesi sıkılaştı.Talbot ve Gabriel yan duvara yaslanmış oturuyorlardı.Talbot tek eline aldığı ağırlığı kaldırmayı bıraktı.Pozisyonlarından dolayı ayağa fırlamaya hazır olduklarını anlayabiliyordum.          'Dışarı çıkın.'              

İkiside Justin'e baktı.Beklediğim gibi sinirliydi.Bağırmamıştı ama bu daha kötüydü.Fırtına öncesi sessizlik dedikleri bu oluyordu.

'Ruby'i ezip o piçi bulmaya gitmeyeceksen çıkarız.'            Justin onlara bakıp bekledi.İkiside sırayla yerlerinden kalkıp yanımdan geçtiler.Talbot omzuma çarptı.Hafif bir sızı hissetsemde sorun etmedim.Gabriel onu sırtından itip kulağıma doğru eğildi.

Trouble (Crime-II)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin