Trouble 21.Bölüm

3.3K 171 20
                                    

(RUBY'NİN GÖZÜNDEN)

Yataktan kalkarken üzerimdeki örtüyü ittirdim.Kolum tekrar sargıyla sarılmıştı ama ne zaman yapıldığını hatırlamıyordum.Kimin yaptığını bulmak için düşünmem gerekmiyordu.Kavga etsek bile Justin'in beni güvende tutmak istediğini biliyordum.Belki de artık sadece bebeği güvende tutmak istiyordu.

Hiçbir şey hissetmiyordum.Hissizliğin beni hafifletmesi gerekirken omuzlarım daha da çökmüştü.Saçlarımı bileğimdeki lastik tokayla topladım.Ayaklarımı yere sürüyerek salona doğru ilerlediğim sırada evde sessizlik hakimdi.Çıplak ayaklarımın koridordaki taşlarda çıkardığı ses koltuğa oturana kadar devam etti.

Ayaklarımı göğsüme çekip kafamı yastığa koydum.Sağ kolum üstte kalacak şekilde yatarken kumandayla televizyonu açıp ilk çıkan diziyi izlemeye başladım.Fantastik birşeye benziyordu ama fazla odaklanamadığım için anlamıyordum.Boş gözlerle ekrana bakmaktan sıkıldığım için televizyonu kapatıp sırt üstü döndüm.Tavanı seyrederken Justin'in bana söyledikleri kafamın içinde dönüyordu.

'Bebek doğduktan sonra defolup gidebilirsin.Seni durdurmayacağım.'


Karşılığında sadece ''tamam'' diyebilmiştim.Onu kaybetmek istemediğim doğruydu ama beni istemediğini söylerse peşinden ayrılmayacak kadar aptal değildim.Senaryolardaki güçsüz kadın karakterler gibi beni istemeyen birinin peşinden koşmayacaktım.Asıl beni zor durumda bırakan şey Justin'in bunu sinirle söylediğini biliyor olmamdı ama yinede benim ufak aptal kalbim kırılmıştı işte.

Elimi gözlerim üstüne kapatıp nefesimi verdim.Göğsüm ağır ağır inip kalkarken duvar saatinden gelen tik taklar sinirimi bozmaya başladı.Yine de saatin pillerini sökmek için yerimden kalkma zahmetine girmedim.Aklım kafamı karıştıracak ya da saatlerce üstünde düşüneceğim konulara kaymasın diye tik takları saymaya başladım.Tam dikkatim dağıldı dediğim sırada bütün sıkıntı tekrar üzerime çöktü.

Justin eve döndüğünde ne yapacağımı bilmiyordum.Bir yanım açık açık konuşmak istiyor, diğer yanım yalnız kalıp konuşmamak için yalvarıyordu.O sırada tüm bunları bastıran bir ses duydum.Midemin gurultusunu...

Yerimden kalkıp mutfağa doğru yürüdüm ve bunu yaparken ayaklarımı yere sürtmeyi ihmal etmedim.Evin içi fazla aydınlık değildi ve bu beni rahatsız etmiyordu ama pişirip yiyeceğim yemeği görmek istediğimden mutfağın ışığını açtım.Gözlerim ani aydınlıkla sızlasada birkaç kez kırpıştırıp buzdolabının önüne yürüdüm.Kapağı açınca gözlerim raflarda gezindi.Pişirecek fazla birşey var gibi durmuyordu.Kağıda sarılı duran birşey görünce alıp tezgahın üzerine bıraktım ve bacağımla buzdolabını kapattım.

Tezgahın üzerine bıraktığım şeyin kağıdını açınca tavuk butlarını gördüm ve midem heyecanla tekrar guruldadı.Başımı karnıma çevirip kaşlarımı çattım.

'Sende mi sabırsızsın?' Bunu neden sesli söylediğimi yada kime hitap ederek konuştuğumu bilmiyordum.Ocağın altında kalan dolaptan büyük bir tava çıkarıp içine yağ döktüm.Ocağı yakıp yağın ısınmasını beklerken baharatları ve tavukları hazırladım.Pişirdiğim tavukları koyacağım temiz tabağıda hazır ettikten sonra ocağın başına döndüm.Tavukları baharatlayıp tavaya attım.Yağ çıtırdayıp tavuklar pişerken elimi çenemin altına koyup bekledim.Her tarafının güzelce pişmesi için maşayla tavukları çevirdim.

Yemeğin kokusu içeri yayılınca acil alarm gibi midem tekrar guruldadı.

'Tamam anladık.' Kafamı kaldırınca mutfak kapısında dikilen Justin'i gördüm.Bedenini pervaza yaslamış beni izliyordu.Yüzündeki sırıtma daha da suratımı asmama neden oldu.

Trouble (Crime-II)Where stories live. Discover now