Trouble 24.Bölüm

3.5K 141 23
                                    

(JUSTIN'İ GÖZÜNDEN)

Eve geldikten sonra ikimizde sırayla duşa girip temizlenmiştik.Eğer birlikte girsek alışveriş merkezinin tuvaletinde doruğa çıkardığımız hisler bizi tekrar birbirimize itecekti.

Ona dokunmakta sakınca görmüyordum.O da ellerini benim üzerimde gezdirmekten şikayetçi değildi ama hamileyken neleri sakıncalı olacağından emin değildim.

Ruby duştan sonra yeni tişörtlerinden birini giyip kendini yatağa atmıştı.Örtüyü karnının üstüne çekip kollarını yastığın altına soktu ve gerindi.

"Tatlı yatağım." Mırlayıp yüzünü daha da yastığa gömdü ve yüzümde hafif bir gülümseme oluştu.Yanına yaklaşıp saçları arasına bir öpücük kondurdum ve odadan çıkarken kapıyı arkamdan kapattım.Rahat bir şort ve tişörtle mutfağa doğru giderken saçlarımı karıştırıyordum.Islak saçlar alnıma ve enseme dökülmüştü.Koridordan mutfağa geçmek üzereyken koltuğun üstüne attığım ceketin cebindeki telefonum çalmaya başladı.

Adımlarımı geri atıp telefonu aldım.

Gabriel...

Telefonu açıp kulağıma koydum.

"Naber dostum?" Tekrar mutfağa doğru yönelip içeri girdim.Gabriel sıkıntılı bir nefesi telefona doğru verince omuzlarımdaki rahatlık uçup gitti ve kaslarım gerildi.

"İyiyim diyemem.İşler yolunda gitmiyor." Mutfağın ışıklarını yakma gereği duymadan buzdolabından bir bira aldım.Kapağı açıp soğuk bir yudumun miğdeme inmesini bekledim.

"Toparlanıp buraya gelin.Ruby'i yalnız bırakmak istemiyorum." Salona dönüp masanın üstünü boşaltmaya başladım.Büyük kaseyi ve ufak birkaç bibloyu çekip getirecekleri kağıtlar ve bilgisayarlar için yer açtım.

"Kapıyı aç." Telefonu kapatıp kapıya doğru yürüdüm.Açmamla birlikte herkesin eve dolması bir oldu.Adrian bile buradaydı.Hepsi içeri girdikten sonra kapıyı kapatıp peşlerinden masaya doğru gittim.

Bütün kağıtlar ve 3 bilgisayar ben masanın başına geçene kadar yerlerini açmış ve masayı kaplamıştı.

"Şimdi bana sırayla anlatın.Ayrıca sesinizi fazla yükseltmeyin.Ruby içeride uyuyor." Biramdan bir yudum daha aldım ve önümdeki birkaç kağıtta göz gezdirdim.

"Seni küçük kuzu." Talbot kıkırdayıp dalga geçti.Tek kaşımı kaldırıp ona baktım.Kimse şakasına gülmemişti.

"Bebek nasılmış?" Yeşil bulanık görüntü gözümün önüne gelince güldüm.

"Buruşuk bir topa benziyor ama iyi." Kızlar biraz tuhaf baksada erkekler gülmüştü.

"Bebek hakkında daha sonra konuşuruz.Ayrıca Ruby'nin hamile olduğunu kimseye söyleyemezsiniz.Akbabalar başımıza üşüşür." Onaylayan bakışlardan sonra asıl konuyu konuşmak için yerime oturdum.

"Sorun nedir?" Kağıda çıktısı alınmış renkli bir resmi bana doğru uzattılar.Resmi kendime doğru çevirip dikkatle baktım.Resimde Chris ve Sarışın vardı.Otopark benzeri bir yerde bir adamla konuşuyordu.Sarışın pek umursuyor gibi görünmesede Chris ve diğer adam tedirginlikle etrafı gözlüyorlardı.

"Yanındaki adam kim?" Adrian bana yeni bir kağıt uzattı.

"Kendisine ufak bir yalan söylemek zorunda kalsamda Sydney'den adamı bulmasını istedim.Bilgisayarlar konusunda harika.Bana adamın adını buldu."

James ........

18 Temmuz 1990

"Adam bombacılar arasında büyümüş.Bunu çok sık söylemem ama benim kadar iyi olabilir.Hatta Ruby'den bile iyi olabilir." Önümdeki diğer bilgileri okurken kaşlarım çatıldı.Chris'in başka biri için bir bombacıyla konuştuğunu düşünmek istiyordum ama arabayla önümüzü kesip Ruby ve beni hastanelik ettiği gece ne kadar ciddi olduğunu anlamıştım.

Trouble (Crime-II)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin