Trouble 13.Bölüm

4.4K 185 20
                                    

Güneşin yoğun ışığıyla gözlerimi açtım.İlk gördüğüm şey dışarıdaki kardı.Başımı yastıktan kaldırınca Justin'in gittiğini farkettim.Yatakta dağınık çarşafların arasında yalnız başıma yatıyordum.Beyaz çarşaf belime kadar kaymıştı.Yüzüstü yattığımdan göğüslerim açıkta kalmıyordu.Dirseklerim üzerinde doğrulup etrafa bakındım.Odada bakacak birşey yoktu ama üzerimdeki uykulu halden kurtulmak biraz zaman alıyordu.Genelde o süreyi boş duvara bakarak geçiriyordum.

Çarşafı vücuduma sarıp yataktan kalktım.Kasıklarımdaki tatlı sızı beni uyardı.Camın önüne yaklaşıp dışarıyı seyretmeye başladım.Kar bütün ağaçları ve binaların çatılarını kaplamıştı.Ufak taneler hala düşmeye devam ederken dün gece yaşananlar  gözlerimin önünden geçti.Justin bana evlenme teklifi etmişti.Günün birinde evleneceğimi hiç düşünmemiştim.Ben evlenme fırsatı bulamadan öleceğimi düşünüyordum.O kadar değer vereceğim ve güveneceğim birinin hayatıma gireceğinide tahmin etmemiştim.

O sırada arkamdan bir kol uzandı.Yerimden sıçrarken dirseğimi arkamdakinin suratına geçirmek üzereydim.

'Sakin ol bebeğim.Benim.'               Örtüyü göğsümün üstünde tutan elim hareket etmedi.Justin elini benimkinin üstüne kaydırıp çarşafın kenarıyla oynamaya başladı.Çenesi omzuma yaslanmış halde duruyordu.Şuan merak ettiğim şey teklifinden pişman olup olmadığıydı.Erkekler böyle konularda daha zor karar veriyorlardı.Eğer istemezse onu zorlayacak değildim ama bu fikir beni endişelendiriyordu.

'Sana birşey sormak istiyorum.'              Kollarını belime sarıp beni göğsüne yasladı.İkimizde dışarıyı seyrediyorduk ama ben daha çok söyleyecek kelimeleri binaların tepesinde yada gökyüzünde bulacakmışım gibi boş bakıyordum.

'Yüzündeki ifade hoşuma gitmedi.Sorun ne?'            Yüzümde nasıl bir ifade olduğunu bilmiyordum ama tepkisiz durmaya çalıştım.Teklifinden pişman olduğunu söylese bile kırıldığımı ona belli etmemem gerekiyordu.Kendini benimle evlenmek zorunda hissetmesine neden olacak hiçbir şey yapayacaktım.

'Dün gece bana sorduğun şeyle ilgili.'              Kaşlarını çattı.Kollarını belimden çekip karşıma geçti.Bu iyiye işaret değildi.Tamam.Geliyordu işte.İstemediğini ve pişman olduğunu söyleyecekti.

'Evlenme teklifini mi diyorsun? Bak o konuda---'             Kendini bu kadar kasmasını istemediğimden araya girdim.Benimle evlenmesi için onu zorlamayacaktım.Zaten henüz erkendi.1 sene fazla uzun bir süre değildi.Bu benim ona bağlandığım gerçeğini değiştirmiyordu ama bunu göstermek için benimle evlenmesini bekleyemezdim.

'Pişman olduysan sorun değil.Benimle evlenmek zorunda değilsin.Seni anlarım.Bunu yapmak zorunda hissetmeni istemiyorum.En azından bunu benimle yapmak zorunda de---'              Kaşlarını çatıp bir adım geri gitti.Hayalkırıklığı içime yayılırken yüzümü ifadesiz tuttum.En azından bunu becerebildiğimi umuyordum.

'Sen neden söz ediyorsun.Pişman falan olmadım.Beni vazgeçirmeyemi çalışıyorsun?'            Ağzım açık kaldı.Kafama silah dayasalar bile onu vazgeçirmezdim.Birkaç saniye cevap veremedim.

'Erken olduğunu mu düşünüyorsun?  Sana bu teklifi sıradan birşeymiş gibi söylediğim için kızgınsın.Daha iyisini hakettiğini biliyorum.Sadece be---'           Gözlerim kocaman açılıp,elim ağzıma gidince durdu.

'Tanrım! Beni çok korkuttun.Bir an pişman olduğunu düşündüm.Sana söyledim.Büyük bir teklif istemiyorum.Romantik şeylerden nefret ederim.Evlenme teklifini beğenmem için büyük bir organizasyona gerek yok.Teklifi yapan sen olduğun sürece severim.'               Yanıma gelip kollarını belime sarınca çarşafı tutan elim arada sıkıştı.         

Trouble (Crime-II)Where stories live. Discover now