Trouble 28.Bölüm

2.3K 146 16
                                    

"Sorun nedir?"              Kapıdan gelen sesi duyunca irkilip o tarafa doğru döndüm. Justin ikimizin yüzüne bakıp bir cevap bekledi. Tam ona söyleyecekken Pattie araya girip ikimizide kurtardı.

"Ruby'e seninle ilgili bir şikayeti olup olmadığını sordum."   dedi. Bu doğruydu ama Pattie'yi üzen kısım burası değildi. Justin şüphelensede konunun üzerinde durmadı. Yanıma doğru gelirken elindeki telefonu mutfak tezgahına bırakıp kolunu belime sardı ve beni kendisiyle birlikte masaya doğru çekti. Sandalyeye oturunca beni kucağına çekmeye kalktı ama ona izin vermeyip yanında duran boş sandalyeye oturdum. Kucağında oturmak hoşuma gitmediğinden değildi. Annesinin evine gelip Justin'in kucağına yerleşecek değildim. Özellikle bunu yemek masasında yapmak pek hoş olmazdı.

Justin sandalyemi tutup kendine doğru çekince düşmemek için omzunu tuttum. Bir kolunu sandalyemin arkasına koyup ona doğru yaslanmama izin verdi.

Pattie karşımıza oturup gülümseyince hep birlikte yemeğe başladık. Ben hızlıca köftelerimi yerken Justin tabağıyla oynuyordu. Ağzım dolduğu için ona nedenini soramasamda bakışlarını yakalayıp sorunun ne olduğunu öğrenmek için bir şey söylemesini bekledim.

Kulağıma doğru yaklaştı ve sıcak nefesini boynuma verdi. Ağzımdaki lokmayı yutup yanağımı yanağına doğru yasladım.

"Herşey yolunda bebeğim."     diyip boynuma bir öpücük kondurdu. Pek inandırıcı gelmesede tabağıma döndüm. Tabağıma aldığım salatadan yiyip sessiz masada gözlerimi gezdirdim.

"Tanışalı ne kadar oldu?"       Pattie bardağındaki suyu yudumlarken bize baktı. Dudaklarım aralanınca Justin'e döndüm. Hangimizin anlatacağını bilmiyordum. Soruların devamı gelecekti.

"Yaklaşık 1 yıl. Onun öncesinde birbirimiz hakkında birşeyler biliyorduk."             Masanın altından dizimi okşayınca dudaklarımı kemirip gülmemeye çalıştım. Tanışmamız biraz olaylı olmuştu. Bazen Daniel'ı öldürmesem tanışabilir miydik diye düşünüyordum.

"Farklı görünüyorsun."            Pattie bal rengi gözlere bakıyordu. Justin'in dizimdeki eli gerildi. Elimi onunkinin üzerine koyup parmaklarını okşadım. Justin'in endişelendiğini görünce Pattie'nin yüzü gülümsemeyle kaplandı.     "Kötü anlamda söylemiyorum. Genelde sakinleştirilmesi gereken taraf sen olursun. Ruby'e olan ilgin ve onu rahatlatmaya çalışman beni şaşırttı. Oğlum büyüyor."     

Justin annesinin memnuniyetinden dolayı rahatlayıp güldü. İkisininde gözleri ışıldıyordu. Kapının önündeyken olduğu gibi tekrar onları yalnız bırakma isteğiyle doldum ve yemeğimi daha hızlı yemeye başladım. Belki dinlenmek istediğimi söylersem ikisi birlikte zaman geçirebilirdi.

"Nerede yaşıyorsunuz?"            

"Los Angeles'ta. Daha önceden Atlanta'da kalıyorduk ama Alex ölünce başka bir yerde olmak istedim."             Pattie masanın üstünden uzanıp elimi tuttu. Kardeşimin nasıl öldüğünü sormasını bekledim ama hiçbirşey söylemedi. Üzüntümü paylaştığını hissettirdi ama beni zorlayacak hiçbir şey sormadı. Belki daha sonra sorardı ya da Justin'den öğrenirdi ama kendi annemin yaptığı gibi saldırgan bir tavır sergilememişti. Annem Alex'in öldüğünü öğrendiğinde bana saldırmıştı. Ne olacağını bildiğim için onunla konuşmaya yalnız gitmiştim. Eve geri döndüğümde yanağımda annemin attığı tokat yüzünden yüzüğünün açtığı bir kesik oluşmuştu. Ona engel olabileceğimi biliyordum ama engel olmak istememiştim. Yaptığım hatanın bedelini ödemem gerektiğini düşünüyordum ve bana bunu sadece annem yapardı. Justin ve arkadaşlarım bana zarar vermeyi akıllarından bile geçirmezlerdi. Geceleri dışarı çıkmama izin vermiyorlardı. Beklediğim tokadı annem atmıştı.

Trouble (Crime-II)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin