Trouble 38.Bölüm

2.1K 102 34
                                    

Üstümüzü değiştirdikten sonra gelinliği ve takım elbiseyide alıp herkesle vedalaştık. Arabaya bindiğimizde yüzümde kocaman bir gülümseme vardı. Kendimi dünya üzerindeki en mutlu insan gibi hissediyordum. Bu kadar istediğim çok az şey olmuştu ve mutluluk paçalarımdan akacak gibiydim. Ruby yolcu koltuğuna yerleştirdiğinde arabayı çalıştırdım.

"Eve dönüyor olmak çok güzel, kapıdan kocamla birlikte gireceğim." dediğinde kıkırdıyordu. Navigasyonu açıp telefonumu ona uzattım. Köşeyi dönerken arama bölümüne tıkladı. "Nereye gidiyoruz?"

"Bana en yakın dövmecinin yerini bul. Ufak bir ekleme yapmam lazım." Bir an şüpheyle baksada adresi bulup bana yolu tarif etmeye başladı. Ellerim direksiyonun üzerinde dururken boş parmağım beni rahatsız ediyordu. Yüzük takma alışkanlığım olmadığından başka bir şeyin oradaki ağırlığına ihtiyacım vardı.

"Alnına adımı mı yazdıracaksın?" dedi.

Kahkaha atıp gösterdiği yöne döndüm. Hava tamamen aydınlanmıştı, güneşe rağmen açık camlardan hoş bir esinti geliyordu. O benimle dalga geçerken parmaklarım ritim tutmaya başladı. İçimdeki mutluluk beni aşıp geçecek gibiydi.

"Eğer istersen sen benim adımı yazdır, güzel olursa bende yaptırırım." dediğimde şaka yapıyordum. O yapmıyordu. Dediğim şey kulağa güzel geliyormuş gibi bir mırıltı çıkarıp gülümseyerek önüne döndü. Parlayan gözlerle yola bakarken kafasının başka yerde olduğunu biliyordum. Birkaç dakika daha yol gidince dövmecinin ışıklı tabelasını ve içerideki duvarlarda asılı çizimleri gördüm. Arabayı kenara çekip indim ve Ruby'nin yanına gidip elini yakaladım. Parmakları benimkilere kenetlenince birlikte dükkana girdik. Kapının üzerindeki zil ötünce perdeli kapının arkasından vücudu dövmelerle kaplı iri bir adam çıktı. Üzerinde beyaz bir tişört vardı ama dikiş yerlerinden çatlayacak gibi üzerine yapışmıştı. Ellerini sildiği lekeli bezi omzuna atıp tezgaha yaklaştı.

"Size nasıl yardımcı olabilirim?" Tezgahın yanına gidip elimi koydum. Yüzük parmağımı gösterirken kafamdaki şeyi tam olarak tasarlamaya çalışıyordum.

"Yüzük yerine geçecek bir dövme istiyorum. El yazısı ile isim olabilir." Bana uzattığı ufak kağıda Ruby'nin adını yazıp hata olmaması için kontrol ettim. Yazım hatası olan saçma dövmelerle dolanan salaklara benzemek istemiyordum.

"Bunu yapmana gerek yok. Yüzük önemli değil." Ruby elimi tutup beni ikna etmeye çalıştı. Adam kağıtla birlikte gidip birkaç dolabı karıştırmaya ve kataloglar çıkarmaya başladı. O işini hallederken elimi Ruby'nin yanağına koydum.

"Hayır, önemli. Gerekli olduğu için değil, istediğim için yapıyorum. Adını üzerimde taşımak istiyorum." Elimi karnının altına yaptırdığı dövmenin üstüne koydum. Tişörtü hafifçe yukarı toplandığından teni açıkta kalmıştı. Parmaklarım yumuşak teninde kaydı. "Sen bizi hatırlatacak bir şey yaptın. Sıra bende."

Gülümseyip benimle birlikte kataloglara bakmak için geldi. Güzel bir yazı stilide belirledikten sonra kalıbın hazırlanmasını beklemek için aletlerin olduğu odaya geçtik. Ruby beklemem için işaret edip dışarı çıktığında gözlerimi duvarlardaki resimlerde gezdirdim. Dövme olarak tasarlanmış bir sürü desen, yazı ve resim etrafı kaplamıştı. İçerisi fazla aydınlık bir yer değildi. Oturduğum koltuğun yanındaki masada dövme için gerekli aletler ve hala yanan bir sigaranın bulunduğu kül tablası duruyordu.

Önce Ruby içeri girdi, ardından adam. Yanıma geçip oturduğunda elindeki çizimi parmağıma yapıştırıp ana hatları belirledi. Ruby diğer yanımda beklerken sırıtıyordu. Ayakları üzerinde ileri geri sallanıp parmağım üzerinde gezmeye başlayan makinayı izledi. Gözleri adamın dudakları arasına aldığı sigaraya kaydığında yüzü hafifçe asıldı.

Trouble (Crime-II)Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum