Trouble 11.Bölüm

4.3K 192 20
                                    

(RUBY'NİN GÖZÜNDEN)

Birkez daha huzursuzlukla uyanınca yerimde yavaşça doğruldum.Justin yanımda yoktu.Günümün çoğunu uyuyarak geçirmiştim ama yinede kendimi uyumuş gibi hissetmiyordum.Bedenim biraz daha uyku için yalvarıyordu.Bundan önce huzursuzlukla uyandığım 4 seferdeki gibi.En sonunda bacaklarımı yatağın kenarından sarkıtıp başımı ellerim arasına aldım.Gözlerim yavaşça açılıp kapanıyordu.Omuzlarım düşmüş,bacaklarım uyuşmuştu.Kırık kaburgama dikkat edip gerindim.Dikkat etmek pek işe yaramıyordu.Hafif ağrıyı görmezden geldim.

Yataktan kalkınca ayak ucunda duran, Justin'in kolej ceketini alıp üstüme giydim.Fermuarı boğazıma kadar kapatıp ceketin bileklerini çekiştirdim.Parmaklarımı kalın ceketin kollarına gizleyip ısıtmaya çalıştım.

Üzerimdeki kalın kıyafetlerin tersine ayaklarımda hiçbir şey yoktu.Parmaklarım ucunda odadan çıkıp koridoru geçtim.İçeriden gelen konuşmaları duyuyordum.Sesler kalabalıktı.Muhtemelen herkes buraya toplanmış Chris'i ne yapacağımızı düşünüyordu.Şuana kadar onlara yardım etmediğime üzülmemiştim.Her zaman birinin peşine takılıp onu öldürene kadar uyumayan ben oluyordum ama bu seferlik işler değişmişti.

Elimi ceketin cebine sokup başımı içeri uzattım.Diğer elimde kaburgalarım üzerinde duruyordu.Bu birazda refleks haline gelmişti.Her seferinde içeride hareket eden bıçak bir acı dalgası yayıyordu.Bedenim bu acıyla irkilince elim kaburgalarıma gidiyordu.

Maria ve Gina koltukta oturuyorlardı.Maria'nın kucağındaki bilgisayarın ekranından gelen ışık yüzünü aydınlatıyordu.Justin ve diğerleri masanın başına geçmişlerdi.Tavandaki bütün lambalar açık olduğundan gözlerim sızladı.

Justin'in kaşlarının çatıldığını ve omuzlarındaki gerginliği hissedebiliyordum.Ben daha birşey söyleyemeden gözlerini benimkilerle buluşturdu.Elindeki kağıdı masanın üzerine bırakıp yanıma doğru geldi.Salonun ışığından uzakta,koridordaki gölgeler arasında kalıyordum.O da yanıma gelince gülümsedim.Sırtımı duvara doğru yaslayıp dudaklarımın üzerine eğildi.Öpücüğüne karşılık verip elimi beline koydum.Parmaklarım tişörtünü tutarken elini yanağıma koydu.

'İyi uyudun mu?'            Başımı iki yana salladım.Alnımı omzuna doğru koyunca kolunu bedenimin etrafına sarıp çenesini başıma yasladı.Uyuyamamam için bir sebep yoktu.Sadece sürekli uyanıp duruyordum.Ağrılarında pek yardımcı olduğu söylenemezdi.

'İstersen yanında kalabilirim.'             Fısıltısı kulağıma gelince dudaklarımda hafif bir tebessüm oluştu.Bunu yapabileceğini biliyordum ama uyuşan bedenimi biraz gevşetmek istiyordum.Biraz daha yatakta dönüp uyuyamazsam kafayı yiyecektim.

'İstiyorum ama daha sonra.Şimdi halletmemiz gereken bir iş var.'            Chris'i kastettiğimi anlayıp kaşlarını çattı.Elleri omuzlarımdan kayıp ellerime ulaşınca parmaklarını benimkilere doladı.

'Onunla çocuklar ilgilenebilir.Bir yerin ağrıyor mu?'           Başımı olumsuz yönde salladım.Doğru değildi.Ağrım vardı ama her seferinde mızmızlık etmeyecektim.Yinede inanmadığını yüzündeki ifadeden anlamıştım.

Ellerimi elleri arasından kurtarıp başımı göğsüne koydum ve kollarımı sıkıca beline sardım.Gözlerimi kapatınca yaptığı teklifi kabul etmeyi düşündüm ama Chris'i bulmak istiyordum.O pisliği elime geçirdiğim anda suratını dağıtacaktım.

'Beni bu kadar özlediğini bilmiyordum ama senin için ne kadar zor olduğunu anlıyorum.Çekici yüzümü sürekli görmek istiyorsun.Tabi harika vücudumu,kokumu ve ses tonumu unutma.'              Kıkırdayıp karnını vurdum.Kendinden emin hali hoşuma gidiyordu.Belki biraz egoist olabilirdi ama malzeme ortadaydı.Yakışıklı olmadığını söylesem şuanda çarpılıp ölürdüm.

Trouble (Crime-II)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin