15.BÖLÜM : "Şah-Mat"

16.1K 882 76
                                    

_

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.


_

"Birazdan içeride üçüncü dünya savaşı çıkacak Mine, umarım farkındasındır."

Elimdeki tabağa biraz daha pilav koyduktan sonra onu da tezgahın üstündeki diğer tabakların yanına yerleştirdim. Ceyda'da yanımda durmuş gecenin kritiğini yapmaya çalışıyordu.

"Neden böyle davrandığını anlayamıyorum." dediğimde bana alaycı bir kahkahayla karşılık verdi. İçinde bulunduğum durum onu oldukça eğlendiriyor gibiydi.

"Kerem resmen timindeki bir askeri koruyormuş gibi davranıyor ama gereğinden fazla korumacı. Onu ilk defa böyle görüyorum."

Ana yemekleri de pilavların yanına koyarken "Saçmaladığının farkında değil." diye karşılık verdim.

Tezgahtaki hazırlanmış tabakların ikisini eline aldıktan sonra "Asıl Murat'ın sınırlarını zorlandığının farkında değil." dedi. "Üstelik Halil babada burada. Adam resmen ateşle oynamayı seviyor."

Elindeki tabaklarla mutfaktan çıkan Ceyda'yı izledim. Kerem, ona arabanın anahtarlarını vermeye gittiğimde emrivakiyle kendisini yemeğe davet ettirmiş ve bizimle gelmişti. Üstelik kolunun ağrıdığını ve bu şekilde araba kullanamayacağını söyleyerek Umut'un motoruna binmemi engellemesi de benim için gecenin asıl sürprizi oldu. Eve geldiğimizden beri de Umut'a düşmanı gibi davranıyor aramızda oluşan her muhabbete kendisini de dahil ediyordu. Umut'la girdiği her muhabbetse bir polemiğe dönüşüyor ve iki taraf içinde adeta sözlü bir Rus ruleti haline geliyordu. Herkes ortamdaki gerginliğin farkındayken onu umursamamaya çalışmak birhayli zor olacaktı.

Ceyda tekrar mutfağa girdiğinde hala dalmış bir şekilde kapıyı izlediğimin farkında değildim.

"Acele etsen iyi edersin." dedikten sonra tezgahtan iki tabak daha aldı. "En azından ağızları dolu olursa laf dalaşına giremezler."

Başımla onu onaylandıktan sonra ben de iki tabak alıp içeri girdim. Herkesin önüne tabakları koyduktan sonra yerime oturup yemeğime odaklandım. Başımı kaldırıp nedenini bile bilmediğim bu gerginliğe dahil olmak istemiyordum ama Selma teyzenin sorusuyla kendimi birden gecenin tam merkezinde bulmam kaçınılmaz oldu.

"Tayinini buraya mı aldırdın Mine?"

Karşımdaki kırklarının sonundaki kadına baktım. Düzgün diksiyonuyla girdiği her ortamda dikkatleri üzerine çekebilecek tarzda bir kadındı. Elbetteki mesleğinin bu konudaki etkisi göz ardı edilemez bir gerçekti. Lisede benimde edebiyat derslerime girdiği aklıma geldiğinde o günlere dönmenin ne güzel olabileceğini düşünmeden edemedim.

"Geçiçi görevle geldim Selma teyze. Kısa süre sonra İzmir'e döneceğim."

Selma teyze bana memnuniyet yüklü bir gülümseme gönderirken "Desene artık çok daha fazla görüşebileceğiz." dediğinde onu anlamak istercesine daha dikkatli baktım. Ali amcanın görev yeri İzmir değildi. Biz lise sondayken tayinleri çıkmıştı ve başka bir yere taşınmışlardı. O günden sonra da Umut'la eskisi kadar fazla görüşmesek de Umut benim hem iyi hem kötü bütün anılarımda başrolü çeken isim olmuştu.

Pİ (Aşkı 3 alınız!)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt