25.BÖLÜM : "Papatyaların Teslimiyeti"

13.9K 824 262
                                    

_

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


_

İki ay sonra

Sekiz hafta olarak planlanan görevin, bugün itibariyle, on üçüncü haftasına girdik. Aslında planlanan tüm görevleri gerçekleştirmiştik ama aldığımız istihbaratlar doğrultusunda başka görevleri de gerçekleştirme şansımız olmuştu. Bugün ise Ankara'ya dönüyorduk.

Helikopterin bizi düz bir zeminden alabileceğini bildiğimiz için sınıra doğru ilerlemiş ve karargaha konum bilgilerimizi göndermiştik. Kendimize bulduğumuz güvenli alanda kamufle olarak helikopteri bekliyorduk. Herbirimiz birbirine uzak kayalıkların arkalarında olduğu için birbirimizle iletişimimizi kulaklıklarımızla sağlıyorduk.

Helikopterin geldiğini önce sesinden anladıktan sonra toparlanıp biraz uzağımıza iniş yapan helikoptere bindik. Helikopter yükselirken geride bıraktığım üç ayda hayatımda değişen şeylerin çok fazla olduğunun farkındaydım.

Her şeyden önce üç aydır annemle iletişime geçmemiştim ve muhtemelen annem çıldırmak üzere olmalıydı. Murat her ne kadar Yiğit'le ilgilenmekle meşgul olsada her daim aklında olduğumdan emindim. Operasyona çıksam bile onları çok nadir zamanlarda habersiz bıraktığımı bildikleri için daha fazla endişelenmiş olmalılardı ancak bu süreçte telefonumun olmaması benim de işime gelmişti.

Biraz gürültülü bir üç ay olsa da çok güzel başımı dinlemiştim.

Kızgınlıklarım geçmişti ancak kırgınlıklarım hafiflese de hala yerlerinde duruyordu. Murat'ın timini seviyordum ancak onlara karşı olan hayal kırıklığının önüne geçemiyordum. Bu üç ay içerisinde sadece revirde Batu'yu ve yine o gece Kerem'i beşer dakikadan az sürelerde görmüştüm. O birkaç dakika bile Kerem'in pişmanlığını görmek için yeterli olmuştu.

Onların aksine üç aydır beraber görev yaptığım yeni tim ise çok daha farklıydı. Serhat yüzbaşı dahil olmak üzere onlar bana daha duygusal yaklaşırken burada herkes mantığıyla hareket ediyordu ve mantığın olduğu yerde kesinlikle huzur vardı.

Helikopter genelkurmayın bahçesine inerken bu time ne kadar çok alıştığımı ise yeni fark ediyordum. Birazdan muhtemelen binbaşının yanına gidecek ve tayin reddimin kararının haberini alıp İzmir'e geri dönecektim. Bunun için her ne kadar uğraşmış olsam da bu timle göreve çıkmak paha biçilemezdi.

Emre yüzbaşı "Geçmiş olsun tim! İstirahat et!" dediğinde helikopter bizi bırakmış ve geri havalanmıştı. Onun saçlarımı havalandıran rüzgarının yüzümü de okşamasına izin verdiğimde ne kadar yorgun olduğumu ancak fark ediyordum.

Emre yüzbaşıya emredersiniz çektikten sonra ana binaya yürümeye başladık. Binanın kapısında bizi karşılayan ise binbaşının postası olmuştu. Elini alnına koyup bize selam verdikten sonra Emre yüzbaşıya "Hoş geldiniz komutanım." dedi. Emre yüzbaşı onu başıyla selamlayıp binadan içeriye adımını attı. Onun da çok yorgun olduğu belliydi. Son bir haftadır toplam beş saat anca uyumuştuk.

Pİ (Aşkı 3 alınız!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin