22.BÖLÜM : "Yangının Külleri"

14.9K 796 217
                                    

_

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


_

Genelkurmay binasının kapısından girerken geçirdiğim dört ayın peşime takıldığını hissediyordum. Olaylar artık umrumda bile değildi ben sadece bu konuma nasıl geldiğimi düşünüyordum.

Tayin isteğimin kim ya da kimler tarafından yapıldığını bilmesem de tahmin etmek zor değildi ama bir yandan da onlara bu hakkı ben vermiş olmalıydım. Her şeye çok fazla susmuştum. Bu benim sınırlarım için çok fazlayken hala neden bu şekilde davrandığıma anlam veremesem de Defne'nin varlığının buna neden olduğunu düşünüyordum. O beni yıllar öncesine götürmüş ve en zayıf halimi karşıma sermişti.

Beraber geçirdiğimiz şu kısıtlı zamanda bana karşı yaptıkları ve benim fikrim olmadan aldıkları her kararı bir şekilde uygulamak zorunda kalmıştım. Taa ki bugüne kadar. Bu bardağı taşıran son damlaydı.

Elimde tayin belgesiyle geldiğim genelkurmay binası, haftasonu olduğu için fazla sessizdi ama neyse ki nöbetçi subaya ulaşabilmiştim. Durumu ona anlatıp tayin kararını işleme sokmadan iptal ettirecektim. Buradan çıktığım an da da, havanın kararmasına bile bakmadan yola çıkmayı planlıyordum. Arabanın bagajında duran valizerim de işimi kolaylaştırıyordu. Timdekiler ise hala nişanda olmalılardı. Onlarla artık ilgilenmeme kararı almıştım. Dört ay önce ki halime dönüp, sanki hayatıma hiç girmemişler gibi yaşamaya devam edecektim.

Kendi düzenimle, kendi kararlarımla ve kendi hayatımda.

Nöbetçi subayın kapısındaki posta içeri girebileceğimi söylediğinde üstümdeki siyah elbisenin beni sıktığını hissettim. Sivil bir şekilde komutanın yanına çıkmak biraz cesaret işi olsa gerekti ama beni anlayışla karşılamasını diliyordum.

Askerin açtığı kapıdan içeri girdim ve rütbelerinden binbaşı olduğunu anladığım orta yaşlarının biraz üstündeki adama tekmil verdim.

"Teğmen Mine Kılıç / İzmir!"

"Gel teğmenim, otur şöyle." derken eliyle masasının önündeki koltukları gösteriyordu. Gösterdiği yere oturdum. Elimde hala tayin belgem vardı ve hatta avucumun içinde sıktığım için buruşmaya başlamıştı.

"Arkadaşlar acil olduğunu söylediler. Seni sivillerinle karşıma çıkaracak kadar acil olan konu nedir?" diye sordu babacan tavrıyla. Elimdeki tayin belgesini ona uzattım.

"Birkaç saat önce elime ulaştı komutanım." dediğimde tayin belgemi inceliyordu.

"Tayinin hayırlı olsun teğmenim ama seni rahatsız eden konu nedir?"

"Benim böyle bir talebim olmadı komutanım ama belgede benim talebimle gerçekleştiği yazıyor."

Binbaşı şüpheli gözlerini tekrar tayin belgesine çevirdirdikten sonra daha detaylı inceledi. Aramızda oluşan sessizlik birkaç dakika sürmüştü.

Pİ (Aşkı 3 alınız!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin