32.BÖLÜM :"Rüzgarın Yakıcı Etkisi"

12.3K 712 176
                                    

_

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

_

Babam Ankara'yı terk ederken arkasında koca bir yangın bırakmış, bense şehre geldiğim dakikadan itibaren alevlerden etkilenmeye başlamıştım.

Ateş tehlikeliydi. Yakar, yıkar, arkasında sadece bir kül yığını bırakarak terk ederdi.

Dönüp bakmazdı bile.

Babamın bizi yaktığını ikimiz de biliyorduk ama alevlerin arasından nelerin sağlam bir şekilde çıkacağını kestiremezdik.

Ama rüzgar daha tehlikeliydi. Duruma göre muamele yapar, küçük alevleri söndürürken büyük alevleri sürükler ve yangının yayılmasına sebep olurdu.

Ona git demiş ve bundan bir saniye bile olsun pişmanlık duymamıştım. Duymayacaktım da. Ateşi o yakmış, alevleri ben büyütmüştüm.

Bizim hikayemizde babam ne kadar ateşse ben de o kadar rüzgardım artık.

Umut telefonu kapattığında yapabildiğim tek şey sandalyeme oturup masamın üstündeki dosyalara boş boş bakmak olmuştu. Konduramadığım, anlamlandıramadığım çokça şey vardı ama benim bunları çözmeye yetecek enerjim kalmamıştı.

Yorgunluktan ziyade bir bıkmışlık vardı üstümde. Çocukluk hayali bile normal bir şekilde hayatını yaşamak olan bir insan için fazla aksiyonluydu hayatım. Belki de kendimi buna hiçbir zaman hazırlamamıştım.

Sonradan rüzgara dönüştüğümü söyleyemem belki ama ne zaman ters esmeye başladığımı da hatırladığım söylenemez. Ve dahası, buna çanak utacak da bir meslek seçmiştim.

Telefonumun dakikalardır yanıp sönen ekranına baktım. Üstümü değiştirdiğimi düşünerek odama gelmiyorlar ama aynı zamanda da bu kadar süredir ne yaptığımı merak ediyor olmalılardı.

Silahımı belime yerleştirdikten sonra telefonumu da alıp odadan çıktım. Herkes hazırlanmış bir şekilde bahçede beni bekliyordu. Kapıdan çıktığımı gören ilk kişi Batu oldu.

"Komutanım sizi diğer kadınlardan farklı zannederdim."

Telefonumu arka cebime yerleştirip yanlarında durdum. Kerem'in arabasıyla geldiğimiz için arabam yoktu ve onları ekip eve gidemezdim.

"Batu operasyondan döndüm, uykusuz ve sinirliyim. Bence diğer kadınlardan farklı olan yanlarımı görmek istemezsin." dedim sert çıkan sesimle. Ortamdaki herkes yorgun olduğum için böyle bir tepki verdiğimi düşünecekti ama beni anlayabilecek iki kişi vardı.

Neyse ki Serhat yüzbaşı biraz ileride telefonla konuşuyordu ancak Kerem tam da tahmin ettiğim gibi gözlerini üstüme dikmişti.

"Hadi, gitmiyor muyuz?" diye sorduğum sırada Serhat yüzbaşı yanımıza geldi.

"Benim eve gitmem lazım. Aslı biraz rahatsızlanmış."

"Neyi varmış komutanım? Ben de geleyim sizinle." dedim. Umut'un ameliyatında da Aslı çok iyi görünmüyordu ama hasta olsa bile iki hafta boyunca sürmeyeceği kesindi.

Pİ (Aşkı 3 alınız!)Where stories live. Discover now