28.BÖLÜM : "Alışmam Lazım..."

14.5K 739 208
                                    

_

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


_

"Umut'la konuştun mu Mine?" diye soran annemle Murat'ların balkonunda kahve içiyorduk. Ceyda Yiğit'i yatırmaya gitmiş, babamla Murat'da içeride maç izliyorlardı.

"Konuştum anne. Birkaç gün sonra yanıma gelecek."

"Söyle de annesini arasın. Kadın meraktan öldü."

"Siz de bilmiyor musunuz Umut'u? Çekecek fotoğrafı kalmayana kadar açmaz o telefonunu, alışın artık."

Annem elindeki kahve fincanını tabağının üstüne bırakırken gözlerini üstümden hiç ayırmadı. Delici bakışlarının nezlinde yanlış bir şey söyleyip söylemediğimi düşünüyordum.

"Öyle olmuyor hanımefendi o işler. Bir evlensen anne olunca anlayacaksın da sende de hiç heves yok."

"Beni hiç bulaştırmayın anne o işlere. Ben halimden gayet memnunum." dediğim sırada Ceyda'da gelmiş, balkon masasının bir kenarına oturmuştu. Annem sabırsız bir şekilde bakışlarını Ceyda'ya çevirdi.

"Ceyda ben duramıyorum, soracağım." dediğinde Ceyda'nın gözleri büyüdü.

"Zehra anneciğim bunu konuşmuştuk hani." derken annemi konuşmaması adına uyarmaya çalışıyordu ama ikimiz de biliyorduk ki annem bu aşamaya geldikten sonra asla susmazdı. Ceyda başını eline yaslayıp olumsuz anlamda salladı.

"Kerem'le aranızda bir şey mi var?" diye sorduğunda şaşırma sırası bendeydi. Üç aydır burada yoktum, gitmeden önce de Kerem'le beni çok nadir zamanlarda yan yana görmüşlerdi ama annemin gözünden yine hiçbir şey kaçmıyordu.

"Nereden çıkardın anne bunu?" diye sordum. Sesim telaşlı ve aynı zamanda da itiraz eder tondaydı. Annem bakışlarını benden ayırıp pencereden salonda maç izleyen babamları kontrol ettikten sonra bana tekrar döndü.

Masanın üstünde bana yaklaşıp alçalttığı sesiyle "Sen burada yokken her gün beni aradı." dedi. Babamların duyması aslında onun için önemli olmasa da bazı şeylerden emin olmadan hareket etmek istemiyor gibiydi.

"Nasıl yani?" diye sorduğumda annem eski mesafemize geri döndü ve fincanından bir yudum kahve daha içti.

"Sen belki beni ararsın diye haber almak için her gün aradı çocuk. Babandan çekindiği zamanlarda da mesaj attı. Ne düşünmemi bekliyordun?"

"Haberim yoktu." diye fısıldadım. Gözlerim gecenin karanlığında gökyüzüne dalmıştı. Geldiğim gün beni karşılayan papatyaların sonrasında şimdi bunu öğrenmek garipti. Kerem'in göremediğim yanlarını keşfediyormuşum gibi hissediyordum.

Benim daldığımı fark eden annem tekrar kısık bir sesle "Mine!" diye uyardı. Önümdeki kahve fincanını tabağın üstünde çevirerek değişik oyalanma şekilleri uyduruyordum.

Babamları kontrol ettikten sonra "Daha çok yeni." dedim. Sonuçta onu seviğimi söylediğim günün üstünden sadece iki hafta geçmişti ama Kerem kendisini sevgilim oluşuna çok çabuk adapte etmişe benziyordu.

Pİ (Aşkı 3 alınız!)Where stories live. Discover now