39.BÖLÜM : "Bitti..."

12.4K 635 77
                                    

_

Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.


_

Acının nasırlı ellerinin boğazımı sarmaya başladığını hissettiğimde ellerim hala önümdeki adamın bileklerini kavrar bir haldeydi. Serhat yüzbaşının beni durdurmak için kurduğu cümle onlarca kez zihnimde dolaşmasına rağmen kendisine uygun bir yer bulamıyor ve beni de çıkmazlara sürüklüyordu.

Kalın bilekleri kavrayan ellerimi gevşettim ve sırtı göğsüme yaslanan adamın benden kendisini kurtarmasına izin verdim.

"Onur yüzbaşı..."

Acının nasırlı elleri boğazımı sıkmaya başladığında Serhat yüzbaşının kurduğu cümleden aklımda kalan iki kelime vardı.

Serhat yüzbaşının gözlerine baktım. İçinde bir tutam merhamet ve ondan biraz daha fazla acıma duygusu bana göz kırptı. Gözlerimi birkaç kere kırpıştırarak kendime gelmeye çalıştım.

Acınacak bir halde değildim.

"Serhat burada neler oluyor?" diye sordu Kerem'in sesi. Başka birisi sorsa kim olduğunu algılayamayacak bir haldeyken Kerem'in sesinin tınısı zihnimdeki tüm tıkanıklığı yok etmeye yeterdi.

Serhat yüzbaşı "Anlatacağım." dedi ama Kerem'e verdiği bir cevap değildi bu. Gözlerini benden hiç ayırmadan konuşmuş ve belki de şu an tek anlatmak istediği kişi benmişim gibi bir mesaj vermeye çalışmıştı.

Bense az önce duyduğum cümleden sonra her sese sağır olmaya başlamıştım. Koridorda yankılanan birkaç adım sesinin bize doğru geldiğinin farkında olsam bile dönüp bakamadım.

Emre yüzbaşı adımlarını sonlandırdıktan sonra "Niye karışıyorsun kıza Serhat?" diye sordu. Sesi kızgın olmaktan çok uzaktı.

"Bıraksanıza kırsın kolunu." dedikten sonra az önce bilekleri ellerimin arasında olan adamın yanına gitti ve omzunu onun omzuna çarparak yanından geçip birkaç adım arkasında durdu.

"Bu gerizekalı herif daha fazlasını hak ediyor."

Adının Onur olduğunu az önce öğrendiğim adam Emre yüzbaşıya dönüp "Ayıp ediyorsun ama kardeşim." dedi.

Zihnimde bir kez daha dolaşan cümleden iki kelime ayak ucuma düştü.

"Onur yüzbaşı..."

Serhat yüzbaşı onlara bakarak "Kesin şunu!" dedikten sonra bana doğru yürüdü ve elini koluma koydu.

"Hadi toplantı odasına geçelim."

Başımı belli belirsiz aşağı yukarı salladım. Önümde Serhat yüzbaşı, arkasında ben ve bizim arkamızda da diğerleri peşimize takılmış bir şekilde toplantı odasına girdik.

Uzun elips masaya oturduğumuz sırada zihnimde tekrar o iki kelime parladı.

"Onur yüzbaşı..."

Pİ (Aşkı 3 alınız!)Onde histórias criam vida. Descubra agora