bir.

55.6K 1.8K 437
                                    

Selaaamlar.

Yeni bir kurguyla yine karşınızdayım. Aşırı heyecanlıyım msöwmdöwmsöwmsödnf

Desteklerinizi eksik etmeyin lütfen.

İyi okumalar☆

*

"Başınız sağ olsun." Sadece kafamı salladım. Saatlerdir uykusuzdum ve buna bağlı olarak da son derce bitkindim.

Başımın ağrısıyla kafamı ellerimin arasına alıp parkeye bakmayı sürdürdüm. Bu insanlar ne zaman gidecekti? Acıyan bakışlara maruz kalmak ve insanların her şey hakkında fikir sahibi olması henüz taze olan yaramı kanatmaktan başka bir işe yaramıyordu.

Sadece sessizlik istiyordum.

Tam önümde duran siyah rugan topuklu ayakkabıları görünce bu isteğimin bir süre daha mümkün olmayacağını anlamam uzun sürmemişti.

"Sumru?" Dedi Beril Hanım otoriter sesiyle. Kendisi annemin kardeşiydi, benim de teyzem oluyordu ancak birkaç gün içersinde öğrendiğim ve emin olduğum tek bir şey vardı; kendisine teyze dememden hiç hoşlanmıyordu. Bunun yerine Beril Hanım dememi tercih etmişti. Annem ile en son ben küçük bir çocukken görüşmüşlerdi ve bu yüzden Beril Hanım'a ayak uydurmakta son derece güçlük çekiyordum.

"Efendim?" Dedim yorgunca.

"Berbat görünüyorsun,"dedi halimi inceleyerek. Kendisi dış görünüşe oldukça önem verdiğinden bu halimi garipsemiş olmalıydı.

Hadi ama! Annem ölmüştü benim. Nasıl süslenip püslenebilirdim? Ayakta durmak için gerekli enerjiyi zor bulurken benden başka bir şey beklemesi tuhaftı.

Cevap vermeyeceğimi anladığında tekrar söze girişti. "Birazdan annem gelecek. Kendine çeki düzen ver." Deyip yanımdan uzaklaştı. Giderken ayakkabısından çıkan ses bir süre kafamın içinde yankılandı.

Sinirle gülerken aynı zamanda gözümden akan yaşı elimin tersiyle sildim. Annem öleli tam iki gün olmuştu ama annesi daha yeni gelmeye karar vermişti. Dudaklarımı kanatma pahasına ısırdım.

Aynur Öz. Anneannem. Aynı Beril Hanım ve annem gibi güçsüz görünüşümden hiç hoşlanmayacak bir kadındı. Yılda bir kere evimize gelirdi ve her fırsatta, bulduğu her konuda beni iğnelerdi. Onun iğnelemelerine tabii tutulmamak için oturduğum yerden kalktım ve yavaş adımlarla odama geçtim. Odamın içindeki küçük banyoya girip yüzüme birkaç kez soğuk su çarptım.

Kafamı kaldırdığımda morarmış göz altlarım ve sararmış tenimle karşılaştım. Suratımı buruşturdum, bu görüntü ne Aynur Hanım'ın ne de Beril Hanım'ın hoşuna giderdi. Yüzümden damlayan suları temiz bir havluya sildim. Makyaj malzemesi alıp kendimi toparlayacak birkaç işlem yaptım.

Bu durumda beni makyaj yapmaya zorlamalarına inanamıyordum.

Safiye Öz, yani annemle hiç iyi anlaşamazdık. Daha doğrusu, o benimle hiç anlaşmazdı. Yaptığım hiçbir işten memnun olmazdı ve hep benden daha iyileri olduğunu söyleyip hevesimi kırardı. Bana bir kere bile anne olarak destek olduğunu hatırlamıyordum, bana göre çok büyük ona göre fazla önemsiz olan dertlerimle ilgilenmezdi. Nasıl olduğumu, ne yaptığımı merak etmezdi. Eve geç saatlerde gelsem bile fark edeceğini düşünmüyordum ama ben onun gözüne batmamak için hiçbir zaman geç kalmazdım. Bana aşıladığı güvensizlik duygusu hayatımın hep merkezinde olmuştu, insanlarla münasebetim hiç yok denecek kadar azdı. Bana vururdu, en kötüsüde buydu sanırım. Bana vurması ise son derece korkak biri olmamı sağlamıştı.

Kestik ve BaştanWhere stories live. Discover now