kırk beş.

8.6K 1.1K 173
                                    

Selaaam.

Neler yapıyorsunuz ayol????

Yeni kurgular yazmak istiyorum, deli gibi bir şeyler yazasım var ama beni durduran şeyler de var🥺

Bu bölümü Cihan ve Yusuf'un ağzından yazacağım.

Yazım yanlışlarım için üzgünüm.

Keyifli okumalaar<3

*

-Cihan-

Zili çaldıktan birkaç saniye sonra içeriden ayak sesi duyduğumda gülümsedim. Nasıl da koşuşturuyordu evin içinde, bu bile bana huzur veriyordu. Tam bir dakika sonra kapı aralandı ve güzel yüzünü gördüm.

"Biz geldik ayol." Dedi Sefa sanki Özge görmemiş gibi.

"Hoş geldiniz abi." Dedi ama sesindeki heyecanlı ve gergin ton şaşırmama neden oldu. Ayrıca yanakları çok kırmızıydı. Kaşlarım hafifçe çatılırken elimi Özge'nin alnına koydum ve kendimce ateşini ölçtüm. Ateşi de yoktu.

"Hasta mısın bakalım sen?" Şaşkınlıkla gözleri büyürken yutkunup kafasını iki yana salladım. "Yanakların da kıpkırmızı." Diye mırıldandım. "İyi olduğuna emin misin güzel kızım?" Dedim endişeyle. "Ateşin de yok ki." Üst üste konuştuğum için ona fırsat tanımamıştım. Başını telaşla iki yana salladı.

"Hiçbir şeyim yok abicim." Dedi benimle göz temasından kaçınarak. "Ben sadece spor yapıyordum." Özge'me kendimden bile çok güveniyordum ancak benden sakladığı bir şeyler olduğunu düşünmeden de yapamıyordum. Benden bir şey saklıyorsa bile bu kesinlikle utandığı içindi. Başka bir sebep olamazdı.

"Markete gidiyorum, sen de gel benimle." Deyince daha çok beti benzi attı. Diğerleri bir bana bir Özge'ye bakarken tek kelime etmediler. Onunla yalnız kalmak istediğimi anlamış olmalıydılar. Yusuf ile göz göze gelince her şeyin yolunda olduğunu söylemek istercesine sadece gözlerimi kapatıp açtım.

"Biz niye kapıda bekliyoruz ki? Daha Sefa'ya kaybettiği için zorbalık yapacağım." Dedi Yağız sinsice. Sefa götünü sallayarak uzaklaştığında diğerleri de onun peşinden gitti.

Biz Özge ile bahçeden çıktığımızda hâlâ çok gergindi ve bu gerginliği bana da geçmişti. Onu bu kadar geren neydi? Tam sağa saptığımızda önümüze dikilen Bartu'yla şaşkına döndüm. "İn misin cin misin lan sen?" Diyerek güldüm. Aynı Özge gibi gergince güldü.

"Akşam abim yemeğe davet ediyor da," diye mırıldandı gergince. Kesinlikle ikisi bir iş karıştırıyordu. "Onu söylemek için geliyordum size." Kafamı salladım.

"Bir şey lâzım mı?" Dedim gergin halini incelemeye devam ederken. Kafasını hızla iki yana sallayıp koşar adım yanımızdan ayrıldı. Arkasından birkaç saniye şaşkınlıkla baktım. Bugün ben mi tuhaftım yoksa Özge'm ve Bartu mu garipti? "Ee dökül bakalım." Dedim güzel kızıma.

"Anlayamadım abi?" Gayet iyi anladığını biliyordum ama zaman kazanmaya çalışıyordu.

"Diyorum ki, ne zamana kadar anlatmayacaksın?" Yutkundu.

"Neyi?" Diyerek ağzımdan laf almaya çalıştı. Sakladığı şey bu kadar büyük müydü yani?

"Özge." Diyerek ciddi bir sesle uyardım. Kirpiklerinin arasından baktı bana.

"Bana çok kızma tamam mı?" Masum sorusu beni gülümsetti.

"Sana kıyamam ki ben." Elini tuttuğumda sımsıkı elime yapıştı. Büyük elimin içinde küçük elini hissetmek güven vericiydi.

Kestik ve BaştanWhere stories live. Discover now