yirmi yedi.

18.2K 1.5K 311
                                    

Selamlaar.

Nasılsınız bakalım?

Yazım yanlışlarım için üzgünüm.

Keyifli okumalaar<3

*

Ben abi der demez Yusuf abim ile göz göze geldim, baş parmağını havaya kaldırıp gülümsedi. Bu hareketi onayladığı belliydi. Onun davranışımı onaylamasıyla sırıtışım genişledi ama Sefa henüz hiçbir tepki vermiyordu.

Sefa değil, Sefa abi.

Vay canına!

"Sefa?" Dedi Cihan abim birkaç dakika sonra. "Özge 'bana yemek koyar mısın abi' dedi, duymadın mı?" Cümlesiyle ona abi dememi adeta somutlaştırdı. Sefa abime elektrik çarpmış gibi titredi, birkaç adım ötesinde bulunan Cihan abimin yanına geçip kulağına eğildi.

Cihan abime ne söyledi bilmiyorum ama Cihan abim hem hüzünle hem de büyük bir sevinçle güldü ve kafasını salladı. Cihan abim onaylar onaylamaz Sefa abim bu sefer benim yanıma yaklaştı, beni sandalyeden kaldırmadan önüme diz çökerek boyuma geldiğinde sımsıkı sarıldı. Sadece abi demem onu bu kadar duygulandırmış mıydı gerçekten? Ona önceden abi demediğim için kendimi son derece pişman hissederken ondan ayrılmadım.

Hepsinin gözünde aynı terk edilmişliği görmek canımı sıkıyordu, onlar için o lanet günü düşünmekten kendimi alamadım. Hepsi olayın üzerini bir şekilde örtmeye çalışmıştı. Sefa'da bunu gülüşüyle yapıyordu işte ama en ufak bir olay olduğu zaman da ilk durgunlaşan Sefa oluyordu, içindeki kırık çocuğu görmemek imkansızdı.

Abi biliyor musun Özge bizi çok sevecekmiş.

Aklıma içimi yakan cümlesi tekrar geldiği zaman ağlamamak adına gözlerimi hızlıca kapattım.

Çok seveceğim sizi, size her şeyi unutturacak kadar çok seveceğim.

Benden ilk ayrılan o oldu. "Yerim seni küçük paçoz." Dediğinde gülmeden edemedim. Bana küçük paçoz demesine o kadar çok alışmıştım ki ismimi söyleseydi eğer garipseyecektim. Abi demek için kullandığım bahane yüzünden önümden tabağımı aldığında ben de ayaklandım.

"Ben koyardım abi." Sefa'ya yine abi demiştim.

"Abi diyor la." Diye fısıldadı Yağız'a doğru. Yağız gülerken ben tabağı elinden kaptım.

"Sen yerine otur abicim, ben kendi yemeğimi kendim koyarım." Arkamı döndüğümde bir kahkaha tufanı yükseldi, kafamı çevirip arkama baktığımda herkesin Sefa abimin allak bullak yüzüne güldüğünü fark ettim.

Cihan abim
Yusuf abim.
Yağız abim.
Sefa abim.

Tuhaftı.

Yemeğimi koydum ve yerime oturduğumda Sefa abim hâlâ ayakta dikiliyordu. Haline güldüm, bu kadar şok mu olmuştu gerçekten? Ya da kafasında bu ihtimali imkansızlaştırdığı için inanamıyor muydu? "Otursana abi, yemeğin soğuyacak." Dedim sevimli bir ses tonuyla.

Elimden tutarak kaldırdığında ne yapacağını merakla izledim. "Kara sevda, kara sevda dedikleri daha ne olabilir ki?" Dans etmeye başladığımızda ikimizin de enerjisinin hiç tükenmediğini anladım. "Çocukça bir aşk deyip de geçme, sakın gülme halime." Birbirimizden gözlerimizi ayırmazken onu ne kadar çok sevdiğimi bir kez daha anladım. "Nasıl olduğunu anlayamadım ama seviyorum seni delicesine." Burayı ikimiz birden bağırarak söyledik. Dansımız bitince sanki gösteri yapmış gibi eğilip selam verdik.

Kestik ve BaştanWhere stories live. Discover now