on.

25K 1.5K 289
                                    

Bugün okullar açılıyordu, yüksek sesli alarm sesi odayı doldurduğunda ilk önce Özgün'ün sesi daha sonra da Özgür'ün sızlanma sesi geldi.

"Yeter artık, ben gitmek istemiyorum." Dedi Özgün, bu dediğine güldüm. Daha okula ilk adımını dahi atmamıştı ki.

"Allah belasını versin okulun." Dedi Özgür'de. Üstlerini giymeleri için odadan çıktım. Özgür saçlarımı öpmüştü ve bunu hatırladıkça içim kıpır kıpır oluyordu. Resmen saçlarımı öpmüştü!

Mutfağa girdiğimde Cihan her zamanki gibi kahvaltı hazırlıyordu. "Günaydın." Dedim en sevecen ses tonumla. Günden güne onlara alışıyordum. Sefa'nın dövmeliyle uğraşmasına ve dövmelinin çıldırıp en sonunda onu kovalamasına, Yusuf'un her daim durgun haline, Cihan'ın bir baba gibi hepimizle ilgilenmesine, Özgür ve Özgün'ün ise varlığını hissetmeye çok alışmıştım.

"Günaydın." Dedi gülümseyerek ve tavayı ocaktan aldı. Sabahın en erken saatlerinde kalkıp kahvaltı hazırlamayı ve onca saat işte çalıştıktan sonra eve gelip tekrar yemek yapmayı bünyesi nasıl kaldırıyordu acaba? Hem son günlerde daha geç gelmeye başlamıştı. Çok yorulduğunu da görüyordum. Bir an da Cihan'a içim acıdı. Tüm sorumluluk onun üzerinde gibiydi. Yine aynı soruyu sordum kendime; anne ve babaları neredeydi?

Akşam yemeğini hazırlayıp evi temizlersem belki biraz olsun yükünü rahatlatabilirdim.

"Evde tek başına kalabilecek misin?" Dedi samimi bir ilgiyle.

"Evet, kalabilirim. Sorun değil." Gülümsedim. Beni merak etmesi hoşuma gitmişti.

"Okul işini ne yapacağız?" Dediğinde durgunlaştım. Eskiden özel ders alıyordum ve dersleri hallediyordum ama şimdi hiçbir destek olmayacaktı. Halledebileceğimi düşünsem de ister istemez korkuyordum.

"Video ile halledebilirim." Omuzlarının düştüğünü gördüm ve gözündeki yorgunluğa açık açık şahit oldum.

"Özür dilerim," dedi, anlayamamıştım. Ne için özür diliyordu ki? "Gerçekten sana özel ders aldırabilmeyi çok isterdim. Bunun için de çok çalışıyorum ama maalesef gerekli parayı biriktiremedim." Dediğinde şok ve utança ona bakakaldım. Bu yüzden mi son zamanlarda geç geliyordu? Bu yüzden mi daha yorgun ve solgundu?

"Ben sizden böyle bir şey istemedim ki!" Diyerek oturduğum sandalyeden hızla kalktım. Kendimi mahçup ve ezilmiş hissediyordum. Bunu benim iyiliğimi için yaptığını biliyordum ama sanki ağzımla istemişim gibi böyle bir mecburiyet duyarak yapması kötü hissettirmişti. Zaten çok yoruluyordu!

"Senin de hiçbir eksiğinin olmamasını isterdim. Sana, size yetmeye çabalıyorum." Dediğinde boğazım düğümlendi.

"Ben böyle bir şey istemedim ki..." dedim tekrar. Sesim titremişti. Ses çıkarmadan öylece yere bakmaya devam ediyordu.

"En kısa zamamda parayı denkleştireceğim, söz veriyorum." Olduğum yerde daha çok küçüldüğümü hissettim. Ona böyle mi hissettirmiştim? Bana özel ders aldırması gerektiğini mi hissettirmiştim? "Senin de hiç kimseden eksiğin kalmayacak." Dedi gerçek bir inançla.

Kafamı iki yana salladım.

"Bunu lütfen yapma," Sesimi olabildiğince sert çıkarmaya çalışmıştım. Bunu yapmasını istemiyordum. "Lütfen yapma."

"Olmaz." İtiraz ettiğinde öfkelendiğimi hissettim. Kendi sağlığını hiçe sayarak benim için fazladan çalışması kabul edilir bir şey değildi. "Göreceksin, hiçbir eksiğin kalmayacak."

Kestik ve BaştanWhere stories live. Discover now