on altı.

22.4K 1.7K 457
                                    

Selamlaaar.

Yeni bir bölümle karşınızdayım. Yazım yanlışlarım için özür dilerim.

Keyifli okumalaar<3

*
Söylediğim kelimeyle birlikte ortama derin bir sessizlik çöktü ama ben uzun zamandır yapmak istediğim şeyi yaptığım için kollarımı Cihan'dan çekmedim. Zaman zaman ona sarılmanın nasıl bir his olduğunu düşünürdüm ve bu gerçekten harika bir histi.

"Abi mi?" Dedi şaşkınca. "Abi mi?" Diye tekrar etti. "Abi?" Art arda söylemesiyle hafifçe güldüm. "Sen bana abi mi dedin?"

"Demese miydim abi?" Ona abi demek çok güzeldi.

Cihan benim abimdi.

"Düşüp bayılacağım şimdi abi dedi," diyen Sefa'nın sesini duydum. Cihan hâlâ kendine gelememiş gibiydi.

"Aramızda kalsın en iyi hediye buydu." Diye fısıldadı kulağıma. Benden hafifçe ayrıldı ve yüzüme gelen saçları okşar gibi kulağımın arkasına attı. "Teşekkür ederim abim." Gözlerine ulaşan mutluluğu görmüştüm. Beni alnımdan öptü ve yine sarıldı, hiç vakit kaybetmeden ben de ona sarıldım. "Beni abin olarak kabul ettiğin için teşekkür ederim." Onu abi olarak kabul etmeyecektim de kimi edecektim? Her şeyi hak ediyordu, her şeyin en güzelini hak ediyordu.

Herkesin ortasında salya sümük ağlamamak için kendimi geri çektim. Vermediğim resmi elimden aldı ve inceledi. "Ne zaman çizdin?"

"Bugün." Dedim omuz silkerek. Cihan'ın elinden resmi kapan Bartu'ya kaydı.

"Çok güzel çizmişsin, bir gün beni de çizsene." Benimle doğrudan iletişim kurmasıyla bir an ne yapacağımı bilemedim. Cümlesi ne kadar alay dolu olsa da onu ciddiye almıştım.

"Çizerim." Dedim mırıltıyla. Cihan ayağa kalktı ve Bartu'nun elinden aldığı resmi kaptı.

"Resmimden uzak dur lan." Dedi ve yine hayran hayran resmi inceledi. Tekrar yerime otururken Cihan gözleriyle Özgün'e bir işaret yaptı, Özgün homurdanarak yanımdan kalktı ve boşalan yere Cihan oturdu. Cihan kolunu omzuma attı ve beni kendine doğru çekti, yaptığı hareketle kafam göğsüne temas ederken halimden hiç şikayetçi değildim. Saçlarıma tüy kadar hafif bir öpücük kondururken salondaki herkesin bizi izlediğinden habersizdim.

"Dayanamıyorum ben bu hallerine," ağlarmış gibi konuştu dövmeli. İsyanına güldüm ama yanaklarım çoktan kızarmıştı, onun isyanıyla üstümüzdeki bakışlar daha çok yoğunlaşmıştı ya da bu benim utançtan uydurduğum kuruntumdu.

"Kızardın mı sen?" Diye sordu Yusuf.

Hain!

"Hayır." Dedim saniyesinde. "Öyleyse bile sıcaktan." Dedim geçiştirmeye çalışarak.

"Ben donuyorum ya, nasıl sıcaktan kızardın sen?" Dedi Yağız. Kaşlarım çatıldı, tamam benimle uğraşmaları hoşuma gidiyordu ama herkesin ortasında olmuyordu!

"Tamam lan susun artık." Dedi Cihan sesindeki belirgin keyifle. Onları susturmaya çalışsa da sesinden bunun tam tersini istediğini anlayabiliyordum.

"Pasta aldım," dedi Bartu. Dikkatleri dağıttığı için kalkıp ona teşekkür etmek istedim ama minnetle bakmaktan öteye gidemedim. Her ne kadar o da halime sırıtsa da konuyu dağıtmıştı sonuçta!

"Hani nerde?" Diye ayağa kalktı Sefa. "Hani? Hani? Hani? Bartu yalan mı söyledin hani pasta?" Dedi bir saniye bile nefes almadan. Pastayı ararken koltukların arkasına bakmasıyla herkes güldü.

Kestik ve BaştanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin