kırk sekiz.

7.6K 1K 197
                                    

Selam selam.

Nasılsınız?

Yazım yanlışlarım için özür dilerim.

Keyifli okumalaar<3

*
Duyduğum cümleyle birkaç saniye herkes gibi olduğum yere mıhlandım. Yusuf abim, hani atanamadığı için sürekli durgun olan, sadece kendi okuyup diğer kardeşleri okuyamadığı için kendini huzursuz hisseden, kendini evde fazlalık gibi gören abim, atanmıştı öyle değil mi? Sevinçten bir an için gözüm doldu ama şoktan çıkamadığım için tepki veremedim.

Yusuf abim, benim canım atanmıştı öyle değil mi? Hem de önünde durduğumuz koca okula atanmıştı öyle mi?

İlk kendine gelen Cihan abim oldu. Yusuf abime sıkıca sarılırken ne kadar mutlu olduğu her halinden anlaşılıyordu. "Biliyordum, yapabileceğini biliyordum." Dediğini duydum. Yusuf abim de Cihan abime sıkıca sarıldığında gözlerimdeki mutluluk ışıltılarıyla onları izledim. Şu an bu anı yaşıyor olmak imkansız geliyordu, o kadar ani olmuştu ki kabullenememiştim bir an için.

"Bana hep inandın," dedi Yusuf abim gülümseyerek. "Kendime inanmadığım zaman bile bana hep inandın." Yutkundu ve gözlerini kapadı. "Sen olmasaydın asla yapamazdım." Gülümsedim. Onların birbirleriyle olan iletişimleri beni hep mutlu ederdi. Şimdi olduğu gibi.

"Hayır, yapardın." Dedi Cihan abim inatlaşarak. "Sen bu işte en iyisisin, Yusuf. Ben olmasam da sen bu işi başaracaktın elbet." Yusuf abim kabul etmez gibi başını iki yana salladı ama daha fazla uzatmadı. Daha sonra Yağız abimle sarıldılar.

"Sonunda çocuklar doğru düzgün tarih öğrenecekler," dedi işi dalgaya vurarak. "Artık geçmişimizi bilecekler." Alayla konuşsa da bir bakıma haklıydı. Abim diye söylemiyordum ama Yusuf abim gördüğüm en iyi öğretmendi. "Tebrik ederim abi, çok sevindim." İkisi de birbirine sımsıkı sarıldı.

"Teşekkür ederim kardeşim. Bu mutluluğu umarım sen de yaşarsın." Bir an için Yağız abimi cüppeyle ilk davasını kazanmanın haklı gururu içinde yürürken hayâl ettim. Burukça gülümsedik aynı anda.

Daha sonra Sefa abim sarıldı. "Ah benim al yanaklı Yusuf'um, ah benim bal kaymaklı Yusuf'um. Çok mutlu oldum. Tebrik ederim." Sinsice gülümsedi. "Savaşları anlatırken kullanman için, Sefa kardeşinden Yusuf abisine bir adet kalkan." Diyerek elinde olmayan bir şeyi taktim etti. Yaptığı harekete gülerken Yusuf abim, Sefa abimin saçlarımı karıştırıp uzattığı şeyi alırmış gibi yaptı. Ortamdaki duygusal hava bir an dağılmıştı Sefa abimin yaptığıyla. Daha sonra Özgür ve Özgün de abime sarılıp tebrik etti.

"Keşke bizim okulda olsaydın abi, Sütlü Nuri'den kurtulurduk." Dedi Özgün burun kıvırarak. Tarih öğretmenimiz tam bir süt hastasıydı ve her seferinde derse gelmeden önce süt içiyordu. Sütte bıyıklarına hafiften bulaştığı için Özgür ve Özgün ona Sütlü lakabını takmıştı. Gözüm dolu olduğu halde kahkaha attım. Eren ile sarılabilmek için Yusuf abim yere çöktü ve uzun bir süre sarıldılar. Eren ve ben en duygusalları olduğumuz için onun da gözleri benim gibi dolu dolu olmuştu, halimize gülmeden edemedim. Hemen ağlıyorduk. İkisinin de birbirini bırakmaya hiç niyeti yok gibiydi.

Kerim abi ve Bartu'da Yusuf abimi tebrik ettiğinde en sona ben kalmıştım. Göz göze geldiğimizde yere hafifçe eğilip kollarını açtığında hiç düşünmeden Yusuf abime doğru koşup kucağına atladım. "Atandın!" Dedim sanki bu müjdeyi ilk ben veriyormuşum gibi. Güldüğünü duydum.

"Atandım!" Dedi o da benden ilk defa duyuyor gibi. "Ben gerçekten atandım." Tüm sokağı dolduracak bir kahkaha attığım sırada diğerlerinin gülüşleri de bize eşlik etti. Hepimiz deli gibi gülüyor ve kendi içimizde Yusuf abimin atanmasını kutluyorduk. Hem de kahkaha atarak! Garipti fakat hayatta en mutlu olduğum anlardan biriydi. Sevinçten çıldıracak gibiydim, Yusuf abimin hayatta en çok istediği şey olmuştu ve atanmıştı. Nasıl sevinçten çıldıracak seviyeye gelmezdim? Şu an hangi tepkiyi verirsem vereyim sanki tam anlamıyla sevincimi, mutluluğumu yansıtmayacaktı. Tepkilerim içime sığmıyor ve bana yetersiz geliyordu, oysa beni tanımayan bir insan bile ne denli mutlu olduğumu tek bir bakışta çözebilirdi.

Kestik ve BaştanWhere stories live. Discover now