iki.

32.8K 1.8K 421
                                    

Uzun bir bölümle karşınızdayııııım.

Yazım yanlışlarım için özür dilerim.

Keyifli okumalar<3

*

Ortama derin bir sessizlik çökerken Aynur Öz bir adım geriledi. Ne dediğini yeni fark ediyor gibi gözleri yavaşça kapandı. Yutkundu.

"Anne, ne yaptın sen?" Diyerek öfkeyle ayağa kalktı Serdar Bey.

Herkes bu işin içindeydi.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?" Tekrar öfkeyle bağırınca Beril Hanım'da ayağa kalktı, Aynur Öz'ün kapalı gözleri aralandı.

"Kerim, sakin ol." Diyerek kardeşinin kolunu yakaladı Beril Hanım. Serdar Öz, kolunu sertçe kardeşinin elleri arasından kurtarırken annesinin karşısına dikildi.

"Nasıl açıklayacaksın şimdi?"

"Sesinin tınısına dikkat et Kerim, bazen karşında kimin olduğunu unutuyorsun." Sözlerine karşılık Serdar Bey sadece sinirle güldü.

"Başımıza bela açacaksın." Üçü de benim burada olduğumu unutmuş gibi kendi arasında tartışıyordu.

Başım dönüyordu.

Çıldırmak üzereydim. Çalınmış çocuk derken ne demek istiyordu? Ben Safiye Öz'ün gerçek kızı değil miydim? Bu ihtimalin ağırlığı omuzlarıma binmişti.

Geriye doğru birkaç adım attım ve endişeli gözlerle herkesin birbirine bağırmasını izledim. Hepsi birbirine bağırıyor ama kimse bana bir açıklama yapma gerekliliğini hissetmiyordu. Sesleri kafamın içinde çınlamaya başladığında arkamı dönüp koşarak salondan çıktım ve kendimi odama kilitledim.

Kapının hemen ardına çöktüğümde aşağıdan gelen sesler daha çok artmıştı ve bu sesler giderek daha çok yaklaşıyordu. Ellerimi kulaklarıma bastırdım ve gelen seslere karşı kendimi korumaya almak istedim.

Bu duyduklarım çok ağırdı, inanması güçtü. Üçünün de tavırları olayın gerçekliğini kanıtlar nitelikteydi sanki. Nasıl tepki vermem gerekiyordu? Bağırıp çağırmalı mıydım? Elime geçen her şeyi fırlatmam mı gerekiyordu? Cesaretimi toplayıp hepsine hesap mı sormam gerekiyordu? Aklımdan bir sürü ihtimal geçiyordu ama yaptığım tek şey ellerimle kulaklarımı kapatmış boşluğa doğru ağlamaktı.

15 yaşındaydım ve bu duyduklarım çok ağırdı.

Safiye Öz beni kaçırmıştı. Beni kendi ailemden ayırmıştı. Tanrım! Düşündükçe aklımı kaybedecek gibi hissediyordum.

"Aç kapıyı, Sumru!" Diye boğuk bir ses duydum. Beril Hanım'ın sesiydi bu, sanki beni görecekmiş gibi kafamı şiddetle iki yana salladım. "Sumru," diye bağırdı tekrar. "Gerçekleri konuşacağız, aç şu kapıyı. Sinirlenmeye başlıyorum." Hıçkırmamak için dudaklarımı birbirine bastırdım. Ellerimi kulaklarımdan çektim, gittiğine dair bir ses duymadığımda konuşmakta ısrarcı olduğunu anladım. Beni nasıl kaçırdığına dair detayları öğrenmeye pek hazır hissetmiyordum. "Yeter bu kadar çocukluk yaptığın, aç kapıyı." Sesi yükseldiğinde kapının ardından çekildim.

Kapının kilidini açtım. Kilidin sesini duyar duymaz kapıyı açtı. Elinde birkaç kağıtla karşımdaydı. İçeri girdi ve kapıyı tekrar kapattı.

"Sözümü kesme." Diyerek kağıtları elime tutuşturdu. İkiye katlanmış ve biraz eskimiş görünen kağıdı açtım.

DNA testi raporu.

Kestik ve BaştanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin