elli sekiz.

4.7K 563 80
                                    

Selaaam.

Keyifler nasıl?

Uzun bir aradan sonra bölüm yazmak için buradayım✍️ kızmayın, kızmayın

Yazım yanlışlarım için çok üzgünüm. Yazım yanlışlarımı yayınlandıktan sonra fark ediyorum maalesef. Düzenledikten sonra da satır içi yorumlar kayboluyor ve bunu istemiyorum...

Çok uzattım neyse. Keyifli okumalar ballarım<3

*

-Sefa-

Mutfakta gizlice Özge'min yaptığı dünden kalma yemekleri yerken içeri dikkat kesilmiştim. Her an beni yemek yerken basabilirdi. Abimin 'akşam yemeklerini niye bitirdin' naralarını dinlemek istemiyordum.

Bitsin canım ne olacak? Hem biz yemekleri yemek için yapmıyor muyuz? Ayrıca yemek bitince yenisi yapılır, bu kadar kasma abicim. Savunmam da hazırdı maşallah bana.

"Abi!" İçerden Özgün'ün sesini duyduğumda dolabı hemen kapatıp çatalı lavabonun içine fırlattım. Özgün değilde Özge gelseydi en rahat halimle yemeye devam ederdim ama Özgün denen küçük şeytan başka işi yokmuş gibi koşa koşa gider abimlere yemeklerden yediğimi yetiştirirdi.

"Ne var?" Yemeğimi böldüğü için biraz asabiydim!

"Kitaplığı taşımamızda yardım eder misin?" Dedi mutfağa girerek. Bakmayın küçük şeytan dediğime, çok seviyordum Özgün'ü.

"Git hele git, geliyorum." Dedim elimle kış kış yaparken. Özgün gitmek yerine benim gibi bardağa su doldurup oturdu, o suyunu içerken onu inceledim. Kaç kere Özgür veya Özgün'e onu sevdiğimi söylemiştim? İçten içe her şeyi bastıran bir yapım olduğunun farkındaydım, sevdiğimi söylemeyi bile bastırıyordum. Daha doğrusu salak gibi utanıyordum. Ne kadar normal olduğumu sorgulamayın.

İkimiz de aynı an da kalktığımızda gülüp Özgün'ü kolumun altına alıp saçlarını karıştırdım. "Seviyorum lan seni." Şakayla karışık da olsa içimden geçenleri söyledim.

"Abi boynumu kıracaksın!" Dedi boğuk sesiyle ama ben sadece güldüm. "Abi yapmasana."

"Tamam, prenses." Dedim ciddi bir tavırla onu bırakırken. Saçları karışmış ve yüzü boğuşmadan dolayı kızarmıştı.

"Sensin lan prenses." Dedi göz devirerek. Atarlı konuşmasıyla iyice güldüm.

"Prensesler gibi trip mi atacaksın yoksa?"

Kardeşlerimi ve abilerimi kızdırmanın en büyük hobim olduğunu söylemiş miydim?

"Prensesn kişiliğimle sana bir uçarım abi, prensesler gibi haftalarca yataktan kalkamazsın." Söylediğine kahkaha attım. Ergenlikte olduğu için böyle lakaplara gereğinden fazla sinirleniyordu. Eh, bu da hoşuma gidiyordu. Kudursundu.

"Tamam prensesim, yaparsın mutlaka." Kaşlarını çatıp kafasını iki yana salladı. "Prenses, sen niye bu kadar sinirlendin? Bir şey mi oldu?" Dedim bilmemezlikten gelerek.

Bana ters ters bakıp odaya girdi.  Arkasından kıs kıs gülerek ben de üçüzlerin odasına girdim. Özge'm masaların ve aynanın tozunu alıyordu, Eren ise yerleri süpürmüş süpürdüğü yerler kirlenmesin diye öylece odanın köşesinde bekliyordu. Bugünü Özge temizlik günü ilan ettiği için herkes bir işin ucundan tutmuştu. Biz çalıştığımız için neyse ki bu olayın dışındaydık, sadece ben salaklık edip dışarda birkaç saat daha aylak aylak gezmek varken şıp diye eve damlamıştım.

Vous avez atteint le dernier des chapitres publiés.

⏰ Dernière mise à jour : Nov 06, 2023 ⏰

Ajoutez cette histoire à votre Bibliothèque pour être informé des nouveaux chapitres !

Kestik ve BaştanOù les histoires vivent. Découvrez maintenant