on bir.

25K 1.6K 256
                                    

Selaaam.

Yazım yanlışlarım için özür dileriiiim.

Keyifli okumalar :*

*

Birbirimize sarılmayı bırakmadık, hâlâ sıkıca sarılmaya devam ediyorduk.

Gürültülü bir şekilde burnumu çekince Özgür güldü. "Çok güzel konuştum değil mi?" Benden ayrıldı ve ellerini saçlarından geçirdi.

"Ağlattın beni." Dedim ben de gülerek. Göz yaşlarım akarken bir yandan da gülüyordum. Gerçekten kafayı yemiştim galiba.

"Geç oldu, yatalım." Deyip ayağa kalktı. Ben de onunla birlikte ayaklandım ve beraber odaya sessizce yürüdük. Kalbim hâlâ hızlı hızlı çarpıyordu.

O yatağına uzandı ve ben de kendim için yine yer yatağı yapıp içine hopladım. Dudaklarındaki ufak tebessümle beni izleyen Özgür'ü fark edince gülümsemem büyüdü. "İyi geceler, Özgür." Hissetti mi bilmiyorum ama adını büyük bir sevgiyle söylemiştim. "İyi geceler, Özge."

O daha fazla dayanamadı ve uykuya daldığında ben mutlulukla kıpırdandım. Biliyordum ki bu konuşma beni hep mutlu edecekti. Uzun zaman sonra yüzümde gülümseyerek uykuya daldım.

*
-Özgür-

İlk ders bittiğinde sabırsızca yerimde kıpırdandım, daha eve gidip Özge'yi görmek için yedi saat vardı.

"Götünde kurt mu var Özgür? Rahat dur." Dedi tahtadaki yazıları aheste aheste deftere geçiren Özgün. Farkında olmadan sırayı sallamıştım.

İçim içime sığmıyordu.

"Özge ne yapıyor acaba?" Dedim hülyalı hülyalı. Eli duraksadı ve derin bir nefes aldı.

"Kesin çok sıkıldı," dedi. Kıpıdanmayı kestim ve içimdeki heyecan tuzla buz oldu. Onun bütün gün o evde tek başına oturması gerçeği her aklıma geldiğinde kalbimi büyük bir huzursuzluk kaplıyordu.

Bütün gün. Tek başına.

Hak etmiyordu bunu Özge. "Neden dışarı çıkamıyor ki?" Dedim umutsuzca. Bu soruyu kimse cesaret edip Özge'ye soramamıştı. Biliyordum ki hepimiz onu üzmekten çekiniyorduk. "Keşke şu öndeki sırada da o otursaydı." Dedim hayallere kapılarak. Tam önümde otursaydı ve dersten sıkıldığım zamanlar yumşak saçlarını örmeye çalışsaydım, çok güzel olmaz mıydı? Dersin boş olduğu zamanlar arkasını dönüp Özgün'le oynadığımız saçma sapan oyunlara eşlik etseydi, çok güzel olmaz mıydı? Sınavdan beş dakika önce götümüz tutuşan Özgün ve benim halime gülmekten çalıştıramayacak seviyeye gelseydi, güzel olmaz mıydı?

Hayali bile güzeldi.

Hiç mi umut yoktu? Gerçekten, hiç dışarı çıkamaz mıydı?

Özgün'ün de hafifçe tebessüm ettiğini gördüm. Özgün benim aksime daha soğuk ve ciddiydi ancak ilk defa birine karşı yelkenleri bu kadar çabuk suya indiriyordu. Özgün'ü kendimden bile iyi tanırdım, benim hissettiğim derinliği o da hissediyordu. Biliyordum.

"Naber lan?" Dedi tanıdık bir ses. Özgün ile yüzümüzdeki huzur dolu gülümseme anında silindi.

"Ne işin var senin burada?" Dedi Özgün suratını buruşturarak. Doğan yine gevşek gevşek sırıttı, iğrenç gülüşüyle tüylerim diken diken oldu.

"Hâl hatır da mı sormayalım be kardeşim?"

Kardeşim?

"Sorma." Dedik ikimiz de aynı an da.

Kestik ve BaştanWhere stories live. Discover now