yirmi sekiz.

16.6K 1.5K 297
                                    

Selaaam.

Nasılsınız?

Bölüm sonunda size bir haberim var...

Keyifli okumalaar ve yazım yanlışlarım için üzgünüm.

*

Özgün ve Özgür'ün bakışı ikimiz arasında gidip gelirken oflamamak için kendimi zor tuttum. Efe'nin amacı neydi? Neden bana tüm söylediklerinin açıklamasını yapmak yerine hâlâ üçüzlerimle tanışma peşindeydi? Evet, belki yeri değildi ama çok merak ediyordum ve bu merak içimi kemiriyordu. 

Efe elini uzattı. "Efe." Dedi Özgür'e doğru. Özgür şaşkın olsa da elini tutup sıktı ve adını söyledi. Özgün'e doğru elini uzattığında Özgün, Özgür gibi şaşkın değildi. Daha çok öfkeli gibiydi. Özgün öfkeki olmasına rağmen elini tutup sıktı ve adını söyledi. Tanışma faslını bitirdikten sonra göz ucuyla bana baktı ve dudaklarının kenarında ufak bir tebessüm belirdi. Sinirle önüme dönüp elime kalemimi aldım ve kağıda saçma sapan çizikler yaparak öfkemi atmayı istedim.

Evet, Efe beni eskiden çok kırmıştı. Evet, Efe beni çok ağlatmıştı. Evet, Efe her şeye rağmen benim en iyi arkadaşımdı ve kahretsin ki onu özlemiştim. Ama hiçbir şey anlatmadan öylece gelip üçüzlerimle tanışması biraz sinirimi bozmuştu. Bir açıklama istiyordum, beni inandıracağı bir açıklaması olmasını istiyordum. Hâlâ tepemizde dikildiğini hissedebiliyordum ama kafamı kaldırıp bakmadım.

Sınıfa hoca girdiğinde nihayet tepemizden gitmişti ama daha da kötüsü olmuştu ve tam önüme oturmuştu. Daha fazla sinirlenmeme ramak kalmıştı ama tekrar saçlarımda hissettiğim parmaklarla bu sinir toz bulutu gibi dağıldı.

"Defterlerinizi açın." Diyen matematik hocasıyla arkadan üçüzlerimin kısık oflamasını duydum. Sessizce gülerken saçlarımdaki parmaklar kayboldu. Derse tam anlamıyla geçince bir süre de olsa Efe'nin önümde oturduğu gerçeğini unutmuştum. "Evet, bu soruyu yeni gelen arkadaşlarımızdan biri yapsın." Dedi hoca, soruyu deftere çözdüğüm an. Gözleriyle beni gösterince heyecandan birkaç saniye boyunca elim titredi. İlk defa tahtaya çıkıp soru çözecektim!

"Hocam, yapamamış belli ki, bırakın ben çözeyim." Deyince benim, üçüzlerimin, Tufan'ın ve Efe'nin kafası aynı anda sesin geldiği yere çevrildi. Bu cümleyi kurmasıyla tüm heyecanım kayboldu ve yerini hırs aldı. Ayağa kalktım, Tufan'da bana yer açmak için ayağa kalktı. Ayağa kalkıp hocanın tahta kalemini elime aldım ve yazdığı soruyu hızlıca çözdüm. Kalemi hocaya vermek için arkama döndüğüm sırada soruyu çözmek isteyen kız ile göz göze geldik, sadece samimi bir ifadeyle gülümsedim. Sırama yürürken Özgün elini kalbini koyup Özgür'e doğru yığıldı. Gülüşüm genişledi. Tekrar sırama oturdum

Zil çaldığında hemen arkamı dönüp Efe'yi bir kez daha unutmayı diledim. Sohbet ederken Gizem ve arkadaşı gelmiş mi diye kapıya göz ucuyla baktım. Tabii ki gelmişlerdi! "Of, bu kızlar hep burada mı olacak ya?" Diye huysuzca söylendim. Özgür ve Özgün istemediğini belirtmişti, hâlâ daha neyi zorluyorlardı?

"Kıskandın mı?" Dedi Özgün saklamaya çalıştığı sırıtmasıyla.

Sizi de görürüz.

Kaşlarımı çatıp gülmemek için zor duran hallerine baktım. "Ha ha." Dedim en samimiyetsiz gülüşümle. Özgür dayanamayıp genizden bir ses çıkardığında Özgün kahkaha attı. Kafamı çevirip hâlâ oradalar mı diye kontrol ettim. Ağzı kulaklarında burayı izliyorlardı. "İşiniz gücünüz benimle uğraşmak ya." Sinirle söylenip kaşlarımı çattım. Kıskandığımı çok belli ettiğim için her seferinde benimle uğraşıyorlardı. Daha fazla güldüklerinde dayanamayıp ben de güldüm, onlara kızgın kalmak mümkün değildi. Zil çaldığında Efe yine önüme oturdu ve ben yine rahatsızca kıpırdandım. Arkasını dönüp Tufan ile muhabbet ediyordu ama bir saniye bile gözlerini benden ayırmıyordu. Belki saçmaydı ama deli gibi ağlayıp onu yumruklamak istiyordum, bana tüm o sözleri neden söylediğini ve neden bu denli dengesiz olduğunu sormak istiyordum. Sadece uzun bir zamandan sonra onu tam anlamıyla tekrar karşımda görüyordum ve bu kalbimin sızlamasına neden olmuştu. İçimde kötü hisler art arda peydah olurken kafamı eğip gözlerimin dolu olduğunu saklamaya çalıştım.

Kestik ve BaştanWhere stories live. Discover now