altı.

28K 1.5K 183
                                    

Selaaaam.

Yazım yanlışları için kusura bakmayın.

Keyifli okumalar<3

*

Tam o an Yusuf ile göz göze geldik. Bu yüzden telaşlıydı demek, bunu diğerlerine söylemeye hazır olmadığımı biliyordu.

"Ne duruyorsun?" Dedi Cihan, konuşmasıyla bakışmamız bölünmüş oldu. Tırnaklarımı avucuma bastırdım. "Bir şey mi saklıyorsun?" Gözlerini kıstı ve tepkilerimi incelemeye başladı. Art arda sorduğu sorularla başka çarem olmadığını anlamıştım, anlatmak zorundaydım.

"Sanırım beklediğinden erken anlatmak zorunda kalacaksın." Dedi Yusıf üzgünce. Olaya iyi yönünden bakmayı denedim, erken anlatacak ve erken kurtulacaktım. 

"Neyi?" Dedi üçü de aynı anda. Omuzlarımı düşürsüm. Kafamı iki elimin arasına aldım.

"Ben dışarı çıkamam." O kadar sessiz konuşmuştum ki onların duyacağından emin değildim. 

"Bak, eğer o adamdan korkuyorsan bir daha seni rahatsız edemez." Diyerek beni rahatlatmaya çalıştı. Keşke sorun sadece o adam olsaydı.

"Sorun o değil." 

"Ne o zaman?" Diye öfkeyle konuştu Cihan. Lafı dolandırıyordum ve bu onu sinirlendirmişti. "Ne saklıyorsun Özge?" 

"Ben dışarı çıkamam çünkü korkuyorum! Dışarı çıkmaktan korkuyorum!" Bu itirafı yapmak iğrençti. Üstüme leke gibi yapışmıştı!

"Nasıl yani?" Dedi yeni gelen Sefa. Omuzlarımı düşürdüm.

"Agorafobi." 

"O ne la?" Diyerek salona girdi dövmeli. Cihan onu gözüyle Yağız'ı susması için uyardı.

"Okula nasıl gideceksin?" Dedi Özgün. Günlerdir kendimi yiyip bitirdiğim soruyu Özgün'ün ağzından duymak tekrar derin düşüncelere dalmama sebebiyet verdi. Omuzlarımı bilmiyorum dercesine kaldırıp indirdim, gerçekten ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu.

"Bu zamana kadar nasıl gittin?" Diye kinayeyle konuştu dövmeli.

"Özel ders aldım, hiç okula gitmedim." Şaşkınca ağzı aralandı.

"Nasıl yani, sen bu zamana kadar hiç dışarı çıkmadın mı?" Dedi Eren. Üstüne giydiği civciv sarısı tişört onu çok tatlı göstermişti. Konuştuğumuz konuya rağmen sevimli olduğunu düşünmekten kendimi alıkoyamadım.

"Hayır." Dışardaki hayattan neredeyse hiç haberim yoktu. Okulun nasıl bir ortam olduğunu dahi çok az biliyordum. 

Anlatıp kurtulmanın rahatlığı üstüme çöktü. 

"Saç telini ver," saçımda bağlı tokayı çekip çıkardım ve üstünde kalmış birkaç saç telini bir peçeteye sardım. Cihan peçeteyi alıp çıkıp gitti.

Herkes birbiriyle bakışırken gözlerimi tekrar halıya diktim. Sürekli telaş ve endişe içinde olmak ruhumu yoruyordu ama elimde değildi. Aklım sürekli cevabını bilmediğim sorularla meşguldü ve bu da benim sürekli telaşlı olmama sebep oluyordu.

Kafamı kaldırdığımda gözleri benim üzerime kilitlenmiş dövmeliyi gördüm.

Bakışlarının yoğunluğu ile rahatsızca yerimde kıpırdandım. Bakışlarından kurtulup kaldığım odaya geçmek istiyordum ama bir türlü oturduğum yerden kıpırdayamadım. Kendi aralarında bakışmaya başladılar, resmen bakışarak konuşmadan anlaşıyorlardı. Bir şey söyleyecek gibi oluyorlar daha sonra tekrar bakışmaya başlıyorlardı.

Kestik ve BaştanWhere stories live. Discover now