3: Son osuruk bükücü Mıstık.

93.1K 6.4K 1.2K
                                    

Hatce nine-babamın babaannesi- 90 küsür yaşında, Alzheimer hastası, dünyadaki en ponbiş yaşlılardan biridir. Çok günah işlediğimi düşündüğüm zamanlarda kandil olmasa bile arar kandilini kutlarım, o da sağ olsun iki jenerasyon torunlarıma yetecek kadar dua eder. Genelde duaları hayırlı bir koca ile başlayıp, ahirette sırat köprüsüne kadar devam eder. Sırat köprüsünden ileriye henüz duasını kimse duymamıştır. Oraya kadar götürüyor, oradan Cenneti kazanabilme olayı sende. Hatce nine ya.. Çok minnoşsun.

Hatce nineyle konuşmayı bırakıp telefonumu kapattıktan sonra salondan kişneme sesleri gelen Mıstık'ın yanına gittim. Bokçu Mıstık, Şermin ablanın 1 yaşındaki koca popolu bebesi. Şermin abla hemşire. Bu yüzden çoğu zaman bokçu Mıstık'a annem bakar.

"Naber Mıstık?"

Saçları alnının sağ ve sol tarafında yok, ama ortadan kaşlarına kadar uzanıyor. Bu yüzden Son Hava Bükücü Avatar'a benziyor. Gerçi bizim Mıstıktan olsa olsa son osuruk bükücü olur, orası ayrı konu. Ve bokçu Mustafa nedense her kucağıma geldiğinde ya kusuyor, ya da bastıra bastıra kakasını yapıyor.

Kucağıma almaya çalıştım çünkü 1 yaşında olmasına rağmen mübarek besili dana gibi. Yine koltuk altlarından tuttum, tam kucağıma alıyorum önce hafiften bastırdı sonra lapa lapa bezini doldurdu.

"Küçük bok torbası neden yine kakanı yaptın be! Aybediyosun bak son osuruk bükücü, yamuk yapıyorsun! Yamuğuna dik ortay çizerler bak demedi deme!! Tuvalet miyim ben ya!!"

Şunun altını çizeyim, Mıstık kabız olduğu zamanlarda bana getirirler, çünkü çocuğun bünyesi beni görünce şoka giriyor sanırım, vücudunda ne kadar kötü birikim varsa hepsini salıyor.

Önce suratına bir rahatlama ifadesi oturdu ardından tüm gücüyle zırlamaya başladı. "Yahu mavi gözlü sarışın güzel bir bebesin. Senin gibi bebelerin pembe kakası olması lazım. Ama sen-yok yok büyüyünce bu tiple arkandan koşacak kızlar olacak ya bir sürü, göreceksin sen hepsine küçükken bana yaptıklarını anlatacağım. Bok torbası!"

Annem salona girince son osuruk bükücüyü kucağına bırakıp kaçtım. Kaçarken de bağırdım. "Pimi çekili annelerin gülü! Her an patlayabilir! Kırmızı kabloyu keseceksin bak yanlışlıkla Mustafayı sünnet falan etme he!! Patlar falan mazallah mükemmel sitemiz barisfere gömülmesin!"

Annem "Çocuk altı değiştirmeyi öğreteyim sana, gel!" deyince içimden tekrarlamaya başladığım kelimeleri annem de sesli söyledi. "İleride teşekkür edersin."

"Ben gidiyorum anne, görüşürüz!"

"Nereye, okula mı?"

"Önce kırtasiyeye, defter alacağım. Böyle ileride teşekkür edeceğim olayları kafamda tutamayacağım gibi.. Bilirsin, o kadar geniş çaplı bir beyine sahip değilim.. O yüzden yazmaya karar verdim. Oradan da okula gideceğim işte." dedim elimi boşver dercesine sallarken.

Annemin rövöşatalı terliği tam popoma zlank diye indi.Bu kırmızı kabloyu değil, senin ses tellerini kesmemi istemiyorsan sus ve kaç Rocky uyarısıydı. Popomu ovuştururken Önemli olan darbeyi yedikten sonra, ileriye doğru gidip gitmediğindir. repliği geldi aklıma Kaç darbe alıp hayatta yoluna devam edebiliyorsun? Annemin şimdiye kadar fırlatmış olduğu terlikler Paris moda haftasında bir defile izliyormuşum gibi gözlerimin önünden geçerken çok darbe aldım be Rocky dedim. Çok darbe alıyorum ve hayata devam edebiliyorum. Acaba Denizanası olabilir miyim? O kadar hayvandan bir ölümsüz o var, bir de bu kadar darbeden ölmeyen ben.

Hızla ayakkabılarım elimde,evden kaçtım.

Kaldırımın kenarında oturmuş, spor ayakkabılarımı giyerken Deniz karşıma dikildi. Ben olmasam da o Deniz anası olsaydı ya? Sonsuza kadar yaşasaydı? Acaba ona da Hamiyet teyze terlik atıyor muydu? "Anne terliği,ha?"

Aklımı mı okumuştu?!!

Şaşkın bakışlarımı ayakkabılarımdan çekip yüzüne sabitledim. Eliyle bizim evin açık camını gösterdi. "Camlar açıkken biraz sessiz konuşmayı dene."

Demeee, Mıstık'a dediklerimi duymuş muydu?

Kollarımı birbirine bağlayıp ayağa kalktım. Annemden öğrendiğim kadarıyla 22 yaşında, 4.sınıf tıp öğrencisi. Tamam daha önce de tıpçı arkadaşlarım olmuştu ama, bu çocuğun bu tiple manken olması gerekiyor, ben bu çocuğu hayal ederken bir amcaya sonda takmasını düşünemem!!

"Sadece annem zorla söylediği için öğrendim, kişisel algılama yani." dedim heyecanla bakarken."Cidden tıp okumuyorsun,değil mi?"

Kaşlarını kaldırdı."Ne varmış tıpta?"

"Ya senin tek bildiğin tıp 3,2,1 tıp oyunu olmalı, sen nasıl bu tiple tıp okursun?"

"Bu tiple?"

"Öhö öhö bu beyinle demek istedim."

"Bazı manyaklar kendileri ruh hastasıyken psikoloji okuyabiliyor da, ben mi tıp okuyamayacağım?"

"Aaa bende Psikoloji okuyorum."

Kaşlarını kaldırıp alayla gülümsedi. "Cidden mi?"

Önce bahsettiği ruh hastası manyağın kendim olduğumu anlasaydım keşke.

Uyuzluğunu yutmayacaktım. Özgüvenimi pohpohlayarak omuzlarımı dikleştirdim. "Cidden."

Tepkimi beklemiyor olacaktı ki, ensesini kaşıdı. Sırt çantamın saplarını tutarak öne çektim. "Cam uyarısı için teşekkürler, sana bu tip ile tıp bölümünde bana da bu beyin ile psikoloji bölümünde başarılar.Aman diyeyim sakın ruhlar aleminde fazla dolanma, bazı ruh hastaları ilişebilir."

"Her gün ilişiyorlar zaten, alıştım artık." dedi sırıtırken.

"Hadi ya, o kadar doktor olacaksın hocaların iyi doktorlar kafadan kontakları iyileştirebiliyorlar da sana bi antibiyotik yapamıyorlar mı?"

"Ne antibiyotiği?" dedi ben yürümeye başlamadan önce.

"Yeşpotik falan? Günde on doz alıyorsun benim gibi Yeşpolar katiyen bulaşamıyorlar. İstersen söyle ben benim iyi hocalarımdan yardım alırım."

Otobüs durağına ilerlerken peşimden geliyordu. Ya çaktırmadan bana aşık olmuş, takipçim olmaya karar vermişti, ya da aynı tarafa gidiyorduk. İlk seçeneğin yüzde birlik bir orana bile sahip olmadığı kesin olduğuna göre, aynı tarafa gidiyorduk. Tam bineceğim minibüs geldiğinde arkamı dönüp bay bay diyecektim ki bir anda kulağıma "Güzel kafa, teneke." diye fısıldayıp hızlı adımlar ile diğer durağa yürümeye başladı.

Güzel kafa. Teneke? Bana teneke kafa mı demek istemişti? Boş kafa? Arkasından bakıp gözlerim ile omuzlarına simetrik ikişer ateş etmeye çalışırken arkasını dönüp göz kırptı.

Göz kırptı. Bana?!!!

Gözümün önünden teneke salçalar, eskiden içerisine çiçek koyulan tenekeler, Star Wars'tan R2D2 geçerken neden teneke olabileceğimi düşündüm. Kırtasiyeden bir defter de neden teneke olabileceğime dair fikirlerimi yazmak için almaya karar vererek minibüse bindim.

Bir kitap falan mı yazmaya başlasaydım acaba? Teşekkürler ve Tenekeler diye? Güzel bir başlık olurdu. Kapağında da tenekenin içerisinden kafasını çıkaran ben olurdum, kafamın kenarından bir konuşma balonu yükselirdi. "Teşekkürler." diye.

Çantamdan kitabımı çıkararak boş bir yerine yazmaya başladım.

1. Tenekeler çok ses çıkarırlar. Çok konuştuğum için söylenmiş olabilir.

2. Tenekeler çelikten yapılır, kırılmazlar. Yaptığı angutluğa bile kırılmadığım için söylenmiş olabilir.

3. Tenekeler.. tenekedirler işte. Boş, işe yaramaz ve.. teneke?

Doğuştan RahatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin