16: Rahibe Teresa.

57.5K 4.7K 928
                                    

Bu bölüm biricik ksmlar'a. Destek olan,okuyan herkese teşekkürler.İyi okumalar okurcanlar adios!


Bizim ospik Yaren gözleri ela ama güneşe bakınca yeşil oluyor diye sabah akşam  ayçiçeği gibi kafasını Güneş'e çeviren, siyah zayıf gösteriyor diye rockçı olan, insanlarla muhatap olmamak için sabah akşam kulaklık ile gezen bir tip. Bazen bu gerizekalılığını ultraviyole ışınlara veriyorum. İlkokuldaki minnoş halini bilmesem şu anki haliyle hayatta arkadaşlık yapmam. 

Benim sayemde düzgün bir lisede okudu diyebiliriz. Şu an ise okuduğu bölüm aşkı olduğu Koreliler için Kore Dili ve Edebiyatı. Hani Türkiye'de çoğu insan öyledir. Bir yabancı dizi kategorisi altında Amerikan filmleri izleyenler vardır bir de Kore dizisi izleyenler. Ama nedense Amerikan dizisi izleyince cool Kore dizisi izleyince ergen oluyorsun o da sinir olduğum ayrı bir olay. İsteyen Hint dizisi izlesin, isteyen Tayvan. Kime ne ki? 

Örgümü bitirmiş, deniz anasının vücut kısmına bir miktar pamuk ve küçük bir not koyarak doldurmuş sonra da dikmiştim. Şu an karşımda deniz anası, oturuyorduk öyle. Gözlerini yeşil ip ile yaptığım için ismini yeşil gözlü deniz anası koydum. Aynı yarim gibi..

Bu arada kesin karar verdim ben ne yapıp edeceğim deniz anasıyla evleneceğim. Beni o kadar hayran bırakıp aynı anda kendisine uyuz ettiren başka bir insan asla bulamazdım. Tam evlenmelik tip işte, al köşeye koy, hem sinir etsin, hem mutlu. Mükemmel bir birleşim.

Ruhsardaki Reyhan gibi kafama bir sürü toka takıp bileklerimi bilekliklerle doldurduktan sonra deniz gözlü deniz anasını kucağıma alarak yatağıma oturdum. Her zaman Bakırköy'de doğmuş olmamın beni deli yapmayacağını savunsam da görülen o ki kesinlikle Bakırköy'de doğmam kişiliğimi etkiliyor. Kadın doğum kısmında doğmuş olabilirim lakin sonum Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi olacak gibi görünüyor.

Kolumdaki saatime baktıktan sonra yeşil gözlü deniz anasını öperek hazırlanmaya başladım. Bugün lise arkadaşlarımla buluşacağım ve artık biraz değiştiğimi sanmalarını istiyorum. Çünkü dalga geçilmekten ciddi anlamda nefret ediyorum. Geneliyle de lise hayatım süresince muhattap olmadığımdan, arkamdan konuşup duruyorlardı. Konuşun kız, namım yürüsün!

Siyah paçaları katlanmış pantolonumun üzerine siyah önünde Darth Vader baskısı olan tişörtümü giydikten sonra her zamanki sırt çantamı alıp kot ceketimi giyerek evden çıktım. Okul olsun olmasın her zaman sırt çantası takarım. Sırt çantamın önü de her türden rozet dolu. Tardis,Pink Floyd,üniversitenin amblemli rozeti,Arctic Monkeys.. Bir ton rozet var. Ve çoğu rozetin birbiriyle alakası yok. Çantamın önüne bakan bir insan karakterimin karmaşıklığını anlayabilir zaten. Ya da müzik çalarıma bakarsanız da ne cins bir insan olduğumu anlayabilirsiniz. Bir bakmışsınız Nirvana dinliyorum, bir de bakmışsınız ki kulaklıklarımdan kemençe sesi yükseliyor.

Konverslerimin bağcıklarını kendime özgü tekniğimle bağladıktan sonra kulaklıklarımı takarak apartmandan çıktım.Bir farklılık olsun diyerek bugün saçlarımı açık bıraktım. Tamam bunun sebebi artık ben büyüdüm imajı yaratmak değil. Cidden değil. Bak değil. İnanmıyor musun bana?

Bay Okaliptüs seslendi ; kendin inanıyor musun?

Okaliptüsiye bu sefer bana arka çıkamadı. Ama inanıyordum tabi. Lise hayatımdaki Yeşil ile şu anki Yeşil arasında dağlar kadar fark.. Yoktu. Ama o söylediklerini umursamayan, kimseyi takmayan liseli Yeşil'i seviyordum. Bu konuda değişmemiş olmak çok da sinir bozucu bir şey değildi.

Metrobüse doğru yürürken telefonum çaldı. Ekrana baktım. Sonra bir an açsam mı açmasam mı diye düşündüm. 

"Yeşilcimmm,tatlişim. Nasılsın?"

Doğuştan RahatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin