10: Nasılsa öyle.

65K 5.3K 1.5K
                                    

Merhaba gençler! Öncelikle okuyanlara teşekkür ederim.Gözleriniz dert görmesin.Haydi iyi okumalar. Adios.

Yahu ben Dobby ile Gollum ayrımını yapamayan bir insanım. Ben ince şeylere takılmayan, olayları fazla irdelemeyen bir yeşpopotamım. 

Peki neden şu an elimde ciddi anlamda açıölçer ile yârimin fotoğrafta yaptığı yüz ifadesindeki ağız şeklinin açısını ölçmeye çalışıyorum? O beyaz önlüğündeki minicik kahve lekesi,burnunun üzerindeki küçük beni. Utanmasam kirpiklerini sayacağım o kadar yani. Bir ara fotoğrafını çıkarttırıp bir oyuncak armuda bastırmayı düşündüm. Ne kadar sevimli olurdu dimi ya?

Siz sormadan söyleyeyim, bu aralar iki gramlık beynimi de kaybettim. Kulaklıkları takip saatlerce yârimin fotoğraflarına baktığım için Bay Okaliptüsü diskalifiye ettim beynimden.

Oyuncak bir deniz anası örüyorum. Galiba örerken de deniz anasına dönüşüp beynimi kaybediyorum. 

"Sonra iki ilmeği bir önceki ilmeğin tersinden geçiriyoruz."

Videoyu durdurup kaşlarımı çattım. "Bir önceki ilmeğin tersi neresi ya? Şiiiiişt.. Söyle bakalım ilmek hanım nedir senin tersin?"

Sağdan soldan aşağıdan yukarıdan, her yerden bakıp önceki ilmeğin ters tarafını aradım. Sonra elimdeki örgüyü anneme getirdim. "Anne ya.. Bir baksana."

"Hımm.." Yemeği karıştırmaya devam etti.

"Anne, bakacak mısın?"

"Hı..."

"La havle.. Yine neler geçiyor acaba kafandan? Anneee?"

"Hı.."

"Aloooo!" diye bağırdım. "Hemşerim bi bakcan mı buraya?!!"

Annem irkilip kafasını kaldırdı. "Hı, noldu?"

"Ne bileyim ne oldu. Sen de ne oldu? Neye daldın bu kadar?"

"Hiçç.. Her zamanki şeyler."

Her zamanki şeyler? Altın günü sırasında kısıra sumak koysa mı koymasa mı diye düşünürken mi bu kadar dalmıştı acaba? Perdelere fon yaptırıp yaptırmamayı da düşünüyordu gerçi bu ara. Yoksa.. Benim ne kadar mükemmel bir evlat olduğumu mu düşünüyordu ki?

"Her zamanki neyler?"

"Dünya'nın durumu.. Çocuklarımın geleceği falan. Çocuklarım derken.. Yiğit nerede?"

"Anne, gerçekten evlat deyince aklına ilk gelen kişi Yiğit mi yani?" 

Yiğit mutfağa girip masanın üzerindeki meyvelikten elma alırken "Selam güzellik," dedi bana bakarak. Kaşlarımı çatarak elimi gögsüme koyup kendimi gösterdim. "Bana mı dedin?"

"Nasıl gidiyor bakalım tatlım?" 

Kafamı sağa sola uzatıp kafasına darbe aldığı yeri görmek istedim. "Aynı.." dedim kafam karışık bir biçimde. "Senin?"

Yiğit kafasını köpek gibi kaldırıp sağa sola baktı. "Kim konuşuyor ya? Valide Sultan??"

Dişlerimi gıcırdatırken "Gerizekalı," dedim. "Beyin yoksunu."

"Anne, biri konuşuyor, duyuyor musun?"

Elimdeki şişi havaya kaldırdım. "Şişlerim seni Yiğit."

Annem bir anda transtan çıkıp kafasını bize doğru çevirdi. "Çocuklar, geldiniz mi?"

Yiğit ile birbirimize noluyor lan bakışları atarken mutfağa babam girdi. "Sevgili ailem, ne yiyoruz?"

Doğuştan RahatWhere stories live. Discover now