Doğuştan Rahat

4: Amuda kalkarken armuda toslamak.

Arkadaşlar, yıkıldım.

Vallahi yıkıldım.

Saldırıya uğramış İkiz Kuleler gibi.

Bülent Ersoy gibi, yavaş yavaş yerle bütünleşircesine yıkıldım.

Hani böyle bazı binalar yıkılır, bizim milletimiz de durur izler ya.

Sanırım şu an aşağıdan bana bakan insanlar da aynen bu sebeple  bakıyordu.

Ulan yıkıldım.

Ya benim sevdiceğim, nayinom, yârim, diğer yarım sözlüymüş ya.

Hep merak etmişimdir yakışıklı doktorlar daha asistanlarken nasıl evli oluyorlar diye. Yanıtı basit. Bir hatun geliyor daha okurken kancayı takıyorlar lokum gibi doktor adaylarına(kızlar için de aynı şekilde) daha insanlar TUS'a girmeden evleniveriyorlar.

BEN O SÖZÜ BOZARIM.

Hani atalarımızın bir sözü var ya kötü söz insanı dininden çıkarır diye.

Bu kötü söz olayı da beni dinden, dilden, insanlıktan çıkarmak üzereydi.

Ben platonik aşık olmaya bayılan bir yeşpopotamım. Tamam herifi daha 5 gün önce görmüş olabilirim, tamam belki zor olduğunu bildiğim için kendimi zorla ona aşık ettirmeye çalışıyor olabilirim, sonra da elde edince soğuyabilirim ama nasıl SÖZLÜ OLURDU YAHU?

Benim bir çim adamım var. İsmi Bay Okaliptüs. Kendisi şu fani dünyada yegane sırdaşım olur. İç sesim olarak da kendisini kullanıyorum, daha doğrusu; kendimi yargılıyorum. Bay Okaliptüs te sağ olsun, hiç acımıyor, lafları söyledikçe söylüyor.

"Bay Okaliptüs. Nolcak bizim bu halimiz?"

Her zaman balkonda korkuluklardan aşağı ayağımı uzatır, Bay Okaliptüs ile konuşurum. Balkonun duvarı gözüme ilişince havanın da ilkbahara girdiğimiz için sıcakladığını fark ederek amuda kalkmak istedim. Bunu bir dizide görmüştüm kız beynine kan gitsin diye amuda kalkıyordu. Beynime kan gitmese bile.. Neden işte bilmiyorum o an duvar tam amuda kalkmalık göründü gözüme. 

Bu nasıl bir fantezidir yahu? Duvar görünce amuda kalkma hevesi depreşmesinin tıpta bir adı var mıydı acaba? Duvarmuda? Yoktuysa bile bunu kullanırdım ben. Duvarmuda: Duvar görünce amuda kalkma isteği. 

Kafamı yere koydum tam koca popomu yukarı kaldırıp ayaklarımı havaya dikicektim ki.. O anki mükemmel pozisyonumu Black Swan görse gözleri yaşarır, jimnastikçiler görse halimi ağlar, surat ifademi gören arkamdan üç kulhü gönderir.. 

Tabi ki koca popomu havada tutamadım, ayaklarımı balkonun korkuluklarına geçirdim. Ama beynime kan gitsin diye amuda kalkma çabalarım başarı ile son bulmuştu. Kan beynime değil belki ama bir anda ayağıma dolmuştu. 

Hareket etmeden durup tam orada ölmeyi beklerken, işte tam Azrail reis birazdan elinde o meşhur orak ile tepemde dikilecek diye beklerken kahkaha sesi duydum.

Annem arada din bilgisi vermeye çalışır en son Azrail'in yakışıklı bir prens olarak bana görüneceğini, öldüğümü hiç anlamayacağımı söyledi.

Bu durumda kahkahasını duyduğum ses, azrailim, deniz anasından başkası değil.

Yattığım yerde ölmeyi uzun bir süre bekledim. Sonra Bay Okaliptüs ile göz göze geldim. Bay okaliptüs konuşamıyor, yani doğal olarak ama aramızda telepatik bir bağ var. Ya da iç sesimi Bay Okaliptüs sanıyor da olabilirim. Neyse işte kısaca Bay Okaliptüs'e benim minicik de olsa zeka barındıran tarafım diyebiliriz.