26: Denizi görüp paçayı sıvamak.

49.4K 4.7K 967
                                    

Selamlar gençler,nabersiniz?

Öhöm öhöm,öncelikle bu bölümün tamamı değil,ondan böyle kısacık yani.Part 1 olarak düşünebilirsiniz.Devamı var,lakin sınav haftam olduğu için bir müddet yeni bölüm paylaşamayacağım.Ama eğerki derseniz,iki yorum atayım ne bileyim bi vote vereyim falan...Devamı yakın zamanda gelir..Onun dışında mayısın sonuna kadar yokum maalesef.Arada kaçamaklar yapar mıyım bilmiyorum,dediğim gibi duruma bağlı.Baştan beri diyorum çünkü bu hikaye ben sıkılınca açıp saçmalamam için yazılıyor.Ee sınavlar boyunca sıkılmaya vaktim de olmayacağı için,istek olmadığı sürece yeni bölüm paylaşmayacağım.

Bu arada ne bileyim belki tanışmak istersiniz falan..Bi mesaj yeterli canlar!

Ay ne konuştum be.İyi okumalar bebekler.

Adios!


"Babacık atıyor ve..İşte buna strike derler bebeğim!"

Sağ ve sol elimi yumruk yapıp havaya kaldırdıktan sonra Enis'in yanına koştum. "High five!"

Enis gülerek ellerime ellerini vurdu. "Şampiyon biziz sanırım,ha?"

"Daha iki el var." dedi yârim oturduğu yerden kalkarken. "Dereyi görmeden paçaları sıvamayın."

"Denizi gördük ama,yani sıvayabiliriz.."

Böyle bi içe doğru kendimi kusasım geldi. "Ters peristaltik," dedi yârim yüzünü ellerine gömerken. "Berbattı."

Yiğit gelip kolunu omzuma attı. "Bu sana gelsin Yeşil!" hızlı hızlı yürüyüp topu fırlattı.Top bi tane lobut devirip yerine düşünce kahkaha attım. "Mükemmeldi abi!Böyle devam!"

Enis yanağımı sıktıktan sonra top seçmeye başladı. Abim Enis topu atarken beni köşeye çekti."Bana bak gereksiz,Enis ve sen hayırdır?"

"Ne?Hı?Ne diyosun abi ya!"

Abim kaşlarını çatarak devrilen lobutlara bakmaya başladı.Enis'in attığı top,anca 2 tane devirebilmişti.

Ve ben anladım ki, futbol oynaması bowlinge pek etki etmiyordu,çünkü bok gibi oynuyordu.Ama deniz yârim tam bir profesyoneldi.

Deniz yârim,son atışında yeşil topu aldı ve eğer şizofren değil idiysem ki olmadığımı varsayıyorum;bana göz kırptı.

Ya ben senin o gözünü kırparken kullandığın kaslarını yiyim,o kirpiklerini-

Bişey demiyim demiyim diyorum Yeşilcim ama..Gel bi de benim götümü ye olur mu?

Seni duymuyorum bay Okaliptüs lalalalalalala.

Hı hı yalancı şirin.Devam böyle,birazdan şirin baba da gelir,biraz da ona anlatırsın.

İçimden gözlerimi devirdim.Keşke Stefan'ın insanlığını kapatma tuşu gibi okaliptüsü de kapatma tuşu olsaydı ya.

Acı acı söylüyorum ki..Yenilen bizdik.

Büyük konuşma derken boşa dememiş atalarımız.XXXXL konuşursan,böyle de yutarsın laflarını.Ama şimdiden diyorum dalga geçeni vururum.

Yemek ısmarlama işi ben ve Enisteydi ama benim almama izin vermediler.Azıcık suçlu hissettim kendimi,sonra geçti.

Eve dönerken mutluydum bayağı,çünkü eğlenmiştim. Her günüm böyle olsaydı keşke ya.

Evlerimize girmeden önce son kez baktım Deniz anasına.Nedense bi farklı bakıyordu sanki.


Ertesi sabah yine erkenden uyandım,bu sefer az hava alayım dedim,simit ve ayran alıp bizim evin oradaki parka ilerledim.Kulaklarımda kulaklıklar,elimde simit,boş boş bakıyordum etrafa.

Yanıma bir beden oturduğunu hissedince kafamı çevirdim.Yarim,traş olmuş haliyle tam karşımda duruyordu.

Tatlılıktan ölmediyse,daha da hiç ölmez.

Kulaklıklarımdan birini çekti kulağımdan. "Günaydın küçük Arrow." dedi tekini kendi kulağına takarken.Gözlerinin altındaki mor halkalara baktım.

Bir insanın gözlerindeki morluklara bile aşık olunur muydu?

Ben olmuştum.

Ne yaptığımın farkında olmayarak simiti kucağıma koyduktan sonra parmaklarımla gözlerinin altını okşadım. "Neden bu kadar yoruyorsun kendini,anlamıyorum."

"Bende anlamıyorum.Kafamı dağıtıyor sanırım."

"Nasıl yani?"

"Canımın sıkılmasındansa,ders çalışmak daha cazip geliyor."

"Ama yine de fazla yoruyorsun kendini..Bişey sorayım mı?"

"Sor bakalım."

"Ne doktoru olmak istiyorsun?"

Tek kaşını kaldırıp düşünüyormuş gibi yapmaya başladı..Allahım sen nasıl bişeysin..Mimiklerini yerim senin adam!

"Beyin cerrahisi sanırım."

Keşke Psikiyatri isteseydi.Ne güzel takılırdık birlikte.

"Güzel bölüm."

"Eh,sayılır." Omuz silkti. "Sen ne yapmayı planlıyorsun?"

"Bilmem..Hep yabancı dil okumak istedim.Belki yurtdışında master falan yaparım."

Rüyalar güzeldir Yeşilim be..Hadi gitsene bi yurtdışına nasıl master yapıyorsun görelim..Hadi ne oldu yemiyor mu?

Kes sesini bay okaliptüs!

"Yeşil.."

Gözlerimi yeşillerine sabitledim. "Efendim deniz anası?"

Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu.Şimdi desem..sana aşığım desem..Ne olurdu acaba?

Parmağını üst dudağıma koydu. "Ayran olmuşta.."

Refleks olarak direkt dilimi üst dudağımın üzerinde gezdirdim.Yarimin parmağı da hala dudaklarımın üzerinde olduğu için-

"Ay özür dilerim deniz anası.Dur çantamda ıslak mendil vardı.Bi saniye-"

"Tamam sakin ol,bişey yok."

Kucağımdaki simiti uzattım."Yer misin?"

Ben köşesinden koparır diye beklerken..Elime doğru uzanıp ısırdı simitten.Kafasını çekip çiğnerken de gülümsedi.

"Deniz.." dedim oturduğum yerde dikleşirken. "Bişey diyebilir miyim?"

Ağzı dolu olduğu için kafasını eğdi.

"Eğer ki..ıhım..Eğer ki.."

Kaşlarını kaldırdı. "Eğer ki?"

"Eğer ki..sana aşık olursam..ne olur?"

İşte be..işte be..sonunda dedim..vallahi rahatladım.Üzerimden böyle kocaman fil kalktı sanki.Öyle bir rahatlama.

Çarpık bir şekilde gülümsedikten sonra kulaklığın tekini kendi kulağından,diğerini benim kulağımdan çekti.

"Denemeye var mısın?"

Hamdi bey yârim..Var mısın yok musuncu yârim..Sen istersin de olmaz mıyım?

Doğuştan RahatWhere stories live. Discover now