12: Açılın ulan Michelangelo geliyor!

58.3K 4.8K 1.3K
                                    

Ne kadar yorum,o kadar yeni bölüm.Ben vakti bol bi insanım kankalar.Bi alışveriş bi fiş yani.Haydi iyi okumalar.Gözleriniz dert görmesin.

Adios!


İnanmak başarmanın yarısıdır inan Yeşil inan.

İnanmak başarmanın yarısıdır.

 İnanmak başarmanın yarısıdır.

 "Oğlum, gerizekalı mısın sen? Ne öyle dolaba salak salak bakıyorsun? Beyin gücüyle giyinmeye çalışıyorsun desem.." Tipime bakıp cık cıkladı. "O da yok ki? Telekinezi falan mı yapmaya çalışıyorsun?"

"Yiğit az kes ya. Odamdan çık hemen!"

"N'oldu, gitmezsem Perihan teyzeyi mi çağırırsın yoksa?" Ellerini birleştirdi. "Perihan teyze Perihan teyze.Gelip kardeşimi al."

"Yiğit!"

"Anneme diyim de daha sana Star Wars izlettirmesin. Şu tipe gel zaten Jabba the Hutt seni."

Bağdaş kurduğum tipimle sümüklü böcek gibi sürünerek kalem kutumu alıp fırlattım. Ağabeyim tamamen gereksiz bir insan hatta ben 7 yaşındayken gittiğimiz bir sünnet düğününde sünnet çocuğuyla çekildiğim fotoğraftan bile daha gereksiz öyle diyeyim. Bu arada bu fotoğraf mevzusunu sorarsanız(sormasanız da anlatcam) gitmişiz mahalleden bir çocuğun sünnet düğününe,çocuğu hatırlamıyorum bile. Yemekli memekli lüks bir sünnetti, büyüklerle çocuklar ayrı takılıyor falan zaten bu ben özgürüm kafalarım o gece yeşermeye başladı. Sonra dangozun teki beni,sünnet çocuğunu ve palyaçoyu çekmek gibi bir mallık yapmış. Ya ben o palyaçonun tuttuğu hulahopu yarı çapınla çarpıp piye böleyim e mi? İnsan düşünür bu çocuk büyüyecek genç bir kız olduğunda bu sünnet fotoğrafını n'apcak? Kıza ne çocuğun sünnetinden ? Yok yani benim suratımdaki mutluluk da ne sanki ben erkek oldum anasını satim.

Neyse işte yarime aşk itirafımdan sonraki 24 saat boyunca sevdiceğimin bu kafayla nasıl tıp kazandığını düşünmeye başladım. Çünkü sevdiceğimde en az benim kadar gerizekalı.

Yeni sezonunu bitirdiğim The Big Bang Theory'i kapatarak "BAZİNGAAA!" çığlıklarımla yatağın üzerine atladım. Yatak bayağı bir sallanınca ayağa kalkıp odamdaki boy aynamın karşısına geçip tişörtümü yukarı sıyırdım. Yahu resmen göbeğim kendi uygarlığını ilan etmiş,bir bayrağını dikmediği kalmış.

Tişörtümü düzeltip salona ilerledim. "Annelerin gülü.." dedim en sevimli halimi takınmaya çalışarak. Annem bana baktı. "Kitap almayacaksın.Daha yeni aldın."

"Yok annelerin gülü, o değil."

"Çiğ köfte de almayacaksın."

Annem benim ufacık parmak hareketimden ne istediğimi anlar. "O da değil annecim."

Bir baştan aşağı inceledi beni, sonra bir müddet göbeğimdeki elime baktı, gidip cüzdanını getirdi. İçinden para çıkarıp uzattıktan sonra "Bu sefer en az 5 kilo vermezsen,ne yapıp et o paralarımı bana getir." dedi.

Hayranlık dolu bakışlarımı suratına çevirdim."Ya annelerin gülü," dedim yanına ilerlerken. "Nasıl yapıyorsun?"

"Anneler her şeyi bilir. Çocuğun olunca anlayacaksın," dedi gülümsedikten sonra. "Hadi bi git de süpürgeyi getir."

Elektrik süpürgesini salon kapısına bırakıp kaçtım. Tamam annem büyük bir kraliçelik yapmış olabilirdi, tamam karşılığını vermek isterdim 5 saat boyunca ev temizleyerek, ama bugün değil. Bugün spora başlayacağım! Ve bunun için gerçekten anneme ileride teşekkür edeceğim!

Doğuştan RahatWhere stories live. Discover now