☽O☾GİRİŞ

66.4K 2.1K 777
                                    

13 Nisan 1993

"İşte geliyorlar.Hazır olun."

Kraliçe Eleanor minik kızının kahverengi saç tutamlarını okşadı ve yavaşça Marian'dan destek alarak onun için hazırlatılan  at arabasına bindi.Prenses onu hiç yormamış sanki olanları anlıyormuşçasına arabaya biner binmez kucağında uyuyakalmıştı. Gülümsedi... Daha yeni doğum yapmıştı ve çok yorgundu.Kocası hem yolları aratmak hem de sarayda kutlamalar için gerekli hazırlıkları yaptırmaya başlamak için onlardan önce yola çıkmıştı.Birkaç saat içinde saraya varmış olurlardı.

Bir kraliyet ailesinde en zor zamanlardan biri de doğum zamanıdı.Kraliyet mensuplarının doğum sırasında güçleri maksimum düzeylere ulaşıyordu bu yüzden güvenli bölgelerde doğum yapıyorlardı.Kral Vincent en güvenli yerin ormandaki gizli bir şekilde bulunan köşk olduğunu düşünmüştü.Yerini birkaç kişi hariç kimse bilmiyordu.Bu yüzden birkaç gün önce oraya gelmişlerdi.Artık doğum olduğuna göre evlerine dönebilirlerdi.Kraliçe perdeyi hafifçe aralayıp dışarıya baktı.Neredeyse akşam olmuştu ve ileride şatonun hafifçe parlayan ışıklarını görebiliyordu.Çok az kalmıştı...Acaba Vincent onlar için nasıl hazırlıklar yaptırtmıştı?

Ne olursa olsun sıcak bir duş ve birkaç saatlik bir uykudan önce kimse ona birşey yaptıramayacaktı...

Ve işte tam o sırada araba durdu.Kraliçe çocuğuna sıkıca sarıldı bir terslik olmalıydı.Aksi takdirde asla durmazlardı.

"Marian, neler olduğuna bak" dedi yorgun sesiyle Eleanor.

Genç hizmetkar kafasını sallayarak yavaşça kapıyı açmak için uzandığında kapı kendiliğinden açıldı. Önlerinde görkemli ordularının generali duruyordu.

"Kraliçem merak etmeyin sadece bir ağaç yolu kapatmış şimdi yola de-" cümlesini bitiremeden Generalin sağ kolundan bir dal parçası çıktı ve arabanın içerisi kanlar içerisinde kaldı.

Neler olduğunu anlayamamışlardı bile General bir anda geriye doğru savruldu. Gövdesi genişçe bir ağacın dibinde kan içinde doğrulmaya çalışıyordu.Sağ omzundan aşağısı kan gölüne dönmüştü. En güçlü savaşçılardan biri az önce gözlerinin önünde yere devrilmişti.Dışarıdan kılıç ve bağırış sesleri geliyordu.

Kraliçe korkuyla çocuğuna daha da sıkı sarıldı."Marian arabayı sür hemen!" diye kalan son gücüyle bağırdı

Marian'da en az kraliçe kadar korkuyordu ve telaşla kapıdan kendini sürücü bölgesine attı.Atların kişnemesini duyduktan sonra Eleanor kapıyı sıkıca kapattı ve arabanın hareket etmesini bekledi..Ancak araba hala olduğu yerde duruyordu.

"Marian!Çabuk!" diye bağırdı bir kez daha kraliçe ve birden arabanın kapısı açıldı.İşte o an kraliçe Marian'ın cansız bedenini yerdeki kan gölünün arasında gördü.Her şey o kadar kısa bir süre içerisinde olmuştu ki...Bebeğine sıkıca sarılmıştı ve Tanrıçaya ona güç vermesi için dua etmeye başladı.Çocuğunu bu halde nasıl koruyacaktı?

Prensese baktı, kucağında her şeyden habersiz uyuyordu.Ona sıkıca sarıldı ve ayağa kalktı.Gerekirse saraya kadar koşardı, minik kızı için her şeyiyle gücünün son damlasına kadar savaşmaya hazırdı.

İşte o sırada bir ağaç gördü...İnsan gibi hareket edip yürüyebilen bir ağaç...Kollarını istediği kadar yükseğe uzatabilen. Arabanın önüne atlayan askerleri tek bir hamlesiyle savurabilen bir ağaç...

"Bu da ne böyle?" diye kendi kendine düşünürken bir dal sertçe kapıyı kapattı ve araba hareket etmeye başladı.

Neler olacağını bilmiyordu.Bebeğini nasıl koruyacağını bilmiyordu...Vincent...Keşke orada olup onları koruyabilseydi.. Bu gece dolunay vardı ve yapabileceği tek şey dua etmekti, fısıldayarak son gücüyle elementinin ona güç vermesini istedi..

ARAFWhere stories live. Discover now