☽O☾Bölüm 24-Işığın Oğlu

14.4K 938 51
                                    

           

-Rosa-

Gece geç saatler, Kurul Toplantısı

Isabel'in gittiğine hala inanamıyordum, gözlerimin önünde kardeşim dediğim bedenin bir kabuğa dönüşünü izledim. Ama sonsuza dek yasını tutamazdım, sorumluluklarım vardı. Herkesin yaptığı gibi hayatıma devam etmek zorundaydım, sorumluluğumda olan genç canlar vardı. Ve Eliana.. O artık daha da önemliydi, Isabel'in bana tek bıraktığı şey oydu, onu canım pahasına her şeyden koruyacaktım. İçimden bir ses kara günlerin geri geleceğini söylüyordu, savaş yakındı ve bunu hissedebiliyordum. Ve Eliana bu savaşta başrole oynayacaktı, bunu ikimizde biliyorduk. Artık onu koruma sırası bendeydi. İçimdeki kötü düşünceleri bir süreliğine rafa kaldırıp güçlü duruşumu sergilemeliydim, bu günkü toplantı Eliana'nın kaderini de etkileyecekti.

Gry'ın elini belimde hissettim, bir anda kara bulutlar dağıldı, yanımda olması bana güç veriyordu. Her ne olursa olsun onun yanımda olacağını biliyordum, herkes gitse bile, kararım yanlış olsa bile o yanımda olacaktı. Tanrıçamın bir hediyesi gibiydi, daha mükemmelini düşünemiyordum.

Kurul toplantısına başlamak üzereydik. Kurul üyelerinin teker teker selam vererek salona girişini görüyordum, ama gözlerim özellikle birisini arıyordu. Kurul yuvarlak masada oturduğunda fısıldaşmalar başlamıştı, beklemekten hoşlanmıyorlardı biliyordum. Ama onu beklemeliydim. Onun davetini sadece Gry ve ben biliyorduk, diğerleri için bir sürpriz olacaktı ve bundan hiç hoşlanmayacaklardı.

"Neyi bekliyoruz, yapılacak işlerim var"

"Daha ne kadar bekleyeceğiz?"

Kurulun fısıldaşmalarını duyuyordum, her biri sıkıldığını dile getiriyordu. Belki de bu görevi kabul etmeyecekti, belki de başlamalıydık

"Kurula saygılarımı sunarak, beklememizin bir nedeni olduğunu belirtmek isterim." Gry bu tür konuşmalardan ne kadar sıkıldığımı bilirdi, benim yerime yapardı; bazen aklımdan geçenleri okuyabildiğini düşünürdüm.

"En azından kimin için beklediğimizi bize bahşedebilirsiniz Gry."  Dedi Orpheus. Varlıklı bir aileden gelmesinden kaynaklı dili oldukça uzundu ancak bilgili bir öğretmendi, botaniği ondan iyi bileni bulamazdınız.

Tam bir şeyler söylemek için ileriye doğru atıldığım sırada kapı açıldı ve içeriye ihtişamlı görüntüsüyle Malcolm girdi.

"Kusura bakmayın dostlarım geciktim." Dedi ve aceleyle yanıma geldi. Kurulu bir sessizlik kapladı, kimse konuşmuyor şaşkınlıkla birbirlerine bakıyorlardı.

"Hoş geldin Işığın oğlu Malcolm, seni tekrardan aramızda görmek büyük mutluluk. "

Her zaman ki kibarlığından hiçbir şey kaybetmeyen Malcolm eğilerek nezaketini gösterdi. O kadar heybetliydi ki neredeyse eğildiğinde aynı boyda olabiliyorduk, bir zamanlar başkumandan olmasına şaşmamalıydı. Sonrasında Gry'in elini sıkarak konseyde onun için ayrılmış yere oturdu. Biz de Gry ile yerlerimize geçtik, kimse bir şey söylemiyordu, aslında bu hoşuma gitmişti de diyebilirim.

"Hepiniz hoş geldiniz. Bugün burada sizlerle birlikte yeni dönemi konuşmak için toplandık. Biliyorsunuz ki önümüzde yeni bir dönem var. Bu dönemde de önceki dönemlerdeki gibi kendimize yakışır şekilde eğitimimize devam etmeyi hedefliyoruz. Ancak bazı kesin değişiklikler meydana gelecek, bu hem öğrencilerin güvenliği hem de okulun adının lekelenmemesi için gerekli."

"Malcolm teklifimizi kırmadı ve bu dönem bizim aramıza katıldı. Korkarım ki gelecek belirsiz görünüyor ve gençlerin daha ciddi eğitimlere ihtiyaçları var, eğitim konusunda en iyiler olan sizler ilgilenirken çocukların antrenmanlarından bizzat Malcolm ilgileniyor olacak. Daha iyisi henüz dünyaya gelmedi."

ARAFWhere stories live. Discover now