Bölüm 27

12.9K 947 58
                                    


-Eliana-

Perdenin arasından sızan güneş ışığına gözümü açtım. Saat daha sabahın yedisiydi ve bugün hafta sonu olduğu için tatildi. Ahh hadi ama bir gün uyumak için zamanım vardı ve ben o gün sabahın yedisinde uyanmıştım. Önceki akşam ahırda deli gibi çalışmama rağmen. O kadar yoğundum ki odaya geldiğimde yorgunluktan yatağın üstünde hatta bazen koltukta uyuyakalıyordum Alicia ise çoktan uyumuş oluyordu.

Her gün sabah erkenden Malcolm ile birlikte antrenman yapıyorduk, koşarken nefes nefese kalmaktan konuşamıyorduk bile. Alicia beni yalnız bırakmamış her sabah benimle birlikte antrenmanlara katılmıştı, gözleri yarı kapalıyken koştuğunu görebiliyordum ama bir kez bile şikayet etmedi.

Derslerden sonra bir hafta boyunca ahırda Sylvia'yla birlikte temizlik işlerini hallediyorduk, daha doğrusu ediyordum. Sylvia genelde telefonda arkadaşlarıyla konuşuyordu ama son üç gündür Bayan Teresa onun başında bekleyerek deli gibi geç saatlere kadar çalıştırmıştı. Ben ise ahırda atlarla ilgileniyordum bu mükemmel atların güzelliğiyle mutlu oluyordum. Onlar asil hayvanlardı cana yakınlardı ve dostanelerdi. Atlar gerçekten Bayan Teresa'nın dünyasında ayrı bir yere sahipti. Atların çok iyi birer sırdaş olduğunu söylüyordu, gün içinde yaşadığı şeyleri atların bakımını yaparken onlara anlattığını duyabiliyordum.

Komik olan kısmı ise bu huyu ondan edinmiştim ben de ahırda bulunduğum süre boyunca atları tımar ederken onlarla konuşmaya başlamıştım ve işin ilginç tarafı ise Bayan Teresa'ya hak vermiş olmamdı, bakışları sanki beni anlıyor gibiydiler. İçlerinden favori arkadaşım ise Marigold'du. Freisan cinsinde olan Marigold isminin aksine simsiyah bir attı ve o kadar görkemli gözüküyordu ki tüylerini tımarlarken ile ekstradan dikkat ediyordum. Yürüyüşü duruşu o kadar asildi ki bazen dakikalarca ona bakıyordum, o ise bana hiç yüz vermiyordu resmen orada yokmuşum gibi davranıyordu. Bir şeyler anlatırken bile yüzüme sadece birkaç kez bakıp ilgi göstermiyordu. Anlamlı gözleriyle beri içeriye girdiğimde süzüp yemeğine tekrardan odaklanıyordu, her gün onun yanına giderken bir elmayla gidiyordum, buna sevindiğini biliyordum ama hiç belli etmiyordu; gerçekten gizemli bir attı ve diğer atlara göre ona ilgim farklıydı.

*Freisan Stallion*

*Freisan Stallion*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bayan Teresa'da bunu fark etmişti:

"Onu tımar etmene izin vermesi şaşırtıcı. Genelde yabancıları yanına yaklaştırmaz. Madem Marigold ile bu kadar iyi anlaştınız onun bakımını artık sen üstlenmelisin." 

Bir hafta sonunda ahırdaki temizlik cezam bitmesine rağmen her gün gidip Marigold ile ilgilenecektim artık benim sorumluluğumdaydı. Buna kesinlikle üzülmemiştim çünkü onunla ilgilenirken rahatlıyordum. Bugün tatil olduğundan gün içinde gidip Marigold ile ilgilenebilirdim.

Yataktan yavaşça kalktım ve Alicia'nın uyku bandıyla hala harikalar diyarında olduğunu gördüm. Yüzünde gülümseme vardı, kim bilir rüyasında neler görüyordu...Uzun zamandır onunla düzgünce konuşamıyorduk, Alicia ile konuşmayı özlemiştim. Hafta sonu olduğundan onunla bir şeyler yapabilirdik .Belki de sinemaya giderdik ya da alışverişe belki de bir kafe de saatlerce oturup dedikodu yapardık...Neyse bunların olması için önce Alicia'nın uyanması lazımdı ve görünüşe bakılırsa buna daha çok vardı.

ARAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin