Bölüm 55- FİNAL

12.4K 804 111
                                    

Ida

Daniel kendini kaybetmiş bir şekilde ilerleyerek önüne gelen tüm yaratıkları parçalara ayırıyordu. Herkes onun önüne çıkmamak için dikkatli davranıyordu, artık o bildiğimiz Daniel değildi bunun farkındaydık.

Sebastian'dan aldığı darbe ile yere düştükten sonra üzerine atlayan yaratıklar hareket etmesine engel oluyordu. Ona doğru uzanan parçaların açtığı derin kesikler normal yaralarına göre daha yavaş bir şekilde iyileşirken acı dolu haykırışları ormanda yankılanıyordu.

Artık sayımız üstün olmasına rağmen, herkes yorulmaya başlamıştı. Hiçbir insani ihtiyacı olmayan karanlık yaratıklara karşı savaşmak beklediğimizden zordu. Yaralıları iyileştirmeye çalışırken bir yandan da savaşanlara destek vermek artık beni de yormaya başlamıştı ancak pes edemezdim. Limitime ulaştığımı biliyordum, eğer böyle devam ederse uzun süre dayanamayacağımın farkındaydım.

Ve Alonso da bunu biliyordu, bu nedenle yanımdan ayrılmıyordu.

Daniel'ın vahşi sesleri azalmaya başladığında orman birden bire aydınlanmaya başladı. Işık harabeye dönmüş olan hanedan kalesinden geliyordu. Eliana'nın kendisinin korumaya aldığı buz parçalanıyor ve etrafı ışığa boğuyordu.

Birkaç saniye boyunca gözlerimizi kapamak zorunda kaldıktan sonra ormanda uzun zamandır ilk defa duyduğumuz bir çığlık sesi yankılandı. Korktuğumuz şey başımıza gelmişti, Eliana geri gelmişti ancak tekrardan zihninde beliren anıları acı çekmesine neden oluyordu. Bir şekilde ona ulaşmalıydım, eğer tekrardan kendini kaybederse bu sefer geri dönüşü olmazdı.

Önüme çıkan her yaratığı geriye savurarak kaleye doğru ilerlemeye başladığımda buna gerek kalmadığının farkına varmam çok uzun sürmemişti.

Eliana, etrafında dolanan su ile birlikte ormana geliyordu. Gözlerinden süzülen yaşlar olanların farkın olduğunu gösteriyordu ancak oldukça normal görünüyordu.

"Eliana, buradayım."

Sesimi duyduktan sonra bana kilitlenen gözlerini gördüğümde mor olduklarını fark ettim. Tıpkı kehanette olduğu gibi, menekşe rengi gözleri yerini parlak mor bir renge bırakmıştı. Oldukça sakin bir şekilde bana baktı ve konuşmaya başladığında onun çoktan buradan ayrıldığının farkına vardım.

"Ida, suların kızı seni görüyorum."

Yavaşça süzülerek yanıma geldiğinde elini omzuma dokundurmasıyla birlikte enerji dolduğumu hissettim.Bir şekilde bana gücünden bir parça vermişti.

"Eliana, kendine gelmelisin kızım. Beni dinle –"

Elini kaldırarak konuşmamı kestiğinde hafifçe havalanarak ormanın üzerinde belirdi. Tekrardan konuştuğunda sesi bütün ormanda gür bir şekilde yankılanıyordu.

"Ormanın koruyucuları sizi çağırıyorum, çağrıma kulak verin."

Tek bir el hareketiyle ulaşabildiği tüm karanlık yaratıkları parçalara ayırdığında herkes ona bakakalmıştı.

"Atalante'nin tüm öfkeli ruhları adına buradayım. Bu savaş artık bitmeli, denge tekrardan sağlanmalı. Sizin olmayan bu savaşta fazlasıyla can son nefesini verdi."

Eliana'nın konuşmasıyla birlikte çağrıldıklarını anlayan ormanın ruhları birer birer belirmeye başladı ve savaştaki yerlerini aldılar.

Tekrardan konsantre olmaya çalıştığını görebiliyordum, birden bile ellerini yukarıya doğru kaldırdığında altımızdaki zeminin sallandığını hissetmiştim. Gölün suları çekilirken Atalante'nin harabeleri ruhlarla birlikte yükseliyordu.

ARAFWhere stories live. Discover now