☽O☾Bölüm 1- KARANLIK

32.6K 1.7K 315
                                    

                  

                  

                  

Saat gecenin kaçıydı bilmiyorum. Yatağımda sırt üstü uzanarak güzelce uyuyordum ve uykumun en tatlı kısmında bir his beni uykumdan uyandırmıştı ama ne olduğunu bilmiyordum.Bedenim yavaş yavaş ayılmaya başladığında omuzlarımda sanki bir yük varmış gibi hissettim.Daha da dikkat edince sanki birisi beni omuzlarımdan tutup yatağa hafifçe bastırıyordu.Gözlerimi yavaşça açtım ve onu gördüm. Uzun zaman olmuştu ama yine gelmişti,tekrardan buradaydı.Tamamen siyaha bürünmüş insana benzer bir varlık üzerimde  duruyordu.Hatırladığım gibi yüzü yoktu her yeri tamamen siyahtı.Ama vücudu bir insanınkinin tıpatıp aynısıydı.Sanki havada süzülüyormuş gibi öylece  duruyordu işte.

Tanrım sanki bir ruh emici* gibiydi.Ama daha çok insancılıydı ve ruhumu emmeye çalıştığı falan yoktu.Öyle olsaydı bunu çoktan yapardı değil mi? Küçüklüğümde neredeyse her gece rüyamda onu görüyordum.Ve yaşım büyüdükçe korkum daha da çok artmaya başlamıştı.Ama bu seferki farklıydı,bu sefer bana dokunuyordu,bu sefer uzakta değildi.

Omuzlarımdan bana doğru tutunmuştu ve yüzüme gittikçe yaklaşıyordu.Önceden olduğundan çok daha yakınımdaydı artık.Küçüklüğümden beri yüzü olmaması beni korkuturdu.Ne bir ağız ne bir göz... Bana zarar vermiyordu ama korkum her geçen dakika kanıma bir zehir gibi yayılıyordu ve ben buna engel olamıyordum.Tam emin olamasamda sanki hislerini hissedebiliyordum.Merakını uyandırmış gibiydim. Şaşırmış yüzüme gittikçe yaklaşırken içime dolan korkum artmaya başlamıştı. Bağırmak istedim ama ağzım açılmadı,küçüklükten beri onu her gördüğümde söylediğim sözlerim beynimin içinde yankılandı." Mihi protege me Dea! Mihi protege me Dea!*" Ne zaman korkarsam bu sözleri söylememi Isabel tembihlemişti.Ağzımı oynatamıyordum ama aklımdan bu sözleri geçirmem bile bir etki yaratmıştı.Bunu söylememle birlikte sanki bir kara delik beni içine çekmişçesine her şey bir anda karardı ve ben uykumdan gerçekten uyandım.  Hızlıca etrafıma bakındım. Odam boştu.Masam, dolabım, koltuğum, panom, resimlerim, kitaplarım her şey yerli yerindeydi. Kalbimin sesi sanki gecenin sessizliğinde evi dolduruyordu.Ter içinde kalmıştım ve kalbim deli gibi çarpıyordu.Bir rüya için fazla gerçekçiydi.Beni omuzlarımdan tuttuğu yerlerime dokundum.Sanki gerçekten biri beni tutmuş gibiydi ya da bir şey...  İşte yine olmuştu, küçükken olduğu gibi yine kabuslarım başlamıştı. Bunun bittiğini sanıyordum.  Rüyamın verdiği etkiyle etrafı kolaçan ederek hızlıca  ışığı yaktım.Işık gelmiş geçmiş yapılan en büyük icattı en mükemmeliydi.Bir yandan etrafa bakınırken bir yandan da kendi kendimi avutuyordum."Bu bir rüyaydı, bu bir rüyaydı"  Omuzlarım hala hafifçe sızlıyordu, yatağımdan kalktım ve  aynamın karşısına geçtim.Gözlerim kızarmıştı ve yüzüm sanki bir pudra kutusuna batıp çıkmış gibi bembeyazdı.O sırada gözlerim hafifçe sızlayan omuzlarıma kaydı. Geceliğimin askılarının altında gördüğüm manzarayla ise beynimden vurulmuşa döndüm.Her iki omzumda da kırmızı birer el izi vardı. Tam olarak beni tutuğu yerlerde duran iki el izi.. Bu bir rüya değildi, bu bir rüya değildi.... Korkarak ize dokunduğumda hala bunu bir rüya olmasını diliyordum ancak elime gelen soğuk ıslaklıkla bunun bir rüya olmadığını kabullendim. Islaklığın ne olduğunu anlamaya çalışırken birkaç saniye içerisinde odamın kapısı hızlıca açıldı.Isabel elinde bir mumla kapıda duruyordu. Alnında mumun ışığıyla parlayan küçük ter boncuklarını görebiliyordum.Sanki olanları biliyormuşçasına yanıma yaklaştı ve yatağıma yavaşça oturdu.

"Yine mi başladı paulo*?" diye sordu saçlarımı okşarken.

"Bu bir rüya değildi." Yaşadığım şokla sadece bunları diyebilmiştim. O sırada Isabel'in  gözleri omzuma takıldı ve göz bebekleri irileşti.İzi o da görüyordu...Yeşil gözleri şimdiye kadar hiç görmediğim bir şekilde parladı.

ARAFWhere stories live. Discover now