☽O☾ Bölüm 4

21.4K 1.4K 230
                                    


Aman Tanrım..

Dışarıdan baktığınızda gördüğünüz görüntüyle içerisi bu kadar farklı olabilirdi.Dışarıdaki eski tip mimariye rağmen içerisi neredeyse son model eşyalarla donatılmıştı.

Tam bir cennet...

Hayal bile edemeyeceğim kadar büyük iki tane televizyon,Psp,langırt,oyun konsolları,büyük geniş koltuklar, masalar ve daha bir çok şey...Üstelik dört tane otomat ve iki tane buzdolabı vardı...İçi yemek dolu otomatlar olduğuna göre buzdolaplarının içini tahmin bile edemiyordum.Yemekhaneye ne gerek vardı ki...

Tabi içerideki öğrencileri saymıyorum bile o kadar çok kalabalıktı ki...

Acaba bu okulda kaç kişi okuyordu?

Kapının gıcırdayarak kapanmasından sonra tüm bakışlar üzerimi çevrilmişti.Hadi bakalım başlıyoruz dedim kendi kendime...

Herkes bana bakarken bende büyük girişte yavaşça etrafa göz gezdirerek ilerliyordum.

Yeni bir insanı beklemiyor gibi bakıyorlardı ya da istemiyor gibi...Neyse ki bu bakışların altından kalkmaya alışkındım hiçbir şey yokmuş gibi önüme baktım ve otomatlardan birisine gözlerimi kitleyip yürümeye başladım.

O sırada çantamı elime alıp içerisinde cüzdanımı arıyordum ve tam hedefime ulaşıyordum ki omzumla sert bir şeye tosladım ve geriye doğru sendeledim zar zor bulduğum cüzdanım ise yeri boylamıştı.

Ah Haarika, daha ilk saniyelerden sakarlığım tutmuştu görkemli bir giriş yapmıştım(!)

Çarptığım şeyin ne olduğunu görmek için kafamı kaldırdığımda beyaz bir tişörtle örtülmüş geniş iki tane omuzla karşılaştım. Biraz daha kaldırdığımda ise kirli sakal arasında saklanan dolgun dudaklar ve bana bakmayan bir çift bal rengi gözle karşılaştım.Sanırım dünyanın en güzel varlığına bakıyordum...

O güzel dudaklardan soğuk bir ses tonuyla dökülen iki kelime gerçek dünyaya dönmeme yetmişti.

"Önüne bak"

Ve bir hışımla yanımda geçerek gitti.

"Sanırım buralarda yenisin"

Arkamı döndüğümde bir el bana cüzdanımı uzatttı ve  daha da yukarı bakınca çok şeker bir yüz ifadesiyle karşılaştım.Tanıdığım en şirin yüze sahip olabilecek bir çocuktu ama sevemeyeceğim kadar boyu uzundu.Sanırım boyu iki metre civarındaydı, kıvırcık sarı saçlarının çevrelediği çilli  bir  yüzü ve bebek mavisi gözleriyle bilmiş bir tavırla bana gülümsüyordu.

"Ah evet " gülümseyerek karşılık verdim.

"Buralarda buna ihtiyacın olacağını zannetmiyorum. Ne istersin?" dedi otomatı göstererek. Hem acıkmıştım hem de susamıştım, biraz daha yemek yemezsem eğer karnım kendi kendisini sindirmeye başlayacaktı

"Ah şey peynirli bir sandviç ve büyük bir su iyi olurdu."

Çocuk kafasını salladıktan sonra hızlıca numaraları tuşladı ve gelen sandviç ve suyu bana uzattı.

"Teşekkür ederim.Sanırım bunlara para vermiyoruz?" dedim gülümseyerek.

"Evet bunlar ücretsiz patlayana kadar yiyebilirsin. Gerçi çok yemek yiyen birisine benzediğini söyleyemem ama." Dedi vücudumu süzerek.

"Ah hadi ama gayet normal bir kilodayım ben."

"Yani sayılır.Neredeyse normalsin" Dedi ellerini kıvırarak."Ben Kevin bu arada" 

ARAFWhere stories live. Discover now